Türkiye ve Kürdistan’da 29 cezaevinde 278 siyasi tutsağın başlattığı süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemi devam ediyor. 15 Şubat’ta Şakran Cezaevi’nde başlayan açlık grevi ise 62'nci gününe girdi. Şakran Cezaevi'nde açlık grevindeki tutsaklarla görüşen Avukat Fatma Demirer, görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi verdi. Tutsakların hareket kabiliyetinde ciddi sorunların olduğuna dikkat çeken Demirer, "Görüş sırasında konuştuğumuzda duymada ve anlamada fark olduğunu gözlemliyoruz. Onun dışında söyledikleri şikayetlerin baş dönmesi, baş ağrısı, uyku düzenlerinin bozulması olduğunu söylediler. Mesela en fazla 3 ya da 4 saat uyumaları bu işin ciddiyetini gösteriyor” dedi. 

DOKTORDAN ETİK DIŞI YAKLAŞIM

Doktorların sadece iki kez kontrole gittiğini aktaran Demirer, "Sağlık personelleri sık sık geliyor. Sağlık personeli dediğimiz kişide ya hemşire yada teknisyen oluyor. Bunlarda nabız ve kilo ölçümü yapıp gidiyor. Onun dışında bir şey yapmıyor. Doktorların özellikle erkeklere karşı onur kırıcı davranışları oluyor. Mesela açlık grevindeki tutsaklar şikayetleri belirttiklerinde doktor ‘benim de o şikayetlerim var’ diye cevap veriyor. İki aydır açlık grevinde olan bir kişiye bunun söylenmesi mesleki olarak etik değil” şeklinde aktardı. 

'ŞİRVAN BİRLİK'İN BOĞAZINDAN KAN GELDİ'

Yine yayın organlarının verilmediğini de aktaran Demirer, devamla şunları kaydetti: "Her birinin bir refakatçisi var. Olabildiğince sıvı tüketimi yapılıyor. Kendi enerjilerini korumaları gerekiyor. Onlarda bunu farkında. Şirvan Bilik adlı müvekkilimizin boğazından kan geldiğini biliyoruz. Özkan Yaşar, sağlık kontrolüne geldiği zaman merdivenlerden inemediği için sağlık personelleri yukarı çıkıyor. Ölçülerini o şekilde yapıyor. Zana Yaktın, odaklanma sorunu yaşadığı söylemişti. Yazarken bir an durup unuttuğunu söyledi. Cümle aklına gelmiyor. T2’de kalıyor. Onun yüzünde bir yara da çıkmış. Kadınlarda yüksek nabız, kalp çarpıntısı bu aşamada var."

Açlık grevinin 10’uncu gününde cezaevi yöneticilerinin tutsakların yanına gelerek “Sorun neyse çözelim, bırakın açlık  grevini” dediğini aktaran Av. Fatma Demirer, “Tutsaklar talepleri sıralamış. Buna karşılık İmralı Cezaevi’nin durumunun kendileri aştığını ifade etmişler. Ancak diğer talepler yani; cezaevinin durumuna ilişkin hiçbir düzenleme yapılmamış. Dışarıdan kitap gelmesi yasak. Kimlikle ilgili sorun yaşıyorlar. Aktiviteler yapılmıyor” şeklinde ifade etti.