‘Biyoçeşitliliğin korunması için küresel mücadele gerekiyor’

Bilim insanları, biyoçeşitlilik kaybının küresel gündemdeki iklim değişikliğiyle gölgede kaldığını ve iki meselenin yakından bağlantılı olduğunu belirtti.

Birleşmiş Milletler kurumlarının iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik üzerine hazırladığı bir raporda, ormanların ve diğer ekosistemlerin yok edilmesinin doğanın atmosferdeki sera gazlarını düzenleme ve aşırı hava etkilerine karşı koruma yeteneğini baltaladığına dikkat çekti. Bu durumun iklim değişikliğini hızlandırarak ve buna karşı artan kırılganlık olduğu raporda yer aldı.

Karbon kapan gelgit sonucu oluşan haliçlerde, tuzlu bataklıklarda ve çamurlu kıyılarda sık ormanlar oluşturan bazı ağaç ve çalı türlerine ve oluşturdukları ormanlar olan mangrovların ve deniz yosunlarının hızla yok olup kaybolmasına sebep olduğu vurgulanan raporda bu durumun hem karbon depolamayı önlediği hem de kıyı şeritlerini fırtına dalgalanmalarına ve erozyona maruz bıraktığı belirtildi.

Rutgers Üniversitesi'nden ekolog Pamela McElwee basın toplantısında yaptığı konuşmada, "Politika yapıcılar çok uzun zamandır iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybını ayrı konular olarak görme eğilimindeydiler, bu yüzden politika tepkileri silolandı.

İnsanlar iklim değişikliğini hayatlarında giderek hissettikleri için iklim ilgi çekiyor. Orman yangınları ve kasırga riskini de ele alan raporumuz, biyoçeşitlilik kaybının insan refahı üzerinde de benzer bir etkiye sahip olduğuna işaret ediyor" dedi.

IPCC eşbaşkanı Hans Poertner, rapor iki COP'u düşünme açısından birbirine bağlayacağını söyledi.

Kunming konferansı öncesinde BM, ülkeleri 2030'a kadar kara ve deniz topraklarının %30'unu koruma taahhüdünde bulunmaya çağırdı. Uzmanlar, değişen iklim altında habitatları korumak için dünyanın en az %30'unun, %50 olmasa bile koruma altında olması gerektiğine dikkat çekiyor.