CPT Ýmralı gerçeklerini açıklayabilecek mi?

CPT Ýmralı gerçeklerini açıklayabilecek mi?

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan aðırlaştırılmış tecrit tüm hızıyla devam ederken, Ýşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) Ýmralı Adası’nda 5 defa incelemelerde bulundu. 27 Şubat-3 Mart 1999 tarihleri arasında Ýmralı'da yaptıðı incelemede "Ýmralı'da izolasyon var" tespiti yapan CPT, 16-17 Şubat 2003 tarihinde gerçekleştirdiði ikinci incelemede ise "Hava muhalefeti varsa, başka bir gün görüştürülsün" uyarısını yaptı. 27 Temmuz’dan bu yana Öcalan avukatları ile görüştürülmezken, CPT’nin sessizliði ise tepkilere neden olmuştu. CPT son olarak 17 Ocak günü Ýmralı Adası’na giderek incelemelerde bulundu. Ýncelemeden bu yana herhangi bir açıklama yapılmazken, CPT’nin Ýmralı Adası’nda yaşanan aðırlaştırılmış tecride ilişkin gerçekleri açıklayıp açıklamayacaðı ise merak konusu olmaya devam ediyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Ýmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'ndeki aðırlaştırılmış tecridi, 15 Şubat 1999'da Türkiye getirilişinden bu yana 14 yılını doldurdu. Her dönem siyasi sürece göre avukat görüşleri engellenen Öcalan buna raðmen zaman zaman kendisi ile müzakere yürütme amacı ile görüşmeye gelen devlet yetkilileri ile süreci yumuşatma adına çaba sarf etti. 1999 yılında 46 kez avukatlarıyla görüşen Öcalan'ın avukatlarıyla 2000 yılında yaptıðı görüş sayısı 32'ye indi. 2002 yılında avukatların, Öcalan ile görüşmek için yaptıðı 46 başvurudan 12'si reddedildi. 2003 yılında ise, 27 Kasım ile 12 Mart tarihleri arasında görüşlere izin verilmeyerek, yapılan 25 başvurudan 13'ü reddedildi. 2004 yılında 19, 2005 yılında 15, 2006 yılında 21, 2007 yılında 30 kez görüşme gerçekleştirilmişti. 2007 yılından itibaren her geçen yıl Öcalan'ın avukatları ile yapacaðı görüşler giderek daha da azaltıldı. 2008 yılında 147 gün, 2009 yılında 77 gün, 2010 yılında ise 119 gün görüşmelere izin verilmedi. 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana ise avukat görüşmeleri 543 gündür "koster bozuk", "hava muhalefeti", "gemi onarımda" gibi uyduruk gerekçelerle engelleniyor.

TECRÝT VE ÝZOLASYON SERCÝNE CPT’NÝN DAHÝL OLUŞU

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatlarının, müvekkillerine uygulanan tecride ilişkin 14 yıllık süre zarfında Ýşkenceyi Önleme Komitesi'ne (CPT) yaptıðı başvurular sonucu, CPT Ýmralı Özel Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde 5 kez inceleme yaptı. 27 Şubat-3 Mart 1999 tarihleri arasında Ýmralı'da yaptıðı incelemede "Ýmralı'da izolasyon var" tespiti yapan CPT, 16-17 Şubat 2003 tarihinde gerçekleştirdiði ikinci incelemede de avukat görüşmelerinin engellenmesine dikkat çekerek, "Hava muhalefeti varsa, başka bir gün görüştürülsün" uyarısı yaptı. 19-22 Mayıs 2007 tarihinde üçüncü incelemesini yapan CPT, "1999'dan bu yana Ýmralı'da bir şey deðişmedi" tespitiyle tecrit koşullarının aðırlaşarak devam ettiðine vurgu yapmıştı. 2010'da yapılan son CPT ziyaretinde ise, Ýmralı'daki tecridin düzeltilmesi gerektiði vurgulanmıştı. 2011 ile 2012 yıllarında avukatların müvekkilleriyle görüşmelerinin engellenmesine ilişkin ise Öcalan'ın Avrupa'da bulunan avukatları tarafından her ay düzenli olarak CPT'ye rapor yazılarak Ýmralı ile ilgili bilgilendirme yapılarak inceleme talebinde bulundu. CPT’nin Ýmralı Adası’na yaptıðı son ziyaret ise 17 Ocak günü gerçekleşti.

CPT’NÝN ÝLK RAPORU

CPT, Ýmralı Cezaevi'ne ilk ziyaret 1999 yılında gerçekleşti. 27 Şubat- 3 Mart 1999 tarihleri arasında CPT heyeti tarafından yapılan ziyaretin ardından açıklanan ve 49 maddeden oluşan raporda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın gözaltı sürecinde yaşananlar dahil, birçok konuda yaşadıklarına ilişkin dönemin hükümetine tavsiyelerde bulunuldu. Raporda, "Öcalan'ın yüksek güvenlikli rejim altında, ıssız bir mekanda ve tek başına tutulmasının zihin saðlıðı üzerindeki potansiyel olumsuz etkiler yaratacaðı, bu olumsuzlukların giderilmesi için ek tedbirlerin alınması gerektiði" tavsiyesinde bulunuldu. Öcalan'ın bir radyoya, gazetelere ve kitaplara ulaşımının temin edilmesinin de gereken bir koşul olduðu belirtilen raporda Öcalan'ı ziyaret etmek isteyen akrabalarının güvenlik ve aşırı gecikme olmadan ziyareti gerçekleştirmelerinin de zorlaştıðı ve bunun için tedbirlerin alınması gerektiði vurgulanmıştı. Raporda günün belli bir bölümünde Öcalan'ın kendi hücresi ile yandaki oda arasında özgürce dolaşmasına ve ünitenin dışarıdaki egzersiz olanaklarına daha sık ulaşımına izin verilmesi gerektiði belirtilmiş ve bu hakkın da hiçbir güvenliði tehdit etmeyeceði vurgulanmıştı.

‘HAVA MUHALEFETÝ VARSA BAŞKA BÝR GÜN GÖRÜŞTÜRÜLSÜN’

11 Eylül 2001'de ABD'de ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle haftada iki kez yaptıðı görüşmeler haftada bir güne, ardında da iki saatlik görüşmeler bir saate indirildi. Bunun ardından ise çeşitli gerekçelerle görüşmeler haftalarca engellenmeye başladı. Bu gerekçeler ile Öcalan'ın avukatları ile yaptıðı görüşmeler iki-üç ayda bir yapılır oldu. Bu görüşmelerin ardından CPT heyetinin ikinci Ýmralı ziyareti 16-17 Şubat 2003 tarihlerinde gerçekleşti. Ziyaret sonrasında hazırlanan raporda, Öcalan'a uygulanan izolasyonun son bulması gündemleştirilirken, Öcalan'ın avukatları ve ailesi ile yapılan görüşmelerin çeşitli gerekçelerle engellenmesinin giderilmesi noktasında tavsiyeler yer aldı. "Üç aydan fazla ziyaret hakkının fiili olarak askıya alınması herhangi bir tutuklu için ciddi bir durum olur ve çok uzun bir sureden beri izolasyonda tutulan bir tutuklu için açıkça kabul edilemeyecek bir durumdur" denilen raporda Öcalan'ın akrabaları ve avukatları tarafından ziyaret edilmesinin pratikte işlevsel olması için araçlar bulunması yönünde hükümete tavsiyelerde bulunulmuştu. Raporda ayrıca "Hava muhalefeti" nedeniyle avukatları ile görüşemeyen Öcalan'ın hafta içerisinde başka bir gün avukatları ile görüştürülmesi gerektiði vurgulanmıştı.

‘ÝMRALI’DA DEÐÝŞEN BÝRŞEY YOK’

Ýmralı'daki tecrit, izolasyon ve rutubetli iklim koşulları, insan saðlıðı üzerinde büyük tahribatlara neden olduðu için Öcalan'ın rahatsızlıklarına günden güne bir yenisi eklendi. Mart 2007'de Öcalan'ın avukatları, saç telleri üzerinden yaptıkları inceleme sonucunda müvekkillerinin zehirlendiðini açıklamaları üzerine gözler Ýmralı'ya ve Öcalan'ın saðlık durumundaki gidişata çevrildi. Bulunduðu odanın mimarisinin çok kötü olduðunu ve karbondioksitin oranının yüzde 75 olduðunu belirten Öcalan, avukatlarına Başbakanlık, Tabipler Odası, CPT ve AÝHM'e gerekli başvurular yaparak zehirlenme riskine karşı inceleme yapmaları için girişimde bulunmaları gerektiðini söyledi. Kendisine karşı zehirleme gibi bir yönelim olabileceðini belirten Öcalan, "Tüm koşullara raðmen direnmeye devam edeceðini ve kendisine yönelik her girişimin Türkiye'yi Irak'laştıracaðı" uyarısında bulundu.

CPT'nin Ýmralı'ya yaptıðı üçüncü ziyaret ise Öcalan'ın zehirlendiði yönündeki açıklamaların gündemleştiði döneme denk geldi.19-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında yapılan ziyaretten bir yıl sonra yazılan ve aðır metaller ile zehirlenme yönündeki açıklamalara dair bulguları içeren raporun ileriki bir tarihte açıklanacaðı kaydedildi. Dönemin CPT Yürütücü Sekreter Vekili Fabrice Kellens ve Cenevre Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü müdürü ve bir uzman olan psikiyatrist Timothy Harding ile iki mütercim tarafından gerçekleştirilen ziyaretin ardından yayınlanan raporda Öcalan'ın cezaevindeki maddi koşullarının CPT'nin 4 yıl önceki ziyaret zamanı ile karşılaştırıldıðında, ya hiç bir şekilde deðişmemiş ya da çok az deðişmiş olduðuna vurgu yapıldı. Raporda, "1999'da bulunulan ve sonradan genişletilerek mahpusun Ýmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tek başına tutulmasının zararlı etkilerinin hafifletilmesi yönündeki tavsiyelere uygun bir karşılık gelmemiştir. Daha da önemlisi, 1999 yılında CPT tarafından önerilen diðer başka mahpusların da adaya nakledilmesi yönündeki çözüm taslaðı hayata geçirilmemiştir” vurgusu yapıldı. Öcalan'a verilen hücre cezalarına da deðinilen raporda bu cezalar da eleştirilmişti. Raporun tavsiyeler bölümünde ayrıca Öcalan'ın diðer tutuklular ile birlikte bulunacaðı ve daha geniş bir faaliyet alınana sahip bir cezaevine naklide vurgulanmıştı.

MEDYA RAPORU ÇARPITTI

CPT'nin Ýmralı Cezaevi ile ilgili hazırladıðı dördüncü rapor ise 2010 yılında açıklandı. Raporda, inşa edilen yeni cezaevinde 5 tutsak ile birlikte kalan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Tabutluk" diye nitelendirdiði cezaevinde Öcalan'ın hücresinde gün ışıðına erişimin iyileştirilmesi için gerekli adımların atılmasının tavsiye edildi. Raporda ayrıca Öcalan'ın aile üyeleriyle telefon görüşmesi yapmasına izin verilmesi konusundaki tavsiye de bir kez daha yinelenmişti. Raporda tıbben acil olarak tanımlanan durumlara müdahale edebilecek durumda olan tıbbi olanakların da oluşturulması gerektiði vurgulanmıştı. Fakat rapor basında "Ýmralı'da tecrit yok" diye servis edilerek manipüle edilmeye çalışılmıştı. Raporun çarpıtılması üzerine Öcalan’ın o dönemki avukatları bunun bilinçli olarak yapıldıðını vurgulamıştı. CPT'nin raporuna ilişkin o dönem Dışişleri Bakanlıðı'nın verdiði yanıtta Öcalan'ın ayda iki kez 10'ar dakikalık telefon görüşmesi, televizyon, 4 saatlik havalandırma ve yakınları ile açık görüş yapma hakkından hiç bir zaman yararlanamayacaðı belirtilmiş ve bunların hepsine ise Öcalan'ın iki kez disiplin cezasına çarptırılması gerekçe gösterilmişti.

