Londra’da katliamlara karşı direniş çağrısı

Londra’da düzenlenen ‘Katliamları unutmadık’ anmasında konuşan Ferhat Encü, “Hukukta umut yok. Direnişle Roboskî şahsında bütün katliamların hesabını soracağız” dedi.

Britanya Demokratik Güç Birliği tarafından, 1978 yılında Alevilere yönelik Maraş Katliamı, 19 Aralık 2000 yılında ‘Hayata Dönüş’ adı altında yapılan cezaevleri katliamı ve 28 Aralık 2011’de Türk devletinin çoğu çocuk 34 Kürt’ü katlettiği Roboskî Katliamı’nda katledilenler kitlesel olarak anıldı.  

İngiltere Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen anmaya Kürt siyasetçi Osman Baydemir, Alevi örgütleri eşbaşkanları ile demokratik kitle örgütü temsilci ve üyeleri katıldı.  

Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan anmada, katliamlarda yaşamını yitirenler için ‘çıra’ yakıldı.

Ardından bir konuşma yapan İAKM Eşbaşkanı Filiz Koç, Aralık ayının tarihe utançla yazılan üç büyük karanlık katliamın yaşandığı bir ay olduğunu ifade etti. Maraş, Roboskî ve 2001 cezaevi katliamlarının ortak özelliğinin sindirme, yıldırma, dayatma ve yok sayma olduğunu ifade eden Eşbaşkan Koç, “Maraş’ta Alevilere dönük düzenlenen katliamda yüzlerce Alevi hunharca katledilmiştir. Katliamın üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen ne adalet sağlandı ne de yüzleşme. Roboskî’de savaş uçakları 19’u çocuk 34 sivil Kürt katledildi. Tıpkı 33 Kürt’ün kurşuna dizilmesi gibi bu katliam gerçekleşti” dedi.  

İAKM Eşbaşkanı İbrahim Has’ın, Ahmed Arif’in 33 kurşun şiirini okuduğu anmada, katliamların karşısında durarak hesap sormanın tüm canlara olan bir borç olduğu ifade edildi.  

DGB adına bir konuşma yapan İsrafil Erbil ise katliamcı faşist zihniyetin hala sürdüğünü belirterek, iktidarlar değişse bile sistem değişmediği müddetçe zulmün devam edeceğinin altını çizdi.  

Erbil’in konuşmasının ardından tanık ve mağdurların anlatımlarıyla ‘Maraş Katliamı’ ile ilgili bir sinevizyon gösterildi.

Anmada, katliamın tanıkları sahneye çıkarak, o günleri anlattı.  Ardından katliamlar da yaşamını yitirenler için ağıtlar seslendirildi.  

Roboski katliamında 27 yakınını kaybeden HDP İstanbul Eşbaşkanı Ferhat Encü ise ‘skype’ üzerinden bağlandığı anmada, Roboski Katliamı’nı anlattı. Encü, ilk günkü gibi acılarının taze olduğunu ifade ederek, “Bir hukuk bir adalet mücadelesi verdik. Bu katliamları yaşatanlara karşı ‘bir daha asla’ mücadelesini verdik. Bu mücadeleyi yürütürken tutuklandık, darp edildik, gözaltına alındık ve sayısız dava ile mücadele ediyoruz. Öbür yanda bu katliamı yaşatanlar yeni katliam yapmaya devam ediyorlar. Katliama ‘kaçınılmaz hata’ dediler. AKP’li milletvekilleri bunu söylediler Meclis’te. Bilinçli ve planlı bir katliama ‘kaçınılmaz hata’ diyebildiler. Yargı yolu da kapatıldı. Söz konusu egemenler olunca mağdurlar mazlumlar olunca uluslararası mahkemeler bile işlemiyor. Egemenlerin suçları örtüldü” dedi.  

‘DİRENİŞLE HESAP SORULUR’  

 O günden bugüne birçok şeyin değiştiğini ancak hiçbir şeyin değişmediğini dile getiren Encü, “Acı hiçbir zaman değişmedi. Katliamın 10’uncu yılına girerken bu davadan ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Roboskî suçüstü bir katliamdır. Genelkurmay Başkanlığı’nda planlanmış ve organize edilmiştir. Katliamın sorumlusu bugün hala katliam düzenleyen iktidar ve sistemdir. Hukuksal olarak bu ülkede Roboskî’nin hesabının sorulacağı yönünde bir umudumuz kalmadı. Hukukta umut yok. Bizim ortaya koyacağımız direnişle Roboskî şahsında bütün katliamların hesabını soracağız. Yeter ki birbirimizle dayanışalım ve birlikte mücadeleyi yükseltelim” diye kaydetti. Encü, devrimci, demokrat ve yurtseverleri Roboskî’nin sesi olmaya çağırdı.  

 Ercü’nün ardından Roboskî Katliamını anlatan sinevizyon gösterildi. Ardından sanatçılar Roboskî üzerine ağıtlar yakarken, duygusal anlar yaşandı.  

‘KÜRDİSTAN OLDUĞUMUZ İÇİN…’ 

Kürt siyasetçi Osman Baydemir ise yaptığı konuşmada, Kürdistan halkının yarasının da acısının da bir olduğunu vurgulayarak, “Bir kez daha görüyoruz ki, bize yaşatılan katliamların tek nedeni sadece devletin zulmü değildir. Katliamın temel sebebi devletsizliktir, sahipsizliktir. Sadece Alevi olduğumuz için Maraşlı Roboskîli olduğumuz için katliama maruz kalmadık. Bu katliamlar Kürdistan olduğumuz için, Kürtsüzleştirme ve insansızlaştırma operasyonuyla yapıldı. Bu operasyon Efrîn’de yaşanıyor. Aynı akıl aynı mantalite ile yapılıyor bunlar. Bu devlet Kürt’ün varlığını dilini bekasının bir tehdidi olarak görüyor. Bu kanayan yara nasıl iyileşecek? Elbette ki bu yaranın paylaşılması, aktarılması gerekiyor. Ama bu yetmez. Yüzleşilmeden bu yara kapanmaz, kucaklaşma helalleşme olmaz. Celladımızdan umut duymamamız lazım. Kürtlerin dermanı birliktir” diye kaydetti.  

Baydemir’in konuşmasının ardından 19 Aralık katliamı ile ilgili gösterilen sinevizyonun ardından, anma programı sona erdi.