Güney Kürdistan Siyasi Gözlemcisi ve Yazar Letîf Fatîh Ferac, Irak Parlamentosu seçimlerini ve Türk devletinin Güney Kürdistan’ı işgal saldırılarında kimyasal gaz kullanmasını ANF’ye değerlendirdi. 

Başlangıçta Irak erken genel seçimlerini değerlendiren Yazar Ferac, seçimlerle Irak’ta bir değişim olmayacağını söyledi. Gerek Şii, gerek Sünni gerekse de Kürt siyasetçilerin hep aynı yüzlerden oluştuğunu belirten Ferac, Irak’ta doğru siyasetin bir tanımı yok. Irak siyaseti de Türkiye, İran, Amerika, Ürdün ve Suudi Arabistan’a benziyor. Bu yüzden seçimlele bir değişimin olacağına inanmıyorum” dedi.

TÜRKİYE IRAK’TA İŞGALCİDİR

İşgalciTürk devletinin Kürt halkına yönelik savaş suçlarından bahseden Ferac, “Türkiye işgalci olarak görülmelidir. Çünkü Irak’ta egemenlik kalmadı, kendini ayakta tutamıyor; bu yüzden Türkiye saldırılarını genişletiyor. Türkiye sadece Qendîl, Avaşîn ve Başîka’da olmak istemiyor; Kerkük’te de olmak istiyor. Bazı Iraklı siyasetçiler, çıkarları için kendilerini bu konuya yakın görüyorlar. Bu yüzden Kürdistan ve Irak’taki siyasetçilerden bir kesim Türkiye için çalışıyor.” 

ULUSLAR ARASI BİR HEYET İNCELEMELİ

Türk devletinin Medya Savunma Alanları’nda ve gerillaya yönelik kimyasal silah suçlarına da değinen Siyasi Gözlemci ve Yazar Letîf Fatîh Ferac, şunları dile getirdi: “1987-1988’de Irak rejimi Kürt halkına yönelik kimyasal silah kullandı. Türk devleti de Kürt halkı üzerinde kimyasal silah kullanmıştır. Biz, uluslar arası bir heyetin bölgeye gelip inceleme yapmasını talep ediyoruz. Biz Kürt halkı olarak da belge ve görüntüleri dünyaya ulaştırmalıyız. Benim yanımda da birkaç fotoğraf ve belge var ki Türk devletinin Kürt halkına yaptığı bu vahşet fotoğraflarına bakamıyorum bile. Bu görüntüler dünyaya ulaşmalı.”

NATO, AB VE BM TÜRKİYE’NİN SUÇLARI KARŞISINDA SESSİZ

Ferac, Türkiye’nin NATO’nun bir üyesi olduğunu hatırlatarak, “NATO Türk devletinin insanlığa karşı bu suçlarını araştırmalı. Türkiye NATO’nun bir üyesidir, bu suçları NATO adına yapıyor. Türkiye insan haklarına yönelik suçlar işliyor ancak NATO ve Birleşmiş Milletler (BM) buna karşı sessiz.

Diğer yandan Avrupa Birliği (AB), Türkiye’nin işlediği suçlara karşı inceleme başlatmalı. Ama AB, çıkarları gereği sessizliği tercih ediyor. 

ERDOĞAN DÜŞERSE, KÜÇÜK ORTAKLARI DA DÜŞER

Ferec, son olarak tarihin zalim ve diktatörlerin düşüş hikayeleriyle dolu olduğuna işaret ederek, “Hitler’den tutun Musollini’ye, Cengizhan ve Saddamlara kadar… Bu gidişat böyle sürmez. Erdoğan da düşecek. Erdoğan düştüğünde küçük taraftar ve ortakları da onunla birlikte gömülecek” diye vurguladı.