HAMMARBERG: CPT ÝLE GÖRÜŞECEM

CPT heyetinin Ýmralı’da yaptıðı son incelemenin ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a aðırlaştırılmış tecrit uygulandı. Kesintisiz devam eden tecrit sürecinde avukatlar ve çok sayıda insan hakkı kurumu tarafından CPT’ye çaðrı yapılsa da CPT sessizliðini korudu. Ocak 2012’te Türkiye’ye gelen Avrupa Konseyi Ýnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg ise, tecride ilişkin CPT yetkilileriyle görüşeceðini söyledi. 20 Haziran günü Ýstanbul'a gelen ve Öcalan'ın avukatlarıyla görüşen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Raportörü Fransız Sosyalist Parlamenter Josette Durrieu ve Denetim Komisyonu Sekreteri Sylvie Affholder, Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlıðı'na başvururken, bu başvuruya da olumlu yanıt verilmedi. 20 Şubat tarihinde ise Uluslararası Af Örgütü, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e gönderdiði mektup ile Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşmelerini düzenleyen yasa tasarısına ilişkin kaygılarını dile getirmişti.

CPT YENÝDEN GELDÝ ANCAK BÝLGÝLENDÝRME YAPMADI

CPT heyeti 21-28 Haziran tarihleri arasında Türkiye’ye gelerek cezaevlerinde incelemelerde bulundu. Ýncelemeler Pozantı Cezaevi’nde yaşananlara odaklanırken, heyet tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ise görmezden gelindi. CPT, 6 Kasım günü yıllık raporunu açıkladı. Ancak raporda Türkiye’ye ilişkin yıl içinde söylenenlerin tekrarı dışında yeni bir ifadeye yer verilmedi. Raporda Adana’daki Pozantı cezaevinde çocuk tutuklulara yönelik kötü muamele iddialarına ilişkin bu ziyaretin gerçekleştiði ifade edilirken, CPT’nin bu çerçevede Pozantı’daki çocuk tutukluların sevk edildiði Ankara-Sincan cezaevinin yanı sıra Ýstanbul-Maltepe çocuk cezaevi ile Diyarbakır ve “Gaziantep” E Tipi çocuk koðuşlarını ziyaret etti. CPT heyetinin ayrıca Haziran ayında birçok cezaevine çıkan yangınlar konusunda da Türk yetkililerle görüşmelerde bulunduðu ifade edildi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan konusunda ise şu ifadeler yer aldı: “10 Şubat 2012’de CPT temsilcileri Strasbourg’da üst düzey Türk memurlarla Abdullah Öcalan ve Ýmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ndeki diðer tutukluların durumuna ilişkin görüşmeler gerçekleştirdi. Bu kişilerin yakınları ve avukat ziyaretlerini kabul edebilmeleri için pratikteki imkana özel bir dikkat gösterildi. Haziran 2012’de Türkiye’ye komitenin gerçekleştirdiði ad hoc ziyareti vesilesiyle Ankara’da bu konuda başka tartışmalar da oldu.” Türkiye'de 21-28 Haziran tarihlerinde inceleme yapan CPT heyeti ile yaptıðı görüşmeyi deðerlendiren ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan ise CPT'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili olarak kendilerine, "Yakında Ýmralı ile ilgili tatmin edici gelişme olacak" dediðini söylemişti.

