Buldan: AKP ile masaya oturulmaz

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Bu ülkede yapılan bütün hukuksuzlukların ardından AKP ile masaya oturacak tek bir Kürt yoktur" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), “Savunma Kampanyası” kapsamında Urfa’da “HDP’liyiz, her yerdeyiz” şiarıyla halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya katılan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, partililer tarafından kent girişinde karşılandı. Konvoy halinde partinin Karaköprü İlçe Örgütü önüne gelen Buldan, burada halk tarafından alkışlar ve “HDP halktır, halk burada” sloganlarıyla karşılandı. Parti binası önünde toplanan halk, “Bijî berxwedana HDP” sloganlarıyla halaylar çekti. 

SURUÇ VE ANKARA'DA KATLEDİLENLERİ ANDI

Buldan'ın buluşmadaki konuşmasının satır başları şöyle:

"Temmuz ayındayız, 20 Temmuz’a az bir zaman kaldı. 20 Temmuz özellikle Suruç Katliamı’nın yıl dönümü olması vesilesiyle, bir kez daha Suruç’ta, Ankara Garı’nda ve bu anlamda Türkiye'nin her yerinde yapılan bu katliamlarda yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımıza ve yoldaşlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet diliyoruz. Onlar, bu katliamı işleyenler, aynı zihniyeti taşıyanlar, sadece Suruç’ta, Ankara’da değil. İşte çok yakın bir zamanda İzmir İl Örgütümüzde sevgili Deniz Poyraz’ı da bugün Muğla’nın Marmaris ilçesinde de aynı amaçla bu saldırıyı gerçekleştirdiklerini biliyoruz. Bu katliamların arkasında, Suruç katliamının, Ankara Gar Katliamı'nı yapanların, İzmir’deki Deniz Poyraz’ı öldürenleri, bugün Marmaris’e saldıranların, aynı zihniyetten, aynı ekipten olduklarını çok iyi biliyoruz. Organize edenleri tanıyoruz. Katliamları gerçekleştirenleri tanıyoruz. Bunların hesabını elbette yargı önünde, adalet önünde soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. 

'KÜRT DÜŞMANLIĞI YÖNETİMİ!'

Sevgili Urfalılar, yaz aylarında özellikle Urfa olmak üzere yaşanan sıkıntıları da biliyoruz. DEDAŞ’ın elektrik kesintileri ile başlayan, bu kesintilerle birlikte Urfa halkının elektriksiz, susuz kaldığı böyle bir yönetimle, anlayışla, Urfa'yı yönetenlere, buradan sesleniyoruz; sizin bu politikalarınızın altında Kürt düşmanlığının yattığını iyi biliyoruz. Urfa halkının elektriğini keserek, tarımla geçinen bu halkın elektriğini ve suyunu keserek tarımı bitirdiniz. Bu yapılanların Urfa halkına reva görülmesi, Urfa halkının seçimlerde önlerine konulacak ilk sandıkta hesabını sizlere soracağını asla unutmayın. Urfa bereketli topraklarıyla, bu toprakların Urfa halkına büyük bir geçim kazandırmasını engelleyenler, Urfa halkının mevsimlik işçi olarak Türkiye'nin batısına gitmesine neden oluyorlar En fazla Urfa halkı batıya gitmek zorunda, mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kalıyorlar. Urfa'nın topraklarını sadece Urfa halkını değil, dünyanı bile doyuracak verimlilikte olmasına rağmen bunları engelleyenler, Urfa halkını başka yere gönderenler, bunun hesabının elbette seçimlerde verecekler. İşçi olarak metropollere gidenler, ülkenin batısına gidenler, yolda kaza geçirip yaşamını yitiriyor ya da gittikleri yerde ırkçı saldırılarla karşı karşıya kalıyorlar. Bunun nedeni bu ülkeyi yönetenlerin, iktidarın, AKP’nin, Kürtleri, HDP’yi her gün hedef göstermesi, her gün hakaret etmesi, Kürt düşmanlığını açıkça yapmasından kaynaklanıyor. Biz de söylüyoruz; Urfa halkı sizin bu Kürt düşmanlığı karşısında cevabının sandıklarda verecektir. 

