İki gerilla; baba ve kızı

40 yıldır Kürdistan dağlarında amansız bir mücadele veriliyor. Kürt halkının özgürlüğünü esas alan bu mücadele, birçok aileyi dağlarda aynı mücadele saflarında aynı mevzilerde buluşturuyor.

Neredeyse 40 yılını dolduracak olan bir özgürlük davası. Onurlu, yiğit bir halkın evlatları olarak yıllar boyunca büyük fedakarlık, özveri ve inatla sonuna kadar inandılar; sarıldılar ve bugün de hiç tereddüt etmeden her türlü bedeli vermeye de hazırlar. Öyle ki; bugün ablaları, ağabeyleri, anneleri, babaları özgürlük saflarına katılmış pek çok savaşçı var. Artık aynı mekanlarda, aynı aile çevresinden katılanlara rastlamak; aynı mevzilerde, yan yana düşmanlarıyla çarpışanları görmek mümkün...

Kürdistan dağlarında yolculuğumuz devam ediyor. Sonbahar'ın son günlerini yaşadığımız bugünlerde doğa adeta kartpostallara tanıklık ediyor. Büyük bir özlemle, hasretlikle patika yollardan, sarp yamaçlardan geçiyoruz. Heryerde bir anı diyerek, her anıda türkülere konuk olan Kürdistan dağlarının yiğit evlatlarının ardı sıra takip ediyor, anılarını ve hikayelerini dinliyorum. Bu sefer baba ve kız olan iki gerillanın hikayesine tanık oluyorum.

KARARLAŞMA

Bu hikayenin kahramanı Arazad Botan. 2014 yılında faşist Türk devletinin ve türevi insanlık dışı faşist DAİŞ çetelerinin Kürt halkını imhasını hedeflediği bir dönemde gerilla saflarına katılan Arazad Botan'ın hikayesi. Ortadoğu'nun tüm geriliklerinin ve faşist uygulamaların yaşandığı bir dönemde ve ortamda anlamın ve hissiyatın yarattığı insanı bulabilmek için yönünü Kürdistan dağlarına veren nice yiğit Kürt kadınından biri olan Arazad Botan, ismini de bu amaçla aldığını söyleyerek, Özgürlük Hareketi’nin insani değerler için savaştığını ve bundan etkilenerek kendi ayakları üzerinde durabilmek için katılma kararı alır.

HEVAL…

Arazad ne ilk ne de son olur bu gizemli sözcüğün tılsımının etkisinde kalan. Birçok gerilla bu gizemli tılsım ile ibadetgahlarına girer ve bu sözcük ile tövbeye durur. Birçok yerde farklı kelimeler olarak ifade edilse de bu sözcük Kürt Özgürlük Hareketi’nde "Heval”dir. Amcasından duyduğu bu gizemli sözcük ile bu sözcüğün kahramanları ile tanışmak onlarla aynı yolun yolcusu olmak için Arazad Botan, yönünü Kürdistan dağlarına verir. Bu sözcük adeta çaresizlikler içerisinde karanlığı yırtan bir ışık olur. Ve bu duygu ve düşüncelerle gerilla saflarına katılan Arazad, "Bir yoldaşın bir yoldaşına bakarkenki heyecanı, yaşadığı hisler, anlam çabası ve tüm zorluklara rağmen gülebilmesi beni etkiledi" şeklinde özetliyor. 

İLK KARŞILAŞMA…

Kürdistan'ın dağlarında arayışlarını sürdürdüğü bir vakit, babası Siyabend Mardin'in de gerilla saflarına katıldığını duyan Botan, başta inanamadığını ifade ederek büyük bir heyecana kapılır. O anki duygu ve düşüncelerinin yoğunluğu ile "nasıl katılmış, nasıl gelmiş, neden etkilenmiş" gibi soruları heyecanla karışık hafızasını işgal eder.

