Kayıp yakınları DAİŞ'in Kobanê'ye saldırılarını kınadı

Kayıp yakınları DAİŞ'in Kobanê'ye saldırılarını kınadı

Kayıp yakınları, her cumartesi günü olduğu gibi bugün de eylemdeydi. Kayıp yakınları Amed’de M. Zeki Akyıldız’ın, Cizre’de ise Ömer Candoruk'un akibeti soruldu. Batman’da da kayıp yakınları eylemdeydi. Eylemlerde, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye saldırılarına karşı uluslararası kurum ve kuruluşlara acil yardım çağrısında bulunuldu.

AMED

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 294’üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, İsviçre’de faaliyet yürüten sivil toplum örgütü Basel-Wan yöneticileri, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinatör Maya Heuschmann, Mezopotamyada Yakınlarını kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı.

Eylemde bir konuşma yapan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, 294 haftasına ulaşan eylemlerinde annelerle birlikte adalet ve hakikat arayışlarının hala sürdüğünü, sonuç alıncaya kadar da kararlı bir şekilde sürdürüleceğini belirtti. Devlet ve hükümet yetkililerini adaletin sağlanması için gerekli girişimlerde bulunulması çağrısında bulunan Bilici, “Kürdistan” da gerçekleşen faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmadan kalıcı bir barış ve çözümün mümkün olmayacağını belirten Bilici, “Hesap verin” diye seslendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan çözüm sürecinin ruhuna uygun adımlar atılması gerektiğini belirten Bilici, bölgedeki askeri konumlanma ve hareketliliğin süreç açısından olumlu etki yaratmadığını ifade etti.

“Karakolların, barajların, güvenlik yollarının yapılmaması gerekirdi. Askeri birlikler kışlalarına çekilmesi gerekirdi. Cezaevlerinde ölümle pençeleşen ve gün gün birisini kaybettiğimiz hasta mahpusların serbest bırakılması gerekirdi. Anti demokratik yasalar bir an önce değiştirilmesi gerekirdi. En önemlisi de Sayın Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi ve süreci organize edebilecek bir konuma sahip olması gerekirdi” diyen Bilici, Türkiye’de Kürt sorununun çözümünün Rojava’daki gelişmelerden bağımsız olmadığının altını çizdi.

Bilici, “Kuzey Kürdistan’daki Kürtlerle barışacaksanız, Rojava ile de barışmalısınız. Güneydeki Kürtlerle de barışmalısınız. Rojava’ya saygı göstermiyorsanız, en azından çetelere, oradaki barbar güçlere yardım etmeyin. Sınırdayız muameleyi görüyoruz. Rojava halkı ile dayanışma gösteren Kuzey Kürdistan’lılar, demokratik güçler müdahale ile karşı karşıya bırakılıyor. Sınırda insanları katlediyor, öldürülüyor. Bu tutumlar sürece hizmet etmez, tamda bu nedenle süreç bozulma riski ile karşı karşıyadır” diye konuştu. Bilici, hükümete bu tutumundan vazgeçmesi ve Kürtlerle bir arada yaşama iradesi göstermesi çağrısını yaptı.

İnsan hakları savunucuları olarak Ortadoğu’da, Rojava ve sınırlarda özgürlük mücadelesi veren insanların yanında olduklarını belirten Bilici, uluslararası insan hakları örgütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına bölgeye gelip izlenim ve incelemelerde bulunmalarını istedi. Şengal’de olduğu Rojava’nın da bir katliam riski ile karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Bilici, uluslararası alanda gerekli hassasiyetin ve yardımların acilen gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Bilici’nin ardından İHD Amed Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 1992 yılında Hizbullah tarafından kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınmayan Mehmet Zeki Akyıldız’ın hikayesini anlattı:  “Kayıp Mehmet Zeki Akyıldız babası Salih Akyıldız’ın anlatım ve beyanlarına göre; Mehmet Zeki ailesi ile birlikte, Batman’da bulunan Beşevler Mahallesinde ikamet ediyormuş ve orta okula gidiyordu. Kaçırılmadan bir süre önce de, okul dönüşlerinde hırpalanmış ve elbiseleri yırtık bir şekilde eve dönüyormuş. Ailesinin ısrarlarına rağmen yaşadıklarını anlatmıyormuş.

Aile daha sonra Mehmet Zeki’ye, Hizbullahçılar’ın örgütlerine katılması için baskı yaptığını öğrenir. Can güvenliği nedeniyle Mehmet Zeki’nin okulu değiştirilse de, Hizbullah elemanları M. Zeki’nin peşini bırakmazlar.

M. Zeki kaçırıldığı gün, Silvan’da ikamet eden ablasının evine gider. Dönüşte, Silvan Gazi Caddesi’nde bulunan Şey Halil Mezarlığı’nın yanında yer alan Aslanlı burcu civarında, sivil giyimli 2 şahıs koluna girip zorla kaçırır. 3 gün boyunca Silvan’da tutulan Mehmet Zeki, daha sonra ‘Hizbullahçılar köyü’ olarak tanınan Yolaç (Suse) köyüne kaçırılan şahısların tutulduğu sığınağa götürülür. O dönem de sığınaktan 7 kişi kaçıp kurtulur. Aile kaçanların arasında Zeki’nin olabileceği umuduyla sevinirler. Aile kaçıp kurtulanlardan öğrendikleri, kendileri kaçmadan 3 gün önce Sulubağ (Hüseyna) köyünden kaçırılıp sığınakta tutulan bir şahısla birlikte oğlunun sığınağa götürüldüğünü öğrenir.

