'Ana dilde savunma' yasalaştı ama...
'Ana dilde savunma' yasalaştı ama...
'Ana dilde savunma' yasalaştı ama...
TBMM'de, "ana dilde savunma" hususunu da
içeren tasarı yasalaştı. Tasarının görüşmeleri sırasında BDP'li
milletvekillerinden Erol Dora tasarının "ürkek bir dille hazırlanmış
olduğunu" dile getirirken; Sırrı Sakık da CHP'li milletvekilinin ırkçı
sözlerine yanıt verdi. CHP'li Mehmet Akif Hamzaçebi ise 'partisinin ırkçılığı
reddettiğini, halkları eşit gördüğünü' savundu.
TBMM'de, Ceza Muhakemeleri Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı onaylandı. CHP ve MHP tasarıya karşı çıkarken; BDP'liler "olumlu ancak eksik" buluyor.
SAVUNMA HAKKI PARALI!
Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na göre; sanık, iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilecek. Bunun için tercüman atanacak. Ancak, tercüman giderlerini devlet karşılamayacak. İl adli yargı adalet komisyonlarınca liste oluşturulacak ve sanıklar bu listeden tercüman seçecekler.
Tercüman ücretinin devlet tarafından karşılanmayacak olması Kürtlere, "Türkçe konuş, çok konuş" dayatmasını hatırlatıyor. Kürtler, kendi ana dillerinde savunma yapmak istediklerinde neredeyse cezalandırılır gibi, para ödemek zorunda kalacaklar. BDP'lilere göre bu, ayrıca, "hakkın satın alınması" anlamına geliyor. Böylece savunmanın temel hak olduğu gerçeğine aykırı davranılıyor.
DORA: İLERLEME DEĞİL, GASPIN İADESİ
Tasarının yasalaşmasından önce söz alan, BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, ana dilde savunmayı "evrensel bir insan hakkı" olarak niteleyerek, "Ana dilde savunmanın önünü açan bu değişikliğin son derece ürkek bir dille yazıldığını söylemek gerekmektedir" eleştirisini yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş antlaşması olan Lozan Barış Antlaşması'na atıfta bulunan Dora, Lozan Antlaşması'nın 39'uncu maddesinde, "Devletin resmi dili bulunmasına rağmen, Türkçeden başka bir dil konuşan Türk uyruklarına, mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır" ifadelerinin yer aldığını hatırlattı. Dora, Adalet Bakanlığınca sunulan bu kanun tasarısıyla mahkeme önündeki kişiye, kendisini daha iyi ifade edebileceği bir dilde savunma hakkı tanınmasını, "ilerleme değil gasp edilmiş hakkın iadesi" olarak tanımladı.
Düzenlemenin eksiklik içerdiğine dikkati çeken Dora, "yargılamanın soruşturma ve kovuşturma aşamasından oluştuğunu" hatırlatarak, şunları kaydetti: "Soruşturma aşamasında da ifade vermede ve sorgu esnasında şüphelinin, kendisini daha iyi ifade edebileceği bir dilde konuşmasına imkân tanımak gerekmektedir. Ayrıca, kovuşturma aşamasında delillerin ikamesi, tanık ve bilirkişi dinleme ve diğer muhakeme işlemlerinde, sanığın kendisini daha iyi ifade edebileceğine, beyan ettiği dilde konuşmasına izin vermek gerekmektedir. Ayrıca, şüpheli veya sanığın gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında -başta savunması olmak üzere- delil değerlendirmesi gibi muhakeme hususlarında dilediği dilde yazılı dilekçe vermesine de imkân tanınmalıdır. Ayrıca, tercüman giderlerinin de devletçe karşılanması gerekmektedir."
SAKIK: IRKÇI, FAŞİST BİR SÖYLEM
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise CHP'li Birgül Ayman Güler'in ırkçı sözlerini eleştirdi. CHP'nin "genetik mirasında" ret ve inkar politikalarının bulunduğunu söyleyen Sakık, CHP'lilere, "Dün sizin bir sözcünüz buradan aynen şöyle söylüyor: 'Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Türkiye'de siz sorunu Türk sorunu yaptınız' diyor. 'Türk ulusuyla Kürt milleti eşit olamaz' diyor. 'Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkımızı kullanacağız' diyor. Vallahi siz hayatınız boyunca -meşru müdafaa hakkı mazlumların hakkıdır- sürekli saldırı hakkınızı halklara karşı kullandınız. Bu ırkçı bir söylemdir, faşist bir söylemdir" diye tepki gösterdi.
