KCD-E: Gün ulusal serhildan günüdür

KCD-E: Gün ulusal serhildan günüdür

15 Eylül’den bu yana Kobanê’ye saldıran DAİŞ çetelerinin Kürt halkı ve kazanımlarını hedeflediğini belirten KCD-E Koordinasyonu, “Kim nerede ne yapabiliyor ve elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Gün onur, vicdan ve namus günüdür” dedi. KCD-E Koordinasyonu, dünyanın değişik ülkelerinden devşirilerek, silahlandırılan ve Kürt halkına saldırtılan bu soysuz çeteye karşı, Kürdistanı, Kürt halkını ve Kobanê’yi savunmanın namus ve onur borcu olduğunu belirtti.

Yazılı bir açıklama yapan KCD-E Koordinasyonu, Avrupa’daki Kürdistanlılara ve demokrasi güçlerine acil çağrı yaptı.

Rojava’da Kürt halkına yönelik saldırıların kritik bir aşamaya geldiğini belirten KCD-E Koordinasyonu “Başta Türk devleti olmak üzere bölge gerici devletlerinin desteklediği DAİŞ çetesi, tüm alanlarda halkımıza yönelik saldırıları yoğunlaştırmıştır. Her ne kadar görünürdeki taraf DAİŞ isimli çete olsa da, bu çetenin arkasında Kürt halkının ve Kürdistan’ın düşmanları vardır” dedi.

Türk devleti ve AKP hükümetinin geleneksel ikiyüzlü ve sahte politikasını yine devreye soktuğuna dikkat çeken KCD-E Koordinasyonu, dünya kamuoyu önünde DAİŞ çetelerine karşı olduğunu ilan ettiğini, ancak pratikte tam karşıt bir tutumla DAİŞ çetesine her türlü desteği sunduğunu belirtti.

‘DAİŞ ÇETELERİ TAMAMEN KÜRT HALKINA YÖNELDİ’

“Çünkü DAİŞ’in Rojava’a ve Kobanê’ye saldırısı açıkça Kürt halkının statü elde etmesine yöneliktir. Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun ‘asla tanımayacağız’ dedikleri Kürtlerin öz yönetimi hedef alınmıştır. Dolayısıyla, DAİŞ çetesi Türk hükümeti adına vekaleten savaşmaktadır. Nitekim zaman ilerledikçe görülmektedir ki DAİŞ denen çete ne Şam ne de Bağdat’a yönelik hiçbir saldırı yapmamakta, bu rejimlerle savaş yürütmemektedir” diyen KCD-E Koordinasyonu, DAİŞ çetesinin tamamen Kürt halkına yöneldiğini vurguladı.

Bu nedenle Türk devletinin, kendi adına Rojava’ya saldıran bu çeteye sınırlarını sonuna kadar açtığı, her türlü silah ve cephaneyi temin ettiğini, elemanlarının geçişini sağladığını, yaralılarını tedavi ettiğini de belirten KCD-E Koordinasyonu “Buna karşılık sınırda Rojava ve Kobanê ile dayanışma içine giren halkımıza polisleri ve askerleri ile saldırmakta, bu sahiplenmeyi kırmak istemektedir.

Son 10 gün içinde Kobanê’ye yönelik saldırılarla, önce Kobanê sonra bir bütünen Rojava düşürülmek istenmektedir” dedi.

‘YÜZLERCE TANK, ZIRHLI ARAÇ, OBÜS TOPU VE KATYUŞA FÜZELERİ İLE SALDIRILIYOR’

DAİŞ isimli çeteye Musul’da teslim edilen yüzlerce tank, zırhlı araç, havan, obüs topu ve Katyuşa füzelerinin dünyanın gözü önünde, yüzlerce araba konvoyları ile Rojava’ya ve Kobanê’ye taşındığını ve Kürt halkına karşı kullanıma sokulduğunu da kaydeden KCD-E Koordinasyonu şunlara dikkat çekti: “Son on gün içinde bu ağır silahlarla Kobanê kuşatmaya alınmıştır. Bu eşitsiz koşullarda Kürt halkının yiğit evlatları, büyük bir fedakarlıkla ve adanmışlık ruhuyla sadece ve sadece yürek ve imanla savaşmakta; kalaşnikof silahlarla, son kurşununa kadar direnmektedir. Fakat bu direniş henüz gerektiği gibi sahiplenilmemekte, destekler dost dayanışması düzeyinde kalmaktadır. Avrupa’da yaşayan halkımız bu anlamda mevcut rehavet ve atalet durumundan kurtulmalıdır. Pasif ve yetersiz konumunu hızla aşmalı ve dayanışma pozisyonundan çıkarak Rojava’yı doğrudan sahiplenme pozisyonuna geçmelidir. Hafta sonunu bekleyerek, zamana yayılmış toplantılarla, zayıf katılımlı basın açıklamaları ve gecikmiş kararlarla bu süreç karşılanamaz.”

‘KOBANÊ’Yİ SAVUNMA NAMUS VE ONUR BORCUDUR’

Dünyanın değişik ülkelerinden devşirilerek, silahlandırılan ve Kürt halkına saldırtılan bu soysuz çeteye karşı, Kürdistanı, Kürt halkını ve Kobanê’yi savunmanın namus ve onur borcu olduğunu ifade eden KCD-E Koordinasyonu, “Kobanê’nin durumu çok kritiktir. Kobanê düşerse, Kürdistan halkının bütün kazanımları düşer. Kürt halkı, onur ve namus sınavıyla karşı karşıyadır. Kobanê’nin düşmesi de direnmesi de biz Avrupa’daki her bireyin duruşu ile alakalıdır. Mevcut durum çok tehlikelidir. Halkımız bu can alıcı aciliyetle hareket etmeli ve yaşamı durdurup onuruna sahip çıkmalıdır. Halkımız yaşadığı her alanı Avrupa ve dünya kamuoyunu harekete geçirecek demokratik eylemlerle serhildana kalkmalıdır” dedi.

Beklemenin, gözlemenin ve dayanışma duyguları ile bu süreci izlemenin de büyük bir gaflet durumu olduğunu kaydeden KCD-E Koordinasyonu şöyle devam etti: “Başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm toplumumuz derhal harekete geçmelidir. Kobanê halkımız ölüm kalım mücadelesi içinde iken hiçbir gerekçe ve mazeret kabul görmeyecek ve inandırıcı olmayacaktır. Kim nerede ne yapabiliyor ve elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Gün onur, vicdan ve namus günüdür.”