Aile, Hizbullahçıların çevreye saldıkları korku ve şikâyetlerin soruşturulmaması nedeniyle davacı olmazlar. Yıllar sonra askerlik şubesinden kendilerine gelen celp kâğıdı üzerine M. Zeki’nin babası Askerlik Şubesine gidip oğlunun 1992 Hizbullahçılar tarafından kaçırılıp kaybedildiğini söyler. Ancak askerlik şubesindeki görevliler baba Salih Akyıldız’ın sözlerine inanmaz ve ‘Oğlun PKK katılmıştır. Bize gelip, Hizbullahçılar kaçırdı deme’ şeklinde karşılık verirler. Aradan geçen 22 yıla rağmen kaçırılarak kaybedilen Zeki Akyıldız’ın akıbeti hala meçhul.”

Yapılan konuşmaların ardından kayıp Mehmet Zeki Akyıldız ve tüm kayıplar için 5 dakika oturma eylemi yapıldı.

CİZRE

Şırnak'ın Cizre ilçesinde de Dayîkên Şemiyê 302’inci kez eylemdeydi. Sanat Sokağı başında bir araya gelen Dayîkên Şemiyê kaybedilen yüzlerce kişinin fotoğraflarının bulunduğu "Kayıplar albümü" pankartı ile kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan taşıdı. MEYA-DER yöneticileri de destek verdiği eylemde, 1993 yılında JİTEM elemanları tarafından 3 kişiyle birlikte alıkonulduktan sonra ölü olarak bulunan Ömer Candoruk'un hikayesi anlatıldı. 

Eşinin katledilmesini anlatan Hanım Candoruk, taksi şöfürlüğü yapan eşinin Cizre girişinde JİTEM elemanları aracında buluna 3 yolcu ile birlikte alıkonulduktan sonra yoldan uzak bir noktada yanındakilerle birlikte katledildiğini anlattı. Candoruk, işlenen cinayetin ardından JİTEM elemanlarının eşine ait taksi ile ilçe merkezinde gezdiğini de söyledi.



Eşi ve aracında bulunan diğer üç yolcunun katilinin "Bedran" olarak bilinen Adem Yakın, Abdulhakim Güven, dönemin Korucubaşısı Kamil Atak ve Yüzbaşı Cemal adlı JİTEM elemanları olduğunu belirten Hanım Candoruk, şu anda serbest gezen bu isimlerin eşi ve burada bulunan diğer birçok kayıp yakınının katili olduğunu ifade etti. Candoruk, "Birçoğunun kemikleri bile halen bulunmadı. Adalet neden bunları bıraktı? Bu katilleri bırakan adalete güvenimiz kalmadı. Kanımızın son damlasına kadar burada adalet arayışında bulunmaya devam edeceğiz. Katiler elbet bir gün hesap verecektir" dedi. 

Kobanê'ye yönelik yapılan IŞİD çetelerinin saldırılarına da değinen Candoruk, "O günün katilleri bugün Kobanê'de insanları katlediyor. Yapılan saldırıları lanetliyoruz. Katillerin yanında yer alanlara ve onlara destek verenleri de lanetliyoruz" ifadelerini kullandı. 

Yapılan konuşmasının ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. 

BATMAN

Batman'da da kayıp yakınları İHD Batman Şube üyeleri "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemlerinin 294'üncüsü için yine Yılmaz Güney Parkı önündeki yerlerini aldı.

Farklı zamanlarda kaybedilen insanların fotoğraflarının taşındığı eylemde, IŞİD çetelerinin Kobanê'ye dönük saldırılarına değinildi. Eyleme katılanlar adına basın açıklamasını okuyan İHD Batman Şube yöneticisi Mesut Aydın "IŞİD, Kobanê Kantonu'na batı, güney ve doğu yönlerinden saldırmaktadır. Kuzey tarafında ise AKP hükümeti, IŞİD çetelerinin geçişine kolaylık sağlıyor ve lojistik desteğini esirgemiyor. Suruç'ta Kobanê halkına destek olmak için gelen vatandaşlara saldırıyor" ifadelerini kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini bir an önce yürüttükleri politikalardan vazgeçmeye çağırdı. 

AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tampon bölge" kurnazlığının farkında olduklarını söyleyen Aydın, "AKP hükümetini samimiyetsiz buluyoruz. Şunun da bilinmesini isteriz ki; bir yandan çözüm süreci, bir yandan da Rojava halkının kazanımlarını hedef alan sınır ötesi tampon bölge zırvası bir arada yürümez. Hükümet yetkilileri bunu görmelidir ki Rojava'da bir yaprak kımıldasa bunun çözüm sürecine etkisi doğrudan olacaktır" ifadelerini kullandı.

Kayıpların akıbetini sormak için bir araya gelen kitle, İHD yöneticisi Mesut Aydın tarafından okunan açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.