Türkiye uluslararası yargıçlar tarafından yargılanacak

Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlalleri ile ilgili yargılama için kurulan Türkiye Tribunali'nde, işkence, cezasızlık, zorla kaybetmeler, basın ve ifade özgürlüğü gibi konular uluslararası yargıçlar tarafından ele alınacak. 

Türkiye Tribunali, Türkiye'de son yıllarda yaşanan insan hakları ihlalleriyle alakalı suçları yargılayacak olan uluslararası, bağımsız ve tarafsız bir "halk mahkemesi" olarak kuruldu. 

Türkiye'de yargının bağımsız olmaması ve hukuk sisteminin ağır diktatöryal rejim altında tüm anlamını yitirmesi nedeniyle her gün yeni hak ihlalleri ve cezasızlıklar gündeme gelmeye devam ediyor. Burdan yola çıkılarak kurulan Türkiye Tribunal, Belçika merkezli Van Steenbrugge Advocaten (VSA) hukuk firması inisiyatifinde, İnsan Hakları ve Anayasa Profesörü Johan Vande Lanotte tarafından hayata geçti. Avukat, hakim ve raportörlerden oluşan mahkeme, Türkiye'deki insan hakkı ihlali sorunlarını 6 başlıkta ele alıyor.

HER KESİMDEN MAĞDURLAR DİNLENECEK

İşkence, zorla kaybetmeler, cezasızlık, basın ve ifade özgürlüğü, hükümlü ve şüphelilerin sağlığa erişim hakkı, şüphelilerin adil yargılanma hakkı kapsamında avukata erişim hakkı konularında raporlar hazırlandı. Tribunal, bu altı başlık altında yazılan detaylı raporlar ile Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerini inceleyerek yargılama yapacak. Bu noktada Türkiye'de hak ihlaline uğramış her kesimden mağdurların dinlenmesi de bu çalışmanın bir parçası. Kişilerin ifadelerinde verdiği bilgiler de mahkeme aşamasında değerlendirilecek. 

Yine hak ihlalleri konusunda bu kişilerle yapılan röportajları kamuoyuna da yayan Tribunal,  medya ortağı Londra merkezli Uluslararası İnsan Haklari Gözlemevi (İnternational Observatory of Human Rights-IOHR) işbirliğiyle her bir raporu konu alan webinarlar da gerçekleştirecek. Webinar takvimine göre 25 Kasım'da işkence, 16 Aralık'ta zorla kaybetmeler, 21 Ocak'ta cezasızlık, 18 Şubat'da basın ve ifade özgürlüğü ve sırasıyla sağlığa erişim hakkı konuları uzman kişiler ve mağdurlarla konuşulacak. Bütün bunlardan sonra 2021 yılının ilk çeyreğinde İsviçre'nin Cenevre kentinde mahkemenin ilk duruşması görülecek. 

TÜRKİYE'YE SAVUNMA HAKKI VERİLECEK

İnsan hakları üzerine çalışmaları ile tanınan saygın isimlerin de gözlemci olarak davet edileceği mahkeme 5 günlük bir program olarak planlandı. İlk dört gününde, mahkeme heyeti tarafından raporlar okunup değerlendirmeye alınacak, raportörlerle birlikte konular incelenecek ve her bir raporla alakalı üçer tanığın ifadesine başvurulacak. Beşinci gün ise “Seçilmiş Politikacıların Yargılanması ve Siyasi Haklarının Gasbı” konulu bir yan etkinlik düzenlenecek. 
Beşinci günün sonunda Mahkeme Heyeti kararını açıklayacak. Tribunal, Türkiye Hükümetini de Büyükelçilik vasıtasıyla bütün raporlarda,gelişmelerden ve mahkemenin hükümlerinden haberdar edecek. Bu kapsamda Türk Hükümeti’ne de savunma hakkı tanıyacak. Mahkemenin kararı bağlayıcı olmasa bile, yargılama aşamasında tüm detayların ortaya çıkartılması, kayda geçirilmesi ve uluslararası hukuka uygun biçimde hükme bağlanması nedeniyle dünya çapında ahlaki bir otoriteye sahip. 

AMAÇ HAK İHLALLERİ DAVALARINI BİR ÜST SEVİYEYE TAŞIMAK

Tribunalin ortaya çıkışı ve hedefine dair değerlendirmede bulunan Türkiye Tribunali kurucusu eski Belçika Federal Hükümeti Başkanı, İnsan Hakları ve Anayasa Prof. Em. Dr. Johan Vande Lanotte, böyle bir çalışmanın bir inisiyatif olarak Van Steenbrugge Hukuk Bürosunda başladığını söyledi ve şöyle devam etti; "Bu hukuk bürosu , birçok Türkiye  vatandaşının mağduru olduğu insan hakları ihlallerini ferdi davalar olarak savunmaktaydı ve bunları yapısal olarak bir üst seviyeye taşımak istedi. Türkiye Tribunali fikri işte böyle oluştu. Pratikte kurucusu ve yönlendireni Prof. Em. Dr. Johan Vande Lanotte'dir."

YARGI BAĞIMSIZLIĞI TAMAMEN YOK EDİLDİ

Türkiye'nin hak ihlali tablosunu değerlendiren Lanotte, "Öncelikle, benim değerlendirmem daha önceleri düşündüğümden ve birçok insanın sandığından çok çok daha kötü. Belki de en endişe verici olan şey ise yargı bağımsızlığının tamamen yok olması ki bu da bu suçları işleyenlerin cezasızlıkla daha da öteye gitmeleri manasına geliyor. Bu suistimallere karşı çıkmak isteyen, hukuki bir süreç ile dahi haklarını aramak isteyen insanlarda 'dondurucu' bir etki yapıyor. 
Demokrasi seçimlerden, tercihlerden, bağımsız mahkemelerden ve özgür bir basından oluşur. Türkiye'de seçimler hala var fakat o bile tehlike altında. Öte yandan yargı ve basın ise bu dengede artık tamamen ağırlığını kaybetmiş durumda" şeklinde konuştu.
Son olarak Tribunali gidişatına ve amacına değinen Lanotte, "Tribunal'in başarısı için hala çok yoğun bir şekilde çalışmaktayız. Ama sonrasında başka eylemlerimiz de olacaktır. Tribunal'in kararlarını, hükümlerini Avrupa ve diğer uluslararası kurumlarda ve belki de Türkiye dışındaki ulusal mahkemelerde bir içtihat, referans noktası olarak tanıtmak için çalışmalarımız devam edecektir" dedi.