ŞENYAŞARLAR'IN DİRENİŞİ

Biz dün Antep'teydik, bugün geleceğimiz biliniyordu. Sabah Urfa Adliyesi önünde 128 gündür adalet nöbeti tutan Şenyaşar ailesini bir kez daha gözaltına aldıklarını duyduk. Niye gözaltına aldılar? Biz bugün buraya geliyoruz, onları ziyaret etme ihtimalinden dolayı Şenyaşar Ailesi’ni gözaltına aldılar. Bu ahlaksızlığı, hukuksuzluğu bugün bir kez daha şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Şenyaşar ailesini gözaltına almak değil, onların adalet çığlığına, adalet haykırışına kulak vermektir. AKP hükümeti bir kez daha bu vicdansızlığını ortaya koydu. Şenyaşar ailesinin adalet çağrılarına karşılık olarak onları bugün bir kez daha gözaltına aldılar. Onları ziyaretimiz elbette önemlidir. Ama bizim bugün ziyaretimiz ihtimaline karşı gözaltına alınıyorsa, bunu yapanlar şunu iyi bilsin, Türkiye’deki milyonlar, Kürtler, Şenyaşar Ailesiyle birliktedir. Onların adalet çağrısı, bizim adalet çağrımızdır. Onların yaşadığı hukuksuzluk elbette HDP’nin gündemidir. Onlar bun adalet arayışını, ancak ve ancak adaletle bitirecekler. Böyle gözaltına alarak, HDP’yi onları ziyaret etmesini engelleyerek, bu haksızlığı hukuksuzluğu ortadan kaldıramazsınız. Emine Şenyaşar annemize saygılarımızı ve sevgilerimizi gönderiyoruz. 

'TEK BİR KÜRT BİLE AKP İLE OTURMAZ'

Bugün AKP’nin Kürtlere zulmü, AKP’nin Kürtlere baskısı ortadadır, nettir. Bu ülkeyi öyle bir zorbalıkla yönetiyor ki seçimlerde bir kez daha iktidara gelmeyi hedefliyorlar. Ancak artık Türkiye halklarının ve Kürtlerin AKP’nin yalanlarına karnının tok olduğunu ve asla onların yalanlarına hiç bir zaman kanmayacaklarını bir kez daha göstermenin zamanı gelmiştir. Dün Antep'te çözüm sürecindeki o kıymetli zamandan bahsettim. Bu açıklamamı çarpıtanlar, çözüm sürecinde bir kez daha AKP ile masaya oturmak istiyorlar diyenler, bugün AKP’nin yaptığı zulümler karşısında, kayyumların, cezaevinde olan milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, her gün operasyonlarla yöneticilerimizin gözaltına alınmasının ve tutuklanmasının, her gün hakkımızda açılan davaların, fezlekelerin, yine bu ülkede yapılan bütün hukuksuzlukların karşısında AKP ile masaya oturacak tek bir Kürt yoktur, olamaz.

Ülkeyi anti demokratik uygulamalarla yönetenler, halkların, başta Kürt halkı olmak üzere, yürüttüğü siyasetin önüne engel çıkaranlar, Kürtlerin dilini yasaklayanlar, Kürtlerin seçilmişlerine baskı uygulayanlar, Kürtlere seçme ve seçilme hakkını çok görenler, Kürtlere adaleti, hakkı, hukuku yok sayanlar, Kürt halkına her gün zulüm yapanlar iyi bilsin ki, artık son günlerini, son demlerini yaşıyorlar. Onlar da görüyorlar, biliyorlar. Anketlerde baş aşağı gidiyorlar, oy kaybediyorlar. Bunun için Diyarbakır’a gidip, Kürtlere göz kırpıyorlar. Sizin Diyarbakır’a gitmeniz, Hakkari'ye gitmeniz, Van’a gitmeniz, ne Van halkını, ne Hakkari halkını ne Diyarbakır halkını barış, özgürlük, demokrasi mücadelesinden, ama aynı zamanda sizin bize uygulamış olduğunuz haksızlıkların unutulmasına asla vesile olmayacaktır. Kürtler ölene kadar, sonuna kadar sizin bu zulümlerinizi, bize yaptıklarınızı, Selahattin Demirtaşları, Figen Yüksekdağları cezaevinde tutmanızı, Kürt halkının her türlü iradesini gasp etmenizi asla ve asla unutmayacaktır. AKP’ye bunu bir kez daha bunu hatırlatıyoruz.

