İdlib'te çekilme, Eyn Îsa'da saldırı, Cenevre'de geri adım

İdlib'teki çemberdeki son gözlem noktasını da boşaltan Türk devleti, Eyn Îsa'nın işgali için Rusya ile resmi olarak görüşmelere de başladı. Sahada bunlar olurken, Türk devleti Cenevre masasında muhalefetin siyasi taleplerini pazarlık konusu yapıyor.

Türk devleti, Astana görüşmeleri sonrası İdlib'te kurduğu gözlem noktalarından bir bir çekilirken, Kuzey-Doğu Suriye'de yeni bir işgal saldırısı için de bölgeye güç yığıyor.

Türk devleti, Rusya'yla yaptığı anlaşmalar sonucu silahlı grupların elindeki kentleri tahliye ederek Şam rejimine devrettikten sonra şimdi de muhalefet adı altındaki grupların siyasi taleplerini pazarlık konusu yapmaya başladı.

TÜRK ORDUSU İDLİB'TE ÇEMBERDEKİ SON NOKTASINI DA ÇEKTİ

Türk devleti, İdlib kırsalında Suriye rejim güçlerinin çemberinde bulunan son gözlem noktası olan Til Eys'teki 5 nolu noktasını da tahliye etmeye başladı. Til Eys'in de tahliyesiyle Türk ordusunun İdlib'te boşalttığı gözlem noktası sayısı 8'e çıktı.

2017 yılında Kazakistan'ın başkenti Astana'da Rusya, Türk devleti ve İran arasında yapılan anlaşma kapsamında Türk ordusu İdlib'te 12 gözlem noktası kurmuştu. Rusya ve Suriye rejim güçlerinin ilerleyişi sonrası söz konusu gözlem noktalarından 8'i çemberde kalmıştı.

Türk ordusu, geçtiğimiz aylarda Hama'nın kuzeyindeki 9 ve 10 nolu, Raşidin'deki 5 nolu, İdlib'in güneydoğusundaki 8 nolu, Şeyh Akil'deki 3 nolu, Anadan'daki 4 nolu ve Tel Tuqan'daki 7 nolu gözlem noktalarını boşaltmıştı.

BİR YANDA ÇEKİLME, DİĞER YANDA TAHKİMAT

Türk ordusu boşalttığı gözlem noktalarındaki asker ve teçhizatını ise İdlib'te Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) çetelerinin denetimindeki bölgelere çekiyor.

Ayrıca Türk devleti bir yandan çemberdeki gözlem noktalarını boşaltırken, diğer yandan İdlib'te çetelerin denetiminde bulunan bölgelerde gücünü tahkim etmeye devam ediyor.

HTŞ ve Türk devleti güdümü çetelerin denetimindeki alanlarda 60'ı aşkın gözlem askeri nokta kuran Türk ordusunun bölgedeki asker sayısının ise 20 bini aştığı kaydediliyor.

KUZEY-DOĞU SURİYE'YE ASKERİ YIĞINAK

Türk ordusu İdlib'te bir yandan çemberdeki noktalarını çekerek, cephe hattını tahkim ederken, diğer yandan da Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik askeri yığınak yapıyor.

Türk devletinin askeri yığınak ve saldırılarının yoğunlaştığı bölgelerin başında ise Cizîre ile Fırat bölgelerinin bağlantı noktası olan M4 otoyolu üzerindeki Eyn Îsa kasabası geliyor.

Türk ordusunun, aynı zamanda Kobanê ile Raqü arasında bağlantı noktası olan Eyn Îsa'ya saldırılarını yoğunlaştırırken, işgal için Rusya'dan da yeşil ışık yakmasını resmi olarak talep ettiği öğrenildi.

RUSYA'NIN EYN ÎSA'DAKİ OYUNU

Türk devletinin işgal tehditlerini Kuzey-Doğu Suriye'ye karşı bir baskı aracı olarak değerlendirmek isteyen Rusya ise geçtiğimiz günlerde Demokratik Suriye Güçleri'nden (QSD) kenti Suriye rejimine teslim etmesini istedi.

Ancak bu talep QSD tarafından reddedilince Türk ordusuna bağlı çete grupları kapsamlı saldırılara başladı. Saldırıların QSD tarafından kırılması sonrası QSD, Rusya ve Suriye rejimi arasında "ateşkes mutabakatını takip etmek üzere Eyn Îsa merkezi ve çevresinde 3 ortak gözlem noktası kurulması" kararı alındı.

Söz konusu gözlem noktalarından ikisi Eyn Îsa'nın batısında, biri ise doğusunda kurulurken, Rusya ile QSD arasında Eyn Îsa'nın güneyinde farklı bir gözlem noktasının da kurulduğu öğrenildi.

EYN ÎSA'DAKİ DURUMDAN ABD DE HABERDAR

Türk devletinin 9 Ekim 2019'da Girê Spî ile Serêkaniyê'ye başlattığı işgal saldırıları sonrası 17 Ekim'de ABD ile Türk devleti arasında Ankara ateşkesi, 23 Ekim'de de Rusya ile Türk devleti arasında Soçi ateşkes anlaşması imzalanmıştı.

