9 Ekim işgal saldırılarına direnen savaşçılar anlattı

Türk devletinin bir yıl önce Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik işgal saldırılarına karşı direnişte yer alan YPG ve QSD savaşçıları, işgal saldırılarını, amaçlarını ve buna karşı gösterilen tarihi direnişi anlattı.

Türk devleti 9 Ekim 2019'da Kuzey ve Doğu Suriye'ye yeni bir işgal operasyonu başlatmıştı. QSD ve YPJ savaşçıları, Türk işgal saldırılarını değerlendirirken, işgalcilerin direniş karşısında yenileceğini belirtiyor.

İşgale karşı direnişte yaralanan ve buna rağmen Silûk'ta bir koridor açmayı başardıklarını söyleyen YPJ savaşçısı Gulan, ‘‘9 Ekim saldırısı uluslar arası bir işgal saldırısıdır" dedi.

Gulan şöyle devam etti: "Rojava üzerinden çökmek üzere olan iktidarını güçlendirmek için saldırıya geçti. O nedenle topyekün saldırdı. Saldırıları hala devam etmektedir. Efrin’de de hiçbir ahlak kuralı tanımadan saldırdı. Her gün tecavüz edilip öldürülen kadınlar bunun örneğidir."

Efrîn'de olduğu gibi Girê Spî ve Siluk’ta da halkın kendini özerk sistemle örgütlediği ve toprağını savunduğunu dile getiren Gulan, "İşgalciler bunu tehlike olarak görüyordu. Sınırları korumak adına katliam yapmak istediler. Arkadaşlar ve halk fedaice savaştılar" diye belirtti.

Gulan şunları ekledi: "Ben de Siluk’ta yerimi alıyordum. Heval Zin’in komutasında yer alıyordum. Bize öncülük yapan Zin arkadaştı hem savaşıyor hem de savaşı koordine ediyordu. Kahramanca savaştı ve şehit düştü. Bizler de çemberde kalmıştık koridor açmak için savaşıyorduk. Biz koridoru açarken insansız hava araçlarının vuruşu sonucu bende Siluk’ta yaralandım. Ona rağmen koridoru açtık."

İşgalcilerin her yönüyle saldırıda bulunduğunu ve özellikle kadınları hedef aldığını belirten Gulan, "Halkımız bu konuda daha duyarlı olmalıdır, kendini örgütlemeli ve eğitmelidir. Orada amansız direnişler yaşandı. Bize de YPJ savaşçıları olarak büyük bir sorumluluk düşmektedir. Kadın çizginin çıtasını yükselterek şehit yoldaşlarımıza layık olma ve Devrimci Halk Savaşını geliştirme ile zafere yürümeye çabalayacağız" dedi.

QSD savaşçısı Baran ise işgal saldırıları ve buna karşı gösterdikleri direnişi şöyle anlattı:

“Öncelikle Onur Direnişi şehitleri ve bu uğurda canını veren bütün arkadaşları saygıyla anıyorum. Gelişen saldırılar öyle sıradan değildi. 9 Ekim’in ne ifade ettiği bizim Kürt tarihinde bilinmektedir. 9 Ekim 1998’de başlatılan uluslar arası komplo ile bağlantılıdır. 9 Ekim 2019 saldırıları da bulunla bağlantılıdır. Girê Spî, Siluk, Eyn İsa, Serêkaniyê’nin geçmişi bilinmektedir. YPJ, YPG, QSD savaşçıları ve Halkın büyük direnişleri ile alınmış büyük bedeller verilmiştir. Rojava Devriminden sonra bugüne kadar Türk Devleti ve yanlıları hala bunu hazmedememiş sürekli tehditler yapıyorlardı. Önder Apo’nun özgürlükçü demokratik fikrine karşıdırlar, çünkü onlar tek din, tek bayrak, tek millet demektedir. Burada her kesim iç içe yaşamakta. Herkes kendi din, dil, ırklarına bağlı ve bir arada özgürcü yaşamaktadır. Ben Girê Spî savaşında etrafındaki köylerde yerimi almaktaydım. Normal bir saldırı değildi her türlü teknik kullanılmaktaydı. Fakat onca şeye rağmen arkadaşlar kahramanca savaşıyordu. Bahoz arkadaş yaralanmış düşmanın eline geçmemek için 'Teslimiyet İhanettir' sloganıyla bombasını kendinde patlattı. Hakeza birçok kadın arkadaş ön cephelerde yiğitçe savaşıp şehit düştüler. Arkadaşların şahadetleri bizi daha çok hırslandırdı ve arkadaşların anınsa birçok eylem geliştirdik. Birçok çete silah ve mühimmatlarını bırakıp kaçtılar. Türkler ve yanlıları işgal ettikleri yerlerin kültürel değerlerini tümden yok edip, kendi dillerini, kültürlerini ve paralarını kullanmaktalar. Halkı katliamlardan geçirip zorla göçertmekteler. Ve çete ile ailelerini yerleştirmektedirler. Gelişen bütün saldırılara karşı fedaice savaşıp şehit düşen yoldaşlarımızın ardılları olarak Önder Apo’nun felsefesi ile yürüyeceğiz arkadaşlarımız ve halkımızın intikamını alma sözünü veriyorum.”

