Van'da polis halka saldırdı, halk sloganlarla yürüdü-YENİLENDİ

Van’da DBP İl Örgütü tarafından düzenlenmek istenen Ulusal Birlik eylemine gaz bombaları ve tazyikli su ile saldıran polise rağmen halk sloganlarla yürüdü.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü tarafından Fegiyê Teyran Parkı'nda “Şimdi Ulusal Birliği ve Özgürlüğü Sağlama Zamanı” şiarıyla düzenlenmesi planlanan basın açıklaması için binlerce kişi, DBP il binası önünde toplandı.  Açıklamanın yapacağı bölgeye doğru düzenlenen yürüyüşe DBP eş genel başkanları Saliha Aydeniz,  Keskin Bayındır, DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk, HDP Milletvekilleri, STK yöneticileri ve binlerce kişi katıldı.
Sloganlar eşliğinde yürüyen halka, polis, Beşyol'da gaz bombası ve tazyikli suyla saldırdı. Sloganlarla karşılık veren halk bir süre sonra parti binası önüne geçti.
“Bijî Berxwedana Zindana”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atan halkın önünü kesen polisler, halkı saldırarak dağıtmaya çalıştı. Halk, daha sonra HDP İpekyolu ilçe binasına doğru yürüyüşe geçti. Ancak burada polis birçok kişiyi darp ederken yürüyüşün yapılmasını engelledi.
Polisin tüm engellemelerine rağmen halk, HDP ilçe binasına doğru alkışlar ve zılgıtlarla yürüdü.

TUTSAKLAR SELAMLANDI, ULUSAL BİRLİK MESAJI VERİLDİ

Burada basın açıklaması yapan DTK Eşbaşkanı Bedran Öztürk, cezaevlerinde süren açlık grevi eylemi sahiplendiklerini ve siyasi tutsakların yanında olduklarını söyledi.  Öztürk, şunları söyledi:
"Emperyalist kapitalist modernitenin Kürt halkına yönelik saldırılarını sürdürüyor. Kürt halkı tüm bu saldırılara rağmen büyük bedellere rağmen mücadelesinden vazgeçmedi,  varlığını, dilini savundu ve savunmaya devam etti. 2021 yılındayız ve şimdi ulusal birliği sağlama zamanıdır. Demokrasi ve Özgürlük mücadelemiz her gün daha da yükseliyor.  Kürt halkına yönelik tüm saldırılara karşı birlik olacağız. Hiçbir Kürt, Kürt kanının dökülmesini, Kürtler arası bir çatışmanın yaşanmasını istemiyor. Kürt halkı arasında ki sorunları diplomatik yollarla çözecek durumdadır. Emperyalistlerin ve egemenlerin amacı ne olursa buna izin vermeyeceğiz. Halkımızın bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak bütün Kürt siyaseti birlikte hareket etmelidir. AKP ve MHP faşizmi tüm amacı Kürtleri yok etmektir. Yürütülen bu savaş ve kayyum politikaları sonuç vermeyecektir. AKP-MHP bloku artık miadını doldurmuştur. Miadini dolduran bu hükümet şimdi İmralı tecridini ağırlaştırmıştır. Bu yüzden başlayan açlık grevi eylemleri bunun son bulması için başlatılmıştır. Buradan ilan ediyoruz: Cezaevlerinde yaşanan herhangi bir olumsuzluğun sonucu AKP ve MHP iktidarı olacaktır. Şunu bilmeleri gerekmiyor ki tecrit yine sonuç vermeyecektir. Halkımızın direnişi tecridi bir kez daha kıracaktır. Sayın Demirtaş ve bütün siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılsın, AİHM kararını uygulayın ve Kürt siyaseti ile demokratik zeminde mücadele edin. Tecrit kalkana kadar ve halkımız özgür olana kadar mücadelemiz sürecek. Kürt Ulusal Birliği bu anlamda oldukça stratejiktir. Ulusal Birliği sağlarsak tüm otoriter rejimler son bulacak ve halklarımız özgürleşecektir. İnancımız bu yöndedir.”

