Cenevre'deki Suriye anayasa görüşmelerinde Türk-Rus oyunu!

Suriye'yi 2016'dan beri karşılıklı çıkarlarına göre biçimlendirmeye çalışan Rusya ve Türkiye, anayasa komitesi görüşmelerinde BMGK'nin 2254 sayılı kararının arkasından dolanarak Cenevre'yi de etkisizleştirmeye çalışıyor.

Rusya, Türk devleti ve İran tarafından arasında önce Astana, ardından da Soçi'de yapılan Suriye konulu görüşmeler sonucu oluşturulan Suriye anayasa komitesi görüşmelerinde yeni pazarlıklar yapıldığı belirtiliyor.

Soçi'de oluşturulan ve Aralık 2019'da Cenevre'ye Birleşmiş Milletler (BM) himayesine taşınan görüşmelerde Rusya ile Türk devleti arasında silahlı grupların siyasi talepleri üzerinde yeni pazarlıklar yapıldığı ifade ediliyor.

Anayasa komitesinin 30 Kasım ile 4 Ekim tarihleri arasında Cenevre'de yaptığı 4'üncü tur görüşmelerinde Türk devleti güdümlü muhalefetin "geçiş hükümeti kurulması" şartını dillendirmemeye başladı. Aynı şekilde Türk yetkililer de son zamanlardaki açıklamalarında "geçici hükümet" konusunu telaffuz etmemeye başladı.

BMGK'NİN 2254 SAYILI KARARININ ARKASINDAN DOLANILIYOR

Türk devleti güdümlü muhalefetin bundan söz etmemesi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 18 Aralık 2015 tarihinde oybirliğiyle kabul ettiği 2254 sayılı kararından geri adım anlamına geliyor.

BMGK'nin 2254 sayılı kararı, Suriye'de krizin siyasi çözümü için "6 ay içerisinde, güvenilir, kapsayıcı ve bir mezhebe dayanmayan bir hükûmet oluşturulması, 18 ay içerisinde bağımsız ve adil seçimlerin BM denetimi altında yapılmasını" öngörüyor.

BMGK'nin 2254 sayılı kararı, Suriye krizi ile ilgili oy birliğiyle alınan tek karar olduğu için bugüne kadar Suriye sahasında faaliyet yürüten tüm yerel ve uluslararası güçler bu karara atıfta bulunarak meşruiyetlerini sağlamaya çalıştı.

UZMANLAR TÜRK-RUS HAMLESİ İÇİN NE DİYOR?

Uzmanlar, muhalefet adıyla hareket eden grupların "geçici hükümet" şartından vazgeçmesinin BMGK'nin 2254 sayılı kararından vazgeçme anlamına geldiğini belirtiyor.

Uzmanlar, geçici hükümet şartının "Rusya'nın Türk devletine baskısı ve Türk devletinin muhalefet gruplarına dayatmasıyla" konuşulmamış olduğu ihtimali olduğu görüşünde.

Konuya ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulunan Fırat Stratejik Araştırmalar Merkezi üyesi Welîd Çolî, Suriye muhalefeti iddiasındaki grupların 2014'ten sonra tamamıyla Türk devletinin güdümüne girdiğini hatırlatarak, Türk devleti ile Rusya'nın yakınlaşmasıyla, "bu grupların taleplerinin Astana ve Soçi görüşmeleriyle bir bir törpülenmeye başlandığını" kaydetti.

'SURİYE SORUNU YEREL BİR SORUNA İNDİRGENİYOR'

Welîd Çolî, anayasa görüşmelerinin 4'üncü turunda "geçici hükümet" şartının dillendirilmemesini, "Türk devleti, Rusya'nın talepleri doğrultusundan bu kararı görünmez kılmaya çalışmıştır" sözleriyle değerlendirdi. Çolî şunları ekledi: "Bu durumda muhalefet diye bir şey kalmıyor. Böyle bir şey olması durumunda Cenevre görüşmelerinin de bir anlamı kalmıyor. Suriye sorunu uluslararası bir sorun olmaktan çıkıp yerel bir soruna indirgeniyor."

'RUSYA VE TÜRK DEVLETİ ULUSLARARASI TOPLUMU ALDATMAYA ÇALIŞIYOR'

"Türk devleti ve Rusya, anayasa komitesinin bu haliyle Cenevre'yi ve uluslararası toplumu aldatmaya çalışıyor" diyen Welîd Çolî, şunları dile getirdi: "Bu haliyle olan şey rejimin olduğu gibi kalması ve İhvancıların da iktidara dahil edilmesi oluyor. Burada önemli olan şey Avrupa Birliği ve ABD'nin tutumunun ne olacağı konusu oluyor."

CENEVRE DEVRE DIŞI MI BIRAKILIYOR?

ABD ile AB'nin Soçi görüşmeleri oluşturulan anayasa komitesine mesafeli durduğunu ancak komitenin 2254 sayılı BM kararına atıfta bulunularak Cenevre'ye taşınmasıyla bu tutumlarında bir değişim görüldüğünü kaydeden Welîd Çolî, "Rusya ve Türk devleti bu hamleyle ABD ile AB'yi bir tarafa bırakıyor. Böyle bir durumda yeni bir muhalefet oluşturulması gündeme gelebilir. Batı bunun üzerinde durabilir" ifadelerinde bulundu.

'TÜRK DEVLETİ ŞİMDİ DE DEVRİMİN TALEPLERİNİ SATIYOR'

Kürt-Alman Forumu Başkanı Yûnis Behram da Türk devleti ile Rusya arasında anayasa komitesi üzerinde bir oyun oynandığını ifade ederek, "Suriye muhalefeti merkezini İstanbul'a taşıdıktan sonra bütün kartlarını Türk devletinin eline vermiş oldu. Ondan sonra da Suriye devriminin kıvılcımını ateşleyen talepleri tek tek pazarlık konusu yaptı. Muhalefet iddiasındaki gruplar önce toprak sattılar, şimdi de devrimin taleplerini satıyorlar" dedi.

İHVANCILARI, BAASÇILARA EKLEMLEME ÇABASI

Türk devletinin Suriye'de rejim devirme iddiasından çoktan vazgeçtiğini ve artık iki temel amacının olduğunu ifade eden Yûnis Behram, şunları dile getirdi:

"Erdoğan rejiminin birinci amacı Kürtlerin herhangi bir şey elde etmemesi. İkinci amacı ise Suriye'de işgal ettiği toprakların kendisinde kalması. Bunları garantiledikten sonra artık İhvancıları Suriye rejimine eklemleyebilir. Bugün anayasa komitesi görüşmelerinde yapılan da tam olarak bu."

SURİYE ANAYASA KOMİTESİ

Suriye Anayasa Komitesi, Ocak 2018'de Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nde yürütülen görüşmelerde gündeme geldi.

Rusya, İran ve Türkiye arasında yürütülen görüşmelerde yapısı belirlenen komite, Ekim 2019'da BM'nin 2254 sayılı kararına atıfta bulunularak Cenevre'de toplanmaya başlandı.

Toplam 150 üyeden oluşan komite üyelerinin 50'si Suriye hükümeti, 50'si muhalefet adıyla hareket eden gruplar, kalan 50 üye de BM tarafından belirlendi. Anayasa yazımı için oluşturulan küçük yapıda taraflardan 15'er, toplamda 45 kişiden oluşuyor.

5 milyonu aşkın yurttaşın temsil edildiği Kuzey-Doğu Suriye temsilcileri ise komitelerde yer almıyor. Kuzey-Doğu Suriye temsilcileri ve halkları da komitenin alacağı kararların kendilerinin bağlamadığını açıkladı.