HDK’li vekiller: Gezi’ye saygı duyun ciddiye alın!
HDK’li vekiller: Gezi’ye saygı duyun ciddiye alın!
HDK’li vekiller: Gezi’ye saygı duyun ciddiye alın!
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi milletvekilleri, Taksim’de düzenledikleri basın toplantısında hükümeti Gezi Parkı’na yönelik müdahalelerine son vermeye çağırarak, “Hükmedenlerin önünde tek yol var: Saygı duymak ve ciddiye almak’’ dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder , Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel ile SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan Taksim'de dün yaşanan polis saldırıları ilgili basın açıklaması yaptı.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 15 gündür Gezi Parkı'nda zor ve şiddete dayanmayan gerçek bir demokrasinin yaşandığını söyledi. Hiçbir şekilde güce dayanmayan yeni bir ilişkinin kurulduğunu ifade eden Kürkçü, "Gezi Parkı'nda hiç kimse hiç kimseyi baskı altına almadı. Eylemciler burada özgürce yaşadılar ve kenti özgürleştirdiler. Taksim Meydanı oldu olalı hiç bu kadar özgür olmamıştır" dedi.
Yetkililerin müdahaleye gerekçe olarak gösterilen hiç bir şeyin yaşanmadığını söyleyen Kürkçü, Taksim ve Gezi Parkı'ndaki yurttaşların hükümete karşı doğayı katletmeme yasasını savunduğunu belirtti. "Bu alanda zorbalık ve zulüm halka karşı kullanılmıştır" diyen Kürkçü, "15 gündür Gezi Parkı ve tüm dünyada yapılan eylemler 2 nedene dayanıyor. Birincisi bunlar ağaçlara ve doğaya saldıran faşist bir rejim, ikincisi de onları koruyanlara karşı uygulanan zulüm. Türkiye'yi ayağa kaldıran bu iki nedendir. Başka nedenler eylemi çarpıtmaya ve direnişi kırmaya dönüktür" dedi.
Dün yapılan müdahalenin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini söyleyen Kürkçü, yetkililere Gezi Parkı'ndan uzak durma çağrısı yaparak, "Yetkilileri Gezi Parkı eylemcilerinin sözcüleriyle doğrudan doğruya konuşmaya davet ediyoruz. Gezi Parkı park olarak kalmalıdır ve buranın geleceği burada yaşayanlar tarafından belirlenmelidir. Bu alanı savunan ve direnişe katılanlara karşı uygulanan şiddete son verilmeli ve gözaltına alınanlar serbest bırakılmalıdır. SDP’ye yönelik baskıya son verilmelidir" şeklinde konuştu.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Başbakan Erdoğan ve çeşitli bakanların yaptığı 'faiz lobisi' açıklamalarını eleştirerek, “Yeni bir türkü çıktı faiz lobisi diye. Hükümet ne öneriyor kredi çekip geri mi ödemeyelim? Buradaki insanlara kredi de veren bulunmaz ki! Varsa böyle bir şey vergi koy al tedbirini” dedi.
Taksim ve Gezi Parkı’nda bulunan her genç ve kadının ‘artık yeter’ dediğini kaydeden Önder, “Hükmedenlerin önünde tek yol var: Saygı duymak ve ciddiye almak! Buradaki ağaçlara ve insanlara hiç kimse dokunamaz. Buradaki eylemin niteliğine kimse halel getirmemeli" diye konuştu.
Gezi Parkı’nda insani, haklı, demokratik taleplerden kaynaklanan bir meşruiyetin olduğunu, halkın bundan dolayı sahip çıktığını belirten İstanbul bağımsız Milletvekili Levent Tüzel da, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun dün gece yapmış olduğu açıklamasına dikkat çekti. Tüzel, “Vali saldırının devam edeceğinin işaretini verdi. Burada marjinal gruplar, istihbarat örgütleri yok burada haklı taleplerine sahip çıkan halk var, onun sanatçıları, aydınları var. Marjinal gruplar diyerek bir arada direnenleri bölme çabalarına kimse prim vermeyecek, şiddeti kışkırtan hiçbir girişime de kimse izin vermeyecek. Bu direnişi başarıyla sonuçlandırmak buradaki arkadaşların hepsinin eseri olacak. Biz de yanlarında olacağız" dedi.
Taksim’deki polis müdahalelerini “özerk yönetim” olarak değerlendiren İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel "Ben hükümete çağrı yapmak istemiyorum çünkü süreci vali yönetiyor! Hükümet demokratik özerkliği yaşama geçirmiş ama bu otoriter bir özerklik. Vali istediği gibi şiddet estiriyor. Vali, Gezi Parkı'na gelmek istiyorum diyor. Bombayla, TOMA'yla değil yalnız gelirse buradaki halk ona söyleneceği söyler. Bu halk Gezi bizimdir diyor. Hükümet bunu tek cümleyle söylerse, 'yapılaşma olmayacak' derse bu direniş sona erer. Hükümet Gezi'yi halka bırakmalı, Taksim'i de toplumsal muhalefete açmalı. Sokaklar özgür olursa toplum özgür olur. Medya demokrasiden ve özgürlüklerden yana olmalıdır" diye konuştu.
Basın toplantısına en son konuşan SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ise insanların en demokratik taleplerini parçalayan, hedef alan, en demokratik haklarını ortadan kaldırmaya çalışan ve önce bölüp sonra tasfiye etmeye çalışan bir harekatın olduğuna dikkat çekti. Valilinin, emniyetin ve yandaş basının saldırılarının hala devam ettiğini ifade eden Turan, "Binamıza yapılan saldırı sonucunda 50 parti çalışanımız gözaltına alındı. Gözaltına alınanların çoğu PM üyemizdir. Partimizin kapısı kırıldı, yöneticilerimiz dövülerek gözaltına alındı. SDP günah keçisi haline getirilmeye çalışılıyor. Bu şekilde buradaki direnişi bölebileceğine inanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu hesap Bağdat'tan döner. Bu hesap buradaki direnişi dış mihraklara devretme suretiyle bozma çabasıdır. SDP illegal bir örgüt değildir. Partimiz başından beri Taksim direnişinde yer almış ve yer almaya devam edecektir. Gözaltındakilerin serbest bırakılması gerekiyor. Hükümetin attığı bu korkunç şiddet yolundan dönmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu.