ETHA davasında işkence mağdurları dinlenecek

ETHA davasında işkence mağdurları dinlenecek

İşkence mağdurlarının anlatımlarını gündeme getirdiği için Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın ETHA hakkında açtığı davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme, işkence mağdurlarının tanık olarak dinlenmesini kabul etti, duruşmayı 8 Ekim'e erteledi.

İşkence mağdurlarının anlatımlarını gündeme getirdiği için Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın ETHA hakkında açtığı davanın ilk duruşması, İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmaya Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın avukatı Cemalettin Mutlu ile ETHA Sorumlu Müdürü Goncagül Telek ve avukatları katıldı. Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay'ın ETHA'ya açtığı 'hakaret' ve 'iftira' davasında ETHA'da yayınlanan haberler avukatlar tarafından mahkemeye sunuldu.

POLİS MAHKEME SALONUNDAN ÇIKARILDI

ETHA'nın avukatlar, Törörle Mücadele Şube polislerinin duruşma salonuna girmesine itiraz ederek, dışarı çıkarılmalarını istedi. Mahkeme heyeti karar vermeden, polisler, tepkiler üzerine salonu terk etti.

Ardından ETHA Sorumlu Müdürü Goncagül Telek savunmasını yaptı. Telek, Etkin Haber Ajansı (ETHA)'nın kuruluş amacını anlattı. ETHA'nın kurulduğu günden bu yana “gerçeğin peşinde, halkın yanında” bir yayıncılık yaptığını ifade eden Telek, "Dünyanın ve bu toprakların bütün ötekileştirilenlerinin, ezilenlerinin yaşamları, istemleri, düşleri, korkuları, umutları ajansın yayınlarına konu oldu" dedi.

ETHA, BARIŞ GAZETECİLİĞİ YAPTI

Telek, ETHA'nın habercilik anlayışını şöyle tarif etti: "Emekçilerin, işçilerin, insani koşullarda çalışma ve eşitlikçi bir dünyada yaşama talebinin yanında oldu. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu topraklarda da savaşa karşı barışı savundu. Halklar ancak eşit olursa, barış ve kardeşlik gelişir, diyerek barış gazeteciliği yaptı. Kadınların, erkek egemen sisteme karşı mücadelelerine omuz verdi. Nefret cinayetleriyle katledilen LGBT'lerin adalet arayışlarına yoldaş oldu. Gençlerin, eşitlik ve özgürlük taleplerinin yanında yer aldı. Halkın, kapitalist sistemin talanına karşı yürüttüğü daha sağlıklı bir çevrede yaşama mücadelesinin yanında yer aldı. Ana akım medyanın gerçeği karartma ve manipülasyonuna karşı gerçeğin peşinden gitti, gerçeğin dönüştürücü gücüne güvendi."

İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR

ETHA'nın tüm sansür ve baskı politikalarına karşı halkın haber alma hakkını savunduğunu vurgulayan Telek, yaptıkları haberlerden dolayı bugün yargılandığını belirttti. Polis müdürü Sedat Selim Ay'ın “iftira” ve “hakaret” iddiasıyla şikayetçi olduğu haberlerin de, dünyanın her yerinde ve Türkiye'de yasalarda, anayasalarda “insanlık suçu” olarak kabul edilen işkence tanıklıklarının anlatımları olduğunu kaydeden Telek, Ay'ın Terörle Mücadeleden Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığına atanması ile gündeme gelen işkence iddialarını araştırmak yerine, işkenceyi gündeme getiren ETHA hakkında dava açılmasını işkenceye cezasızlık pratiğinin devamı anlamına geldiğini belirtti.

Sedat Selim Ay'ın şikayetçi olduğu 23 gazeteciden sadece ETHA'ya dava açılmasının manidar olduğunu vurgulayan Telek, kendisinin de Sedat Selim Ay'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olduğu 1996 yılında işkence gördüğünü söyledi.

'İŞKENCE YAPANA İŞKENCECİ DENİR'

Telek, "İşkence bir insanlık suçudur ve dünyanın her yerinde işkence yapana işkenceci denir" dedi. Sedat Selim Ay ve avukatlarının mahkemelerde söylediği “beraat ettik” tezinin gerçek dışı olduğunu ifade eden Telek, bununla ilgili gerçeğin, işkence tanıklarının mahkemede dinlenmesi ve işkence raporlarının, dava dosyalarının sunulmasıyla ortaya çıkacağını belirtti.

Telek, "Türkiye'deki yasalarda ve anayasada da insanlık suçu olarak tanımlanan işkenceyi yazan biz gazetecileri değil, hakkında işkence ile ilgili onlarca iddia bulunan Sedat Selim Ay'ı yargılayın. Ajansımı ve beni, ilk duruşmada beraat ettirerek, işkenceyle mücadelede bir adım atım" diyerek savunmasını sonlandırdı.

Ardından Av. Özlem Gümüştaş savunma yaptı. Telek hakkında derhal beraat kararı verilmesini isteyen Av. Gümüştaş, halkın haber alma hakkının olduğunu ve yayınlanan haberlerin de bu ilke gereği yayınlandığını ifade etti.

'SEDAT SELİM AY'I YARGILAMIYORUZ'

Gümüştaş, yayınlanan 4 haberden ikisinin ise işkence tanıklıkları olduğunu kaydetti. Sedat Selim Ay'a “İşkenceci” sıfatını kamuoyunun verdiğini belirten Gümüştaş'a hakim, "Biz burada Sedat Selim Ay'ı yargılamıyoruz" dedi. Gümüştaş ise "Sedat Selim Ay'ın avukatı bu davanın Sedat Selim ay davası olmadığını savunabilir" yanıtını verdi.

İftira yönünden bir yargılama yapılacaksa işkence mağdurlarının dinlenmesini isteyen Av. Özlem Gümüştaş'ın talebi kabul edildi.

Av. Ömer Kavilli söz aldı. Kavilli, "Sedat Selim Ay duruşmaya gelerek ne şekilde zarar gördüğünü beyan etsin. Kanunların eşitlik ilkesi gereği müşteki gelsin duruşmaya katılsın" dedi. Hakimin bu talebi reddetmesi üzerine hukuki gerekçesini soran avukatlara yanıt vermedi, Ay'ın bu davada tanık olamayacağını söyledi.

HAKİMİN SIK SIK ŞEKERİ YÜKSELDİ

Av. Kavilli'nin işkencenin insanlık suçu olduğunu söylemesi üzerine hakim, masaya vurdu. Avukatlar, hakimin masaya vurmasına tepki gösterdi. Sık sık şekerinin yükseldiğini söyleyen hakimin, duruşmayı bir an önce bitirme çabasında olması dikkat çekti.

Yapılan savunmaların ardından bir sonraki duruşmada tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 8 Ekim 2013 tarihine erteledi.