İMRALI TECRİDİ

Dün Antep’te söylediğim bir şey de çarpıtıldı. Çözüm sürecinde masayı kimin devirdiğine dair söylentiler çıktı. Cumhurbaşkanı Diyarbakır’da çözüm sürecinde masayı HDP’nin devirdiğini söylüyor. Burada o sürecin içerisinde olan biri olarak söylüyorum, ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımıyoruz’ diyenler, HDP’nin 7 Haziran başarısını hazmedemeyenler, bu ülkeye barışın gelmesini çok görenler, bu ülkede demokrasi rüzgarının esmesine engel olmak isterdiler. Onun için çözüm sürecini bitirdiler. Bitiren taraf da açık ve net söylüyorum, bugünün iktidarıdır, AKP iktidarıdır. 

Biz elbette çözüm sürecini önemseriz, dün şunu da söyledim, keşke çözüm süreci bir kez olsa, Sayın Öcalan İle görüşmeler başlasa, tecrit ortadan kalksa ve çözüm sürecinde Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülse ama bunu çözecek olanın elbette AKP hükümeti olmadığını da biliyoruz. AKP bu anlayışla, bu zihniyetle bu sorunu çözmek yerine, daha da derinleştirmenin, katmerleştirmenin yol ve yöntemlerini arıyor. Ne yapıyor, siyasetçiyi tutukluyor, ne yapıyor, İmralı’da tecridi uyguluyor, ne yapıyor, her gün operasyon gerçekleştiriyor. İl ve ilçe binalarımıza yapılan saldırılarda bile bu ülkeyi yönetenlerin parmağının olduğunu biliyoruz. Türkiye halkları, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Arabıyla, Sünnisiyle, Alevisiyle, bir bütün olarak kadınıyla, genciyle, bu dönemde seçimlerde, sandıklarda, bu ülkenin demokratik bir yönetime kavuşması için güç birliği oluşturacaktır. Ama oluşturulacak bu güç birlikleri Kürdü inkar eden bir anlayışa sahip olmamalıdır. Kürdün sorununu tam olarak, net olarak ifade etmek zorundadır. Sorun nasıl çözülür, muhattaplarıyla oturup konuşmak zorundadır. Biz böyle bir Türkiye’nin, demokratik bir Türkiye’nin, barışçıl bir Türkiye’nin bu ülkeye hakim olması için sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Bu ülkeyi yönetmeye de talibiz. 

'ÖNLERİNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL HDP'

Önlerindeki en büyük engel olarak HDP’yi gördüklerini biliyoruz. En büyük engel biziz, HDP’dir. Çünkü biz Türkiye’nin her yerindeyiz, Türküz, Kürdüz, Ermeniyiz, Süryaniyiz, Aleviyiz, Sünniyiz, kadınız, genciz… Çünkü biz işçiyiz, emekçiyiz, esnafız… Kimin derdi varsa, kimin sorunu varsa, biz oradayız, biz onun yanındayız. HDP bugün Türkiye'de siyasi anlamda siyaset arenasında önemli bir yere sahip, bu bir fikriyattır. Şimdi bir kapatma davası açmışlar. Zannediyorlar ki HDP kapatılırsa, kül olur uçar gider. Ama gelsinler görsünler, HDP’nin bütün binalarında, bütün il ve ilçe örgütlerinde, her kesimde bu ülkede farklı inançlardan kim varsa bu kapının anahtarı onların elindedir. 

Herkesin elinde HDP’nin anahtarı vardır. O yüzden hiç kimse HDP’nin kapatılacağını sanmasın, ummasın. HDP’yi asla ve asla kapattırmayacağız. Bizler çalışmalarımızı HDP kapatılma gündemine göre değil, halkımızın gündemine göre organize ediyoruz. Her gün alanlardayız, meydanlardayız, sokaklardayız. Kim bir mağduriyet yaşıyorsa, bir oradayız; kim bir sıkıntı yaşıyorsa, onun sesini Meclis’e taşıyoruz. İşte bunun için bizimle bu kadar uğraşıyorlar. Ama uğraşsınlar, çabaları boşadır, çabaları nafiledir. HDP gümbür gümbür geliyor. Bu ülkeye demokrasiyi de barışı da adaleti de yerleştirmeye geliyor."

Buldan’ın açıklamalarının ardından buluşma halaylarla sona erdi.