CHP'li milletvekilinin yaklaşımını tek parti dönemindeki yaklaşımlara benzeten Sakık, 1930 yılında Mahmut Esat Bozkurt'un da, 'Türk bu ülkenin yegâne efendisidir, yegâne sahibidir, saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı vardır, köle olma hakkı vardır, dost ve düşman ve dağlar bu hakikati böyle bilsin" ifadelerini kullandığını anımsattı.
"Coşkun Kırca, yıl 1994, yine bu kürsüde, bizim dokunulmazlıklarımız kaldırılırken ne diyordu? Aynen Mahmut Esat Bozkurt'un söylediklerini söylüyor" diyen Sakık, Kırca'nın, "Kürtler, susabilir ve hizmetçilik dışında hiçbir hakka sahip olamaz" dediğini açıkladı.
'KAYSERİ MİLLETVEKİLİNİ ARAŞTIRDIM VE...'
CHP'lilere tepkisini, "Siz, bugün, aslında bu siyasetin bir parçasısınız, sizler ret ve inkâr politikalarının parçasısınız" şeklindeki sözleriyle sürdüren BDP'li Sırrı Sakık, ekledi: "...Sizin grubunuzdan bazı şahsiyetler, dün ta bizim grubumuza kadar saldırıyorlardı. Size bir çift sözüm var benim. Bakın, buraya saldıran Kayseri milletvekilini sonra araştırdım ki bu Kayseri milletvekili, 12 Eylül öncesinde amcasını kimlerin öldürdüğünü çok iyi biliyor. Eğer, bu kadar cesursanız, bakın, sizin Kayseri'de il başkanınız Avukat Mustafa Kulkuloğlu öldürülüyor, ilçe başkanınız öldürülüyor, bir avukat partiliniz öldürülüyor. Adana'da il başkanınız öldürülüyor. 3'üncü Yargı Paketinde bu katiller aklandı ve bu katiller şu anda dışarıda dolaşıyor ve sizin sesiniz sedanız çıkmadı."
'NE TANKINIZDAN NE DE YARGINIZDAN KORKUYORUZ'
CHP'li milletvekilinin "meşru müdafaa hakkımızı kullanacağız" sözüne atıfta bulunan Sakık, "Siz ateş olsanız ne yapabilirsiniz? Bundan sonra bizimle konuşurken dikkatli konuşacaksanız" dedi. "Biz ne yargıdan ne Parlamentodan ne tankınızdan ne topunuzdan korkuyoruz" diyen Sakık, Kürtçeyi özgürleştirmek adına 10.000 mahkûmun ana dilde savunma istediğine dikkati çekerek, BDP olarak da ana dile dair mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
CHP'Lİ HAMZAÇEBİ: CHP HERKESİ EŞİT GÖRÜR
BDP'li milletvekillerinin ardından kürsüye çıkan, CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, partisinin ırkçılığı reddeden bir politika yürüttüğünü ileri sürerek, "Cumhuriyet Halk Partisi ayrımcılığı reddeder. Cumhuriyet Halk Partisi halka dayanmayan, halk iradesine dayanmayan bütün yönetimleri, bütün otoriter anlayışları reddeder, onları meşru saymaz" ifadelerini kullandı. CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler'in sarf ettiği "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit gördüremezsiniz" sözlerinin aksine Hamzaçebi, "CHP, bu topraklar üzerindeki, bu coğrafya üzerindeki bütün insanların eşit haklara sahip olduğu anlayışını kabul eder. Bu topraklar üzerinde barış içinde, bir arada, birlikte yaşamanın yollarının aramalıyız, bu kürsüyü onun için kullanmalıyız, bu kürsüyü onun dışında başka amaçlar için kullanırsak barış içinde bir arada yaşamanın yollarını bulmakta zorlanırız" dedi.