'Arap şehirlerindeki Kürtler dört bir yana dağıldı'
'Arap şehirlerindeki Kürtler dört bir yana dağıldı'
'Arap şehirlerindeki Kürtler dört bir yana dağıldı'
Başta Şam ve Halep olmak üzere Suriye şehirlerinde yaşayan Kürtler, savaşın bir tarafı olmayı reddettikleri Arap şehirlerini terk etmek zorunda kaldı. Diyarbakır'a göç eden ailelerden biri, " Arap şehirlerindeki bütün Kürtler dört bir yana dağıldı, göç etti" derken, bir diğeri Batı Kürdistan'daki gelişmelerin verdiği teselli ile "Binlerce şükürler olsun ki YPG var ve Kürdistan’ı koruyor" dedi.
Suriye’de iç savaş başladığında özellikle Şam ve Halep kentlerinde yaşayan Kürtler, iki ateş arasında kaldı. Arap şehirlerinde yaşayan Kürtler en büyük zararı görenler arasında yer alıyor. Kürtler, rejim güçleri ile Batı, Türkiye ve Körfez monarşilerinin desteğindeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında başlayan çatışmalarda yer almayı reddederek üçüncü bir yolu izleyince her iki tarafın hedefi haline geldi. Savaş kızışınca da onlara kalan tek yol; göç etmek oldu. Kimi Güney Kürdistan’a, kimi Kuzey Kürdistan, kimi Ürdün gibi ülkelere, malını mülkünü bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Bugünlerde, önce Urfa’ya ardından da Diyarbakır’a göç eden onlarca Suriyeli Kürt aile var.
Göç eden iki ailenin kapısını çaldık, oradaki savaş durumunu ve yaşanan trajedileri dinledik.
Diyarbakır’a göç eden ailelerden biri Lebiha Şéwket’in ailesi. Lebiha Hanım aslında şimdi ailenin önderi konumunda. Savaşta ailenin 3 erkeği öldürülmüş, 3’ü de kayıp. Erkekler olmayınca aileyi toplayıp kaçırmak ona kalmış ve o da aileye önderlik yapıp Diyarbakır’a kadar getirmeyi başarmış.
MALIMIMIZ MÜLKÜMÜZÜ BIRAKIP GELDİK
Sözü Lebiha hanıma bırakıyoruz: "Biz Halep’te yaşıyorduk. Savaş başlayınca Halep’ten Urfa’ya geldik. Orada 10 gün kaldık. Rejim askerleri ile ÖSO arasındaki savaşta ailemizden 3 kişi öldürüldü, 3 kişi de kayıp. Biz, kimseden taraf değildik, savaşın ortasında kaldık, kayıplarımız bundan. Çatışmalar yoğunlaşınca artık Halep’te duramazdık ve aileyi toplayıp Kürtlerin yanına gitmeye karar verdik. Halep’ten, Urfa’ya geldik. Malımızı, mülkümüzü bırakıp geldik. Halep’te, büyük, geniş, bize ait olan evlerimiz, bahçelerimiz, arsalarımız var. Onları olduğu gibi bırakıp göçtük. Şimdi kim ele geçirdi, kim yerleşti evlerimize bilemiyoruz. Urfa üzerinden Amed’e geldik. Kimseyi tanımıyorduk. Gelip bu mahallede bir ev kiraladık. Komşularımız hemen gelip bize sahip çıktılar. Ev eşyası, giyecek, gıda yardımı yaptılar. Her günde yiyecek getiriyorlar, ne yeseler bizimle de paylaşıyorlar. Şuan aileden kimse çalışmıyor, çalışma fırsatımız da yok. Şuanda sadece bekliyoruz, her gün televizyonda savaşı izliyoruz. Ne olacağını bekliyoruz.
TEK KURTULUŞ YOLU BİRLİK OLMAK
Hamdolsun ki, sığınacak milletimiz var. Kuzeyiyle, güneyiyle, batısıyla, doğusuyla biz Kürdistan’lıyız, Kürt milletiyiz. Dara düşünce gelip milletimize sığındık. Onlar da bize evlerini açtılar. Bu da gösteriyor ki, kurtuluşumuz birlik olmamızdadır. Kürtlerin kurtuluşunun tek yolu var: Birlik olmak!
Suriye’de şuanda ateş yağıyor, her yer harabeye döndü. Savaş başladığında Rojava’da, Kürt şehirlerinde YPG güçleri hemen kontrolü ele aldı. Silahlanıp halkı, evleri, mahalleleri, şehirleri savunmaya giriştiler. Şükürler olsun ki YPG var. Yoksa şimdi Rojava’daki Kürtlerin çoğu öldürülmüş, geri kalanlar da başka ülkelere göç etmek zorunda kalmıştı. Bizim gibi Arap şehirlerinde yaşayanlar göç etti. Kimi Güney Kürdistan’a, kimi Kuzey Kürdistan’a, kimi Ürdün gibi başka diyarlara göç etti . Ama Rojava Kürtleri yurdunda, topraklarında kaldı. Şimdi Rojava’da büyük sıkıntılar var ama her şeyden önemlisi Kürtler yurdunda, topraklarında kaldı. Bu da başkan Apo ve YPG sayesinde oldu. Binlerce şükürler olsun ki YPG var ve Kürdistan’ı koruyor. Her gün Allah’a, başkan Apo ve YPG militanları için dua ediyoruz. Düşünsenize ya YPG olmasıydı, bugün Rojava Kürtlerinin hali nasıl olacaktı?"
KÜRT GENÇLERİ REJİMİN ELİNDE REHİNE!
"Suriye rejime askerlik yapan binlerce Kürt genci var ve şuan rehin durumdadırlar. Savaş başladığında askerde olanlarla irtibat kesildi. Aileler olarak onları kurtarmak istedik ama nerde olduklarını bilmiyoruz. Bazıları kaçıp Rojava’ya geldiler ama hala askerde binlerce Kürt genci var ve rejiminde elinde rehin durumundadır."
ÖSO MENSUPLARI ZORLA EVLERİMİZE GİRDİ!
Lebiha Hanım’ı dinledikten sonra bir başka ailenin kapısını çalıyoruz. Ailenin reisi Hesené Mahmud bizi büyük bir heyecanla karşılıyor ve gelişimizden duyduğu memnuniyeti dile getiriyor. Diyarbakır’a has, tarihi taş avluda başlıyor anlatmaya: "Biz Halep’te, Arapların yoğun olduğu bir mahallede yaşıyorduk. Esad rejimi ile ÖSO arasında savaş başlayınca büyük zarar gördük. ÖSO’nun keskin nişancıları zorla evlerimize, çatılarımıza girip rejim askerlerine, uçaklarına ateş etmeye başladı. Onlar, evlerimizde ateş açınca karşı taraf da ateşin geldiği yeri yani evlerimizi, mahallelerimizi bombalamaya başladı. Artık duracak halimiz yoktu. Ya durup ölecektik ya da göç edecektik. Kürt aileler olarak hepimiz çıkmak zorunda kaldık. Bizimle birlikte bazı Arap aileler de göç etti. Biz de göç ettik Urfa’ya. Akçekale ilçesinde 17 gün bir Kürt’ün evinde misafir olduk. Allah ondan razı olsun, hemen bizi misafir etmeyi kabul etti. Daha sonra Diyarbakır’a gelmeye karar verdik. Diyarbakır’a gelip bir ev kiraladık ama kira verecek paramız yoktu. Bizim durumumuzu öğrenen, hiç tanımadığımız bir Kürt kadını gelip bize bu evi gösterdi ve istediğimiz kadar kalabileceğimizi söyledi. Biz de tüm aile olarak buraya yerleştik. Komşularımız da bize gıda getirip destek oldular. Halkımız da bize gıda ve giyecek yardımında bulundu. Allah onlardan razı olsun. Şimdilik çocuklarımız ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı, geçinmeye çalışıyoruz. Savaşın bitmesini bekliyoruz."
ROJAVA’DA DESTAN YAZILIYOR!
"Suriye’de Arap şehirlerindeki bütün Kürtler dört bir yana dağıldı, göç etti. Güney, Kuzey Kürdistan ve başka diğer ülkelere göç ettiler. Ama Rojava savaşıyor. Qamışlo, Efrin, Kobani ve diğer Kürt yerlerinde şimdi destan yazılıyor. Her şey YPG’nin kontrolünde. YPG, ne rejim güçlerini ne de ÖSO mensuplarını hiçbir Kürt kentine sokmuyor. Kendilerine ÖSO güçleri diyen ve Türkiye’de yapılanıp Rojava’ya saldıranların hepsi yağmacı çetelerdir. Ama Allah’ın izniyle YPG karşında hiçbir şansları yok. Rojava’da büyük sıkıntılar var. Elektrik yok, gıda yok,ağır şartların altında ülke korunuyor. Büyük fedakarlık gösteriyor YPG. Şuanda tek güç YPG ve tüm halk başkan Apo’ya ve YPG’ye bağlı. Bugün ne kazanımımız olduysa bu başkan Apo sayesindedir, her şeyi ona borçluyuz."