PAJK: Özgürlük değeri 1 Mayıs insanlığa kutlu olsun!
PAJK: Özgürlük değeri 1 Mayıs insanlığa kutlu olsun!
PAJK: Özgürlük değeri 1 Mayıs insanlığa kutlu olsun!
PAJK Koordinasyonu, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada " İş ve özgürlüğün özleşmediği bir yaşam sömürüye açık bir yaşamdır" diyerek, mücadeleyi yükseltme sözü verdi.
PAJK Koordinasyonu, "İnsanlık, halklar, emekçiler ve kadınlar adına özgürlüğe çok yakın bahar günlerini yaşıyoruz. Yeni bir işçi ve emekçi bayramı 1 Mayısı karşılarken, bizi bu günlere getiren emek ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, devrimci mücadelenin bütün neferlerinin emek bayramını kutluyoruz" dedi.
Açıklamada devamla şu ifadeler kullanıldı: "“Ben aşk işçisiyim” diyen bir insanlık önderinin kadın militanları olarak biliyoruz ki; bin yıllardır insanlık kendisini emeği ile var etti, emeğin özgürleştirici arayışlarında değerler yarattı ve tarihin en onurlu sayfaları emek ile yazıldı. Ana tanrıça kültürünün yaratımı olan maddi ve manevi yaşam gerçeği bütün tarihselliğiyle bu günümüzün aynasıdır. “Nan'ın (ekmek) yurdunda” ilk başakların boy verdiği coğrafyada alın terinin yarattığı anlamın peşine düşmek dayatılan anlamsızlık ilişkilerinin reddidir. İşi, emeği, insanı bile alıp satan kapitalist sistem gerçeğinin vahşi dayatmalarına karşı, paylaşım, sevgi ve emek ilişkilerinin yaratılması en anlamlı mücadele olduğu kadar insanca yaşamakta da ısrardır. Sınıflar yaratılarak toplumu binlerce parçaya bölen egemenler, yapısallığı parçalayıp emeği daha kolay sömürme peşine düşerken, toplumsallık birçok değerinden uzaklaştırıldı, ürünlerin artması karşılığında, insanlıktan birçok şey azaldı.
Emek ve değerin ekonomi ve toplumun iş ve ahlakın birbirinden kopartıldığı kapitalist kültür gerçeğinin yarattığı sınıflar insanlığın sömürüldüğü, emeğin alınıp satıldığı bir pazara dönüştürülürken insanca yaşam mücadelesi de hep devam etmiş, esas olarak insanlık onur ve özgürlüğünden vazgeçmemiştir. Emeğin sömürüsü ve emek hırsızlığı beklide insanca yaşama arzusuna vurulan ilk darbedir. Küresel sermayenin çalıp çırptığı insan emeği, üzerinde büyüyen endüstriyalizm insanlığın inkârını bağrında taşımaktadır. Sermayedar güçlerin hırsızlığı ekonominin inkârı yanında kadın ve toplumun da yaşam hakkının elinden alınmasıdır. Bu gerçek bütün emekçilerin ve değer savunucularının en büyük mücadele gerekçesidir. Hakkını aramak, iyi ve doğru yaşamın arayışında olmak hakikatle bağını koparmak istemeyen insanlığın özüdür. Biliyoruz ki yaşamın anlamı tarım - çiftçi toplumların ve kadınların elinde şekillenmektedir. Esas ekonominin kutsallaşması manevi kültürün yansıdığı toplumsallıkta yatmaktadır. Kadın toplumun kutsallığını yaratan güç olarak tarihten bu güne en çok sömürülen, emeği inkâr edilen varlık olmaktadır. Adeta yaşam doğurucu bir kutsallık çalınmış ve insanlık manevi değerlerinden mahrum bırakılmıştır. Bu günde en çok kadın sömürülen ulus olma gerçeğini yaşıyor ama geleceği inşa edecek, toplumu eski kutsallığıyla buluşturacak bir özgürlük mücadelesi de veriliyor. Kürdistan kadını evrensel bir özgürlük mücadelesinin öncülüğünü yürütüyor. Kadının her gün her yönüyle uğradığı haksızlık, şiddet, emek gaspının durdurulması, kadının en büyük mücadele gerekçesidir. Bunun için de bütün kadınların bilinçlenerek, örgütlenerek, eyleme geçerek, özgürlüğün xwebûn ilkesine ulaşabilir.
Evrensel değer dediğimiz ahlakın en öncel koşulu özgürlüğüne, emeğine ve onuruna sahip çıkmak ve büyük mücadeleleri göze almaktır. Haydut devletlere, küresel çetecilik yapan tekeller insan emeğini sömürerek yaşamaktadır, bu emekçiye yapılan en büyük hakarettir. Bu konuma getirilmek insanlık adına yaşadığımız en büyük trajedidir. Bu anlamda kapitalizm dışında bir yaşam yaratmak en kutsal iştir. Hakikatin ekonomizme mâhkum olmadığı, Dicle – Fırat su projesiyle emeğin insanca yaşamak için harcandığını göreceğimiz zamanlarda yaşıyoruz. Toplumsal emeğin, değerin gaspını haksızlık olarak tanımlarız, hakkını aramak ise bir özgürlük işidir. İş ve özgürlüğün özleşmediği bir yaşam sömürüye açık bir yaşamdır. Bu yüzden kendi ellerimizle ve emeğimizle yeni yaşam alanları açmanın zamanın gelmiştir. Kapitalist moderniteye karşı, demokratik modernite görevleri bizi yaratılmak istenen yaşama taşıyacak zenginliktedir ve insanca yaşamanın eylemleriyle doludur. Bu bizim hakikat savaşçısı olma ve haksızlıkların hesabını sorma görevimizdir. İnsanlık değerlerine ve tanrıça kültürüne olan bağlılığımızın gereği olarak halkların emek bayramını sahiplenmek, özgürlük değerlerini yükseltmek en kutsal işimizdir. Önder Apo’nun selamını ve takdirini alan kadınların barış öncüsü olması kaçınılmaz bir görevdir. Kadınlar savaşın bütün zorluklarına katlandı, bu açıdan barışı en çok hak eden de kadınlardır.
Reber Apo içinde bulunduğumuz zamanı halkların helalleşmesi olarak tanımladı. Ve insanlığın özgürlüğü için harcanan “bütün emekler helal olsun” dedi. Bizlerde özgür kadın hareketi olarak şimdiye dek harcadığımız emeklerin daha fazlasının hak eden bir mücadele gerçeğine sahip olduğumuzu biliyoruz, Dünya ve Kürdistan kadınının görkemli özgürlüğü her tür çaba ve emeğe layıktır diyor, bu yılki 1 Mayıs'ın insanlık değerlerinin özgürleştiği yıl olacağının umudunu yaşıyor ve mücadelemizi yükseltme sözü veriyoruz."