Arazad, yoldaşı babasıyla ilk karşılaşmayı anlatırken adeta o günü tekrardan yaşıyor: "Zap alanında bulunan bir tepedeyken arkadaşlar küçük telsiz ile bağlantı yaparak yanlarına gitmemi istediler. Gittim, ilk olarak babamın geldiğini bana söylemediler. Bir yere göreve gideceğimi ve bir arkadaşın beni görmek istediğini söylediler. O esnada babamın geldiğini sezdim. Ve bir arkadaş ile birlikte denilen yere doğru yola koyulduk. Yolumuz uzundu. Birkaç saat yol yürüdükten sonra ulaştık. Bir iki dakika kalmamıştı heyecandan bulunduğum yerde kaldım. Ve ilk göreceğim zaman elini mi sıkayım, yoksa sarılayım mı? Kendisine baba mı diye hitap edeyim yoksa Heval Siyabend mi? diye düşüncelere dalmışken Heval Siyabend kaldığı mangadan çıkarak dışarıya bakması ile göz göze geldik. Ben o esnada şok oldum ve yerimde dona kaldım. Ancak Heval Siyabend, bana doğru yürümeye başladı. Elimi sıkarak bana sarıldı. O esnada heyecandan bir şey diyemiyordu. Sadece yeleğini kendime doğru çekiştirerek, silahına ve cihazına bakıp yaşadıklarıma inanmaya çalışıyordum.

Sohbetimiz daha çok içinde bulunduğumuz gerilla ortamı ve savaşa dairdi. Ve o esnada baba kız olarak katıldığımızdan dolayı bana arkadaşların yaptığı espirilerin Heval Siyaben'de de yapıldığını öğrendim. İlk karşılaşmamız bu şekilde oldu."

SEN NE ARA BÜYÜDÜN?

İlk karşılaşma sonrası birçok kez görüştüğünü söyleyen Arazad son görüşmesini ise şöyle anlatıyor: "Siyabend arkadaş Şengal'e geçmeden önce kaldığım noktaya geldi bir grup arkadaşla. İçeri girdikten sonra arkadaşlar misafirlerin geldiğini ve yanlarına gidip bir selam vermemi istediler. Ben yanlarına doğru ilerlerken Heval Siyabend bana doğru geldi. Ben o esnada inanamadım. Sanki gerilla saflarında ilk karşılaşmamızın heyecanını tekrardan yaşadım. O’nu görmek istediğim bir döneme denk gelmişti gelişi ve çok mutlu olmuştum. Hemen sohbet başladık. Baba-kızdan ziyade iki yoldaş gibi konuştuk. Ancak Heval Siyabend sohbetlere katılmamdan duyduğu memnuniyet ve şaşkınlıkla ‘sen ne ara büyüdün' dedi. Ben de ‘işte o boşlukta büyüdüm’ dedim. Ve Kürdistan'daki savaş gerçekliğinin Kürt çocuklarını erken büyüttüğünü söyledim. Ve uzun bir süre arkadaşları birbirimize sorduk. Daha sonra Şengal'e gideceğini söyleyerek vedalaşıp ayrıldılar.”

AYNI MEVZİDE OLMAK GÜZEL

O görüşme ardından kendisi başka bir alana yoldaşı-babasının da Şengal'e geçtiğini söyleyen Arazad Botan, gerillada kan bağı olanların büyük moral verdiğini söyleyerek, cümlelerini şöyle sonlandırdı: "Dağlarda olmak çok farklı bir duygu. Anlatılması zor ama yaşanılması gereken bir duygu. Özellikle babanla, annenle veyahut kardeşlerinle aynı mevzide aynı amaç uğruna mücadele etmek güzel, anlamlı ve heyecan veren bir duygu. Ve halen Siyabend arkadaş ile görüştüğüm tüm telsiz konuşmalarında aynı heyecanı yaşıyor ve güç alıyorum."

DÖNÜŞ

Kürdistan'da gerilla Arazad Botan gibi onlarca hikaye var. Arazad’ın hikayesi bunlardan sadece biri.

40 yıldır Kürdistan dağlarında amansız bir mücadele veriliyor. Kürt halkının özgürlüğünü esas alan bu mücadele, birçok aileyi dağlarda aynı mücadele saflarında aynı mevzilerde buluşturuyor. Tanığı olduğumuz bu olayın yüreğimizde ve zihnimizde yarattığı duygu ve heyecanla sonbaharın soğuk rüzgarlarının ve yapraklarla bezenmiş patikalardan noktamıza doğru yol alıyoruz…