ABD ile Rusya'nın ateşkesin garantörü olduğu bölgede yaşanan son gelişmelerden ABD öncülüğündeki koalisyonun da haberdar olduğu ve ateşkesin korunmasını istediği öğrenildi.

TÜRK DEVLETİ 'OLDU-BİTTİ' PEŞİNDE

9 Ekim işgal saldırıları sonrası ABD bölgeden çekilmiş olsa da Fırat'ın doğusundaki hava sahası hakimiyeti ala koalisyonun denetiminde. Bundan dolayı Türk devletinin olası bir saldırı için ABD'den de yeşil ışık alması gerekiyor ve Türk devletinin ABD'de yeni yönetim göreve gelmeden Eyn Îsa'da bir "oldu-bitti" için bastırdığı belirtiliyor.

Türk devleti, Astana ve Soçi görüşmelerinde Rusya'dan "Halep'e teslim edilmesine karşılık Bab'ın işgali" ve "Doğu Guta'nın boşaltılmasına karşılık Efrîn'in işgali" için yeşil ışık almıştı.

SOÇİ'DEKİ KOMİTE CENEVRE'DEKİ PAZARLIK

Astana ve Soçi formatından maksimum istifade etmek isteyen Türk devletinin şimdi de Suriye Muhalefeti adı verilen grupların siyasi taleplerini pazarlık masasına sürdüğü ifade ediliyor.

Türk devleti ve Rusya tarafından Soçi görüşmeleri kapsamında kurulan anayasa komitesinin 30 Kasım ile 4 Ekim tarihleri arasında yapılan 4'üncü tur görüşmelerinde Türk devleti güdümlü muhalefetin "geçiş hükümeti kurulması" şartını dillendirmediği ve Temmuz 2021'de yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandığı öğrenildi.

RUSYA İLE TÜRK DEVLETİNİN 2254 SAYILI KARAR ÜZERİNE YAPTIĞI PAZARLIK

Bu da Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 18 Aralık 2015 tarihinde oybirliğiyle kabul edilen 2254 sayılı kararından geri adım anlamına geliyor.

Söz konusu karar, "6 ay içerisinde, güvenilir, kapsayıcı ve bir mezhebe dayanmayan bir hükümet oluşturulması, 18 ay içerisinde bağımsız ve adil seçimlerin BM denetimi altında yapılmasını" öngörüyor.

BMGK'nin 2254 sayılı kararı oy birliğiyle alınan tek karar olduğu için bugüne kadar Suriye sahasında faaliyet yürüten tüm yerel ve uluslararası güçler bu karara atıfta bulunarak meşruiyetlerini sağlamaya çalıştı.

Dolayısıyla Türk devleti güdümlü muhalefetin söz konusu karardan geri adım atması, Rusya ve Suriye hükümetinin hanesine bir artı puan olarak geçecek.

Suriye muhalefetinin "geçiş hükümeti" şartından vazgeçip vazgeçmediği henüz resmi olarak açıklanmış değil. Ancak edinilen bilgilere göre, Türk devleti güdümlü muhalefet, toplantıda geçiş hükümeti şartını hiç dillendirmedi.

Muhalefetin "geçiş hükümeti" şartını dillendirmemesi, Rusya'nın Türk devletine yaptığı baskının sonuç vermesi olarak yorumlanıyor.

ŞAM REJİMİ CENEVRE'DEN MEMNUN AYRILDI

5 milyonu aşkın insanın iradesini temsil eden Kuzey-Doğu Suriye temsilcilerinin dahil edilmediği anayasa görüşmelerinin 4'üncü turu sonrası konuşan Suriye rejimi heyetinin başkanı Ahmed el Kuzbari, "Bu tur bizim için olumlu geçti ve önemli müdahalelerimiz oldu" sözleri dikkat çekti.

Türk devleti güdümlü muhalefet heyetinin başkanı Hadi el Bahra da düzenlediği basın toplantısında BMGK'nin 2254 sayılı kararına hiç değinmeden "toplantıda eşit vatandaşlık, özgürlükler, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı, mülteciler ve yerinden edilmiş kişilere ilişkin bazı belgeler sunduklarını" söyledi.

TÜRK DEVLETİ SURİYE HALKLARININ SİYASİ TALEPLERİ BİLE PAZARLIYOR

Suriye'de rejim devirme ve "Emevi Camii'nde namaz kılmak"tan kademeli olarak vazgeçen ve önceliği Kürtler başta olmak üzere bölge halklarının herhangi bir kazanım elde etmemesi üzerine kuran Türk devleti, bunun için silahlı grupların elindeki kentleri bir bir Rusya ile Suriye rejimine devrettikten sonra şimdi de muhalefet adı altındaki grupların siyasi taleplerini pazarlıyor.

Türk devletinin bu pazarlık karşılığı olarak da Rusya'dan İdlib ve Kuzey-Doğu Suriye'de tavizler ve/ya yeni işgal için yeşil ışık mı bekliyor sorusunu akıllara getiriyor.