AVUKATLAR SÜREKLÝ CPT’YE BAŞVURUDA BULUNDU

27 Temmuz 2011 yılından bu yana Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile avukatlar arasında yapılması gereken görüşmelerin engellenmesine ilişkin avukatlar belirli aralıklarla CPT’ye başvuruda bulundu. Tecridin ilk günlerinde Asrın Hukuk Bürosu, Haziran, Temmuz ve Aðustos ayında gerçekleştirilemeyen görüşmelere ilişkin rapor hazırlayarak CPT’ye sundu. Avukatların diðer başvurusu ise tecridin 65. gününde gerçekleştir. Avukatlar, 65 gündür yapamadıklara görüşmeler için yaptıkları 17 başvuru reddedilmesi ve Ýmralı Adası'na çektikleri telgrafların ulaşıp ulaşmadıðı konusunda ise, herhangi bir cevap verilmemesi üzerine Fransa'nın Strasbourg ketinde bulunan CPT yetkilileri yüz yüze görüşüp, Öcalan üzerindeki tecridi yetkililere anlattı. Avukatlar görüşmelerinde CPT'nin kendi mekanizmalarını kullanarak, girişimlerde bulunması ve bir heyeti Ýmralı Cezaevi'nde incelemelerde bulunması amacıyla talep etti. Avukatlar ilerleyen süreçlerde de dönem dönem CPT’ye başvurularını yeniledi.

KÜRDÝSTAN, AVRUPA VE TÜRKÝYE’DE EYLEMLER

Tecrit sürecinde CPT sessizliðini korurken, Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’da ise tecride ilişkin çeşitli eylemler yapıldı. PKK ve PAJK’lı tutsaklar açlık grevleri ile tecride dikkat çekerken, Türkiye ve Kürdistan’da bulunan halklar ise sokaklara dökülerek tecridi lanetledi. Avrupa’da ise tecride ilişkin yapılan açlık grevlerinin yanı sıra gençler defalarca CPT binasını işgal etti. Tecridin 49. gününde 19 Eylül 2011 tarihinde Kürt gençleri, Avrupa Konseyi'ne baðlı CPT'nin de içerisinde bulunduðu Avrupa Konseyi binasını işgal etti. 14 Kasım 2012 günü ise Kürt gençleri bu sefer de Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan CPT binasını işgal etti. Gençler bunun gibi defalarca işgal eyleminde bulunurken bu eylemler kimi zaman ise polis müdahalesi ile sonuçlandı.

HÜSEYNOV: AVUKATLARLA GÖRÜŞME HAKKI EN TEMEL HAK

5 Kasım 2012 günü CPT Başkanı Latif Hüseynov (Lətif Huseynov) Öcalan’a uygulanan tecridi basın mensuplarına deðerlendirdi. Huseynov, "Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşme hakkı en temel haklardan biridir" dedi.CPT heyetinin 21-28 Haziran tarihleri arasında Türkiye’ye gerçekleştirdiði ziyarette neden Ýmralı’ya gitmediði yönündeki ANF sorusuna ise Hüseynov, “CPT olarak bunu kabul ediyoruz. Biz o dönem başta Pozantı olmak üzere tutuklu çocukların kötü ve onur kırıcı muamele gördükleri iddialarına öncelik verdik ama Ýmralı’ya dair beklenti ve endişelerimizi Ankara’ya ilettik” demekle yetindi.

SON ZÝYARET VE CPT’NÝN TARÝHÝ SINAVI

CPT uzun bir aradan sonra son olarak 17 Ocak günü Ýmralı Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. 9 kişilik heyet, cezaevindeki incelemelerinin ardından askeri helikopterle Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlıðı'na geldi. Öte yandan daha önceleri Ýmralı Adası'na incelemek yapmak için geldiklerinde yetkililere haber vermeyen CPT'nin bu seferki ziyaretlerini daha önceden yetkili makamlara bildirdiði belirtildi. Daha önce yapılan incelemeler, ziyaretin birkaç gün ardından ortaya çıkarken, bu defa ziyaretin yapıldıðı saatlerde haberin basın yansıtılması ise hükümetin son günlerde yürüttüðü politikalar çerçevesinde yorumlanıyor. Hükümetin televizyon tartışmalarını başlatmasının ardından ziyaretin gerçekleşmesi de bir başka dikkat çekici konu oldu. Gözler ise tecrit süreci boyunca sessizliðini koruyan ve inceleme yapmayan CPT’nin önümüzdeki günlerde yapacaðı deðerlendirme veya açıklamada, Ýmralı’da devam eden tecridi nasıl ortaya koyacaðına çevrildi.