AYDENİZ: VAN’DA HALKIMIZA İŞKENCE UYGULANIYOR

Öztürk’ün ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise şunları söyledi:
“Biz bugün Van’da halkımızla Türkiye ve Kürdistan’da yaşanan olaylara dair açıklama yapmak istedik. Bunu Diyarbakır’da, Şırnak’ta yaptık ama Van’da halkımıza işkence uyguladılar. Devletin zor gücünü, silahın, topunu halka karşı kullandılar. Bu tutumu kınıyoruz. Bu baskılara karşı boyun eğmeyeceğiz. Her zaman demokratik siyasete devam edeceğiz. Bugün binlerle bu açıklamayı yapacaktık, binlerce kişi  şu anda bu açıklamaya gelmek istiyor ama engelleniyorlar. Ama biz burada bütün  halkımıza sesimizi duyurmaya devam edeceğiz, çünkü; biz haklıyız ve sizler kaybedeceksiniz. Bölgesel ulus devletler ve emperyalist devletlerin eliyle Kürt halkı inkar edildi. Buna itiraz eden halkımız bu zihniyete, katliamlara rağmen mücadele etti ve asla vazgeçmedi. En zorlu koşullarda dilini, kültürünü korudu. Komşu halklar ve bizler açısından hala büyük bir tehlike söz konusudur."

‘ULUSAL BİRLİĞİN KARŞISINDA DURAN HERKES KAYBEDER'

“Mücadelemizi çağdaş dünyanın normlarıyla yeniden kurmak zorundayız. Mücadelemizi güncelleyerek yolumuza devam edeceğiz. Güncel tehlikeler karşısında mücadelemizi büyüteceğiz.” diyerek sözlerini sürdüren Aydeniz, şöyle devam etti:
"Hiçbir Kürt ne siyaseten de olsa başka bir Kürde kötülük yapmamalıdır. Hiçbir Kürt gücü başka bir Kürt gücünü hedef almamalıdır. Başka halklarla kardeş olmak istiyorsak öncellikle bunu kendi içimizde başarmak zorundayız. Halkımızın beklentisi de bu yöndedir. Ulusal birlik karşısında duran herkes kaybetmeye mahkumdur. Bizler halkımızın önümüze koyduğu sorumlulukla bu ilkeler hareket edeceğiz ve tüm Kürt güçlerini bu ilkeler doğrultusunda hareket etmeye çağırıyoruz.”

‘TECRİDE DERHAL SON VERİN’

AKP-MHP faşist blokunun hukuku askıya alarak OHAL ile hareket etmesinin '90’lı yılların özlemiyle bağlantılı olduğunu kaydeden Aydeniz, şunları söyledi:
"Tüm Türkiye halkı artık bunu görmelidir. Bizler boyun eğmeyeceğiz ve tüm dünya Kürtlere düşmanlığın hangi sonuçlara yol açtığını görecektir. Halkımız ve Türkiye halklarına çağrımız, AKP MHP blokunun miadını doldurduğunu görmeleridir. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan hukuksuzluk devam etmektedir. İmralı sistemi bir işkence sistemidir. İmralı adasındaki işkence Türkiye ve dünya için büyük utançtır. Sayın Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevi ile tecrit sonlandırılmış ancak sonradan tecrit daha da ağırlaştırıldığı için tecrit yeniden başlamıştır. Yetkilileri tecridi kaldırmaya devam ediyoruz. Ne zaman tecrit kaldırılmışsa Türkiye toplumu rahat bir nefes almıştır. Bunu defalarca deneyimledik ve gördük. İmralı adasında Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit koşulları derhal kaldırılmalıdır. AİHM sayın Demirtaş hakkında tahliye kararı verdi. Bu karar tüm demokratik müdahalelerin hukuksuzluk olduğunu tescillemiştir. AİHM bu kararla Türkiye’yi bu uygulamalardan vazgeçmesine yönelik bir karar almıştır. Sayın Demirtaş ve bütün siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır. Hukuksuzluğa son verin. Tüm demokrasi güçlerini bu kararlara uyulması için duyarlı olmaya çağırıyoruz."
Açıklamanın ardından caddelerde sloganlar atan halka polis biber gazı ile saldırdı.