İşgal saldırılarına karşı Girê Spî cephesinde yer alan YPJ savaşçısı Mezra, hem askeri hem de psikolojik bir savaş yürütüldüğünü belirtti.

Mezra şöyle anlattı:

“Bu saldırıları sadece askeri açıdan ele alamayız. Özel, psikolojik bir saldırı da vardı. Erkek egemen zihniyetini bu topraklarda da yürütmek istemektedirler. Saldırılara karşı tarihi mücadeleler gelişti. Tekniğe karşı arkadaşlar kendilerini siper ettiler. Gece gündüz arkadaşlar fedaice savaşıyorlardı. Çünkü bu topraklar öyle kolay elde edilmemiş büyük bedeller vererek kazanılmıştı. O nedenle bütün arkadaşlar bu savaşta aktif bir şekilde yer aldırlar. Bunun somut örneğini şehit Azad arkadaş üzerinden verebilirim. Durmadan sürekli hareket halindeydi bütün çalışmalarda yer alıyordu. Keşif ve uçaklara rağmen durmak bilmeden işlere koşuyordu. Yaralı arkadaşları kurtarmak için fedaice gitti ve şehit düştü. Bizler de bu ruhu yaşatma ve mücadelemizi yükseltme sözünü veriyoruz. Direniş hiç bitmedi bitmeyecek o nedenle sonuna kadar değerlerimize sahip çıkacağız.”

YPJ savaşçısı Bêrîtan ise “Saldırılar ilk defa olmuyordu" diyerek şunları dile getirdi:

"2014 yılı sürecinde de AKP-MHP faşizmi ve DAİŞ çeteleri insanları kesip katlediyorlardı. Evlerini talan ediyorlardı. Burada da büyük bir direniş olmuştu. YPJ öncülüğünde gelişen savaş zaferle sonuçlanmıştı. 2014 yılındaki yenilgiyi kabul edememiş o nedenle her gün topraklarımıza saldırmaktadır. En son ki Girê Spî savaşında da öldürmeye ve kırımlara doymayan İşgalci Türk Ordusu ve çeteleri sınır tanımadan insanlıktan dem almamış diktatör zihniyeti ile tekrar saldırı girişimlerinde bulundu. Şehit düşen arkadaşlarımızın cenazeleri ile oynadılar. Halkı zorla göçe zorladılar. Yine evleri yakıp, yıkma halkın eşyalarını el koyma özellikle de kadını hedef alarak taciz tecavüzle iradelerini kırmak istediler. Şunun bilinmesi gerekir ki bunu asla başaramayacaklar. Bu çirkin yönelimler mücadelemizin daha büyümesini sağlıyor çünkü biz çirkinliklere karşı savaşma sözü vermiş savaşçılarız. Bu savaşta uçak vuruşlarının sonucunda anne ve çocuklar yıkımların altında kalmıştı. Onları kurtarmaya giderken tekrar uçaklar vurdu o esnada yaralandım. Bu direniş onur direnişiydi elbette savaşın zorlukları vardır ama bu zorluklar her zaman bizlere güç verdi. Mücadelemizin çıtası daha da yükseldi ve yükselmeye devam edecek.”