Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği (GABB) tarafından düzenlenen “Barışın İnşasında Yerel Yönetimlerin Buluşması Konferansı”nda konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, ulus devlet modelinin artık yerel, yerinden, özerk ve demokratik bir modelle tanışması gerektiğini söyledi. Kışanak,  ayrıca