Vardiyalı çalışanlar kalp sorunlarına karşı daha savunmasız

Uzmanlar, "Kalp hücrelerinin beyinle senkronunu bozduğunda ve vücudu baş edemez hale getirdiğinde kalp ölümü riski artabilir“ diyor.

Bir araştırmaya göre, vardiyalı çalışanlar, kalp hücrelerimizdeki doğal 24 saatlik çalışma düzeninin kesintiye uğraması nedeniyle 09.00-17.00 saatleri arası normal bir işte çalışan kişilere göre kalp sorunlarına karşı daha savunmasızdır. 

Londra'daki araştırmacılar, farelerle yapılan laboratuvar deneylerinde kalp hücrelerimizin sirkadiyen ritmini oluşturan biyolojik süreçleri belirlediler. 

Sirkadiyen ritimler (vücudumuzun biyolojik saati), vücudun iç saatinin bir parçası olan ve temel işlevleri ve süreçleri gerçekleştirmek için arka planda çalışan 24 saatlik döngülerdir.

Uzmanların bildirdiğine göre, bu sirkadiyen ritimler sporadik (herhangi bir sağlık sorununun bir bölgede zaman zaman ve tek tük sayılarda görülmesi) vardiya çalışmasıyla bozulduğunda ve kalp hücreleri beyinle 'senkronize olmadığında' ölümcül kardiyovasküler olay riski artabilir. 

Bilim insanları, kalp hücrelerinin, sodyum ve potasyum iyon seviyelerindeki günlük değişiklikler yoluyla sirkadiyen ritimlerini düzenlediğini gösterdi. 

Kalp hücrelerinin içindeki ve dışındaki sodyum ve potasyum iyonlarının farklı seviyeleri önemlidir, çünkü kasılmalarına neden olan ve kalp atışlarını hızlandıran elektriksel uyarıya izin verirler. 

Hafta boyunca tutarsız saatler çalışmaya eğilimli olan vardiyalı çalışanların kalp sorunlarına karşı daha savunmasız oldukları zaten biliniyor. Yeni çalışma, bunun, hücrelerin biyolojik seviyesindeki bu bozulmalardan kaynaklandığını gösteriyor. 

Londra'daki MRC Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'ndan baş çalışma yazarı Dr. John O'Neill, "Kalp fonksiyonunun günün her saatinde değişme biçimleri önceden düşünülenden daha karmaşık hale geliyor. Kalp hızına katkıda bulunan iyon gradyanları günlük döngü boyunca değişir. Bu, muhtemelen aktivite ve kalp debisindeki değişikliklerin normalde uyuduğumuz geceden çok daha fazla olduğu gün boyunca artan taleplerle kalbin başa çıkmasına yardımcı olur" dedi.

Dr. O'Neill, bu yeni anlayışın kalp rahatsızlıklarıyla mücadele için daha iyi tedavilere ve önleyici tedbirlere yol açabileceğini düşünüyor.  

Dr O'Neill, “Örneğin, ilaçların günün doğru saatinde verilmesi gibi kardiyovasküler durumlar için daha etkili tedavilerin heyecan verici olasılığını ortaya çıkarıyor” dedi. 

Memelilerdeki sirkadiyen ritimler, uyku-uyanıklık döngüsünü aydınlık ve karanlıktan bağımsız olarak düzenleyen ve neden jetlag (çoğunlukla uzun süreli uçuşlar sonrasında ortaya çıkan, vücudun biyolojik saati ile iniş yapılan yerin saatinin uyuşmaması nedeni ile yaşanan bir rahatsızlık) yaşadığımızı açıklayan doğal, içsel bir süreçtir. 

Sirkadiyen ritmimiz, uykulu olduğumuzda ve 24 saatlik bir döngü boyunca daha uyanık olduğumuzda düzenlenir. 

Vücudun farklı sistemleri, beyindeki ana saatle senkronize olan sirkadiyen ritimleri takip eder.

Bu ana saat, çevresel ipuçlarından, özellikle ışıktan doğrudan etkilenir, bu nedenle sirkadiyen ritimler gece ve gündüz döngüsüne bağlıdır.