Efrîn Direnişi’ne katılmış olan PYD Eşbaşkanı Ayşe Huso, Efrîn işgalinin birinci yıl dönümünde ajansımıza konuştu.

‘ÇAĞIN DİRENİŞİ 1. PLANI BOŞA ÇIKARDI’

Efrîn’in 1 yıldır işgal altında olmasının kendileri için acı bir durum olduğunu, fakat aynı zamanda direniş, intikam, yeniden kendini örgütleme ve Çağın Direnişine soluksuz devam etme anlamına geldiğini belirten Ayşe Huso, şöyle devam etti:

“Neden Çağın Direnişi Hamlesi olarak adlandırılmıştır... Bunun üzerine de düşünmemiz lazım. Hatırlarsak, Erdoğan iki üç günde Efrîn’i ele geçireceklerini söylemiş, bu planla saldırmışlardı. Efrîn halkı ve YPG, YPJ Türk devletinin onlarca uçak ve on binlerce asker ve çete ile geliştirdiği işgal saldırılarına karşı müthiş bir direniş geliştirdi. Biz de orada ve direnişin içindeydik.

Bütün güçleriyle Efrîn’in üzerine bombalar yağdırdılar. O kadar küçük bir coğrafyaya karşı kullandığı bu kadar yoğun tekniğe rağmen bile Efrînlilerde bir irade oluştu. Bu saldırıya bedenleriyle karşı durup cevap olmak isteyen bir halk gerçekliği vardı. Şehit Barin, Avesta ve Çağın Direniş şehitleri şahsında bir destan yazıldı. YPG ve YPJ ile beraber devrimci halk savaşı gerçeğine göre kendini örgütleyen halkımız TC’nin bu çok yoğun teknik kullanarak çok kısa sürede Efrîn’i ele geçirme planını boşa çıkardı."

‘EFRÎN’DEN DOLAYI KRİZE GİRDİ, SEÇİME GİTTİ'

Türk devletinin her ne kadar Efrîn’i işgal etse de Çağın Direnişi’nden kaynaklı büyük bir krize girdiğini belirten Huso, şöyle dedi:

"TC devleti düşündüğünün tersi şeyler gelişince ekonomik olarak da çok fazla zarar etti. Onların hesabında halkı yıldırıp teslim alma, denetimi altına koyma amacı vardı. Ama gördü ki direniş ve cevap öne çıktı, öyle bir durumun tersi yaşandı.

Saldırılardan sonra Efrîn ele geçecek ve artık kimse Efrîn’den dahi bahsedemez hale gelecekti ama bu böyle olmadı. Efrîn’in işgal edilmesiyle halk da bir kez daha direniş kararını verdi ve Şehba’da Efrîn Direnişi’nin 2. aşaması olarak kendini örgütledi. Şu anda da hâlâ özgürlük savaşçılarımız YPG ve YPJ şahsında çok etkili ve büyüyen eylemler yapılmakta. Türk devleti ve çeteleri Efrîn’i işgal etmiş durumda fakat Efrîn’de tam bir kaos ve batak durumunu yaşıyorlar. Orada kalıcı olamayacaklarını biliyorlar. Tüm bu etkenler Türk devletinin Efrîn planlarını etkiledi ve Efrîn’deki yenilgisini örtbas etmek için erken seçime gitti."

‘KADIN KENTİ EFRÎN'E DAİŞ ZİHNİYETİYLE YAKLAŞILDI’

İşgal saldırılarından önce Efrîn’in bir kadın kenti ve kantonu olduğuna dikkat çeken Ayşe Huso, DAİŞ zihniyetli Türk devletinin işgal sürecinde en fazla kadınları hedef aldığını söyledi. Huso, şunları dile getirdi:

“Efrîn’in diğer kantonlardan farkı; eski zamanlardan bu yana kadın kimliğiyle tanınmaktadır. Efrîn’de kadın toplumsal olarak, demokratik özerk sistemde de yine ön plandaydı.

Türk devleti Efrîn'e saldırılarını başlattığında aslında özgür kadın iradesini hedef almış ve saldırmıştır. Bu da DAİŞ çizgisinin devamı niteliğindedir. Nasıl ki DAİŞ kadının yüzüne o siyah peçeyi indirdi, kadını köleleştirdi, Türk devleti de saldırılarını bu temelde gerçekleştirdi. Çünkü biliyorlar ki toplumun köleleştirilmesi kadından başlar. Kadını köleleştirmeden toplumu köleleştiremezsin. Efrîn’de kadın iradesinin, üretiminin, yönetiminin ve tarihinin güçlü olduğu bir alandı ve zaten bu nedenle kadın ve kadın tarihinde yer alan tarihi eserler çok fazla hedef alındı. Örneğin Mara köyünde tarihteki ilk kadın köyü ve anaerkil toplum kültürünün tarihi kalıntıları vardı. Türk devleti gerek işgal harekatı gerekse işgal sürecinde bunları yok etti.”

‘ŞEHBA DİRENİŞİ EFRÎN İŞGALİNE KAYBETTİRİYOR’

Ayşe Huso, Efrîn’deki 1 yıllık işgal sürecinde DAİŞ zihniyetiyle kadın, toplum, doğa, tarih katliamı; demografi değişimi geliştiren Türk devletine karşı Şehba’da da. Büyük direnişin sürdüğünü dile getirerek, şöyle konuştu: "Şimdi Şehba’da kendini sistemini örgütleyen, varlığını kanıtlayan Efrîn halkı demokrasi sisteminin, demokratik ulus sistemi ve halkların kardeşliği dışında nefes dahi alamayacağını ortaya koydu. Şu an Şehba’da örgütlenen kadın Efrîn’de doğasıyla bütün, ağacıyla bütün, toprağıyla bütün, gökyüzüyle bile bütün yaşayan kadın direniyor. Bugün Şehba’daki yaşam koşullarının zorluğuna rağmen yine de yaşamı yeniden yarattı. O ana tanrıça kültürünün devamı olan toprağıyla bütün kadını yine Şehba’da görmekteyiz. Bu yüzdendir ki Türk devleti bu yönden de kaybetti. Plan ve projesini başarıya ulaştıramadı."

'ÖZGÜRLEŞTİRMEK İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORUZ'

Bahoz Operasyonu’yla önümüzdeki günlerde DAİŞ’in Suriye’deki toprak hakimiyetinin bitirileceğini belirten Huso, Efrîn’deki DAİŞ zihniyetli işgale karşı da direnişin aralıksız sürdüğünü ifade etti. Ayşe Huso, şunları da kaydetti: “Biz kadınlar olarak kadın kenti Efrîn’i özgürleştirmeye kararlıyız. DAİŞ zihniyetinin Efrîn’de olduğunu iyi biliyoruz. Efrîn’den her gün bir kadın katliam, kaçırma, tecavüz haberi geliyor. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Önümüzdeki süreçte Efrîn'i özgürleştirmek için mücadeleyi yükseltmeye kararlıyız. Tüm dünya kadınlarını da bu doğrultuda büyük bir direniş veren Efrîn kadınıyla dayanışmaya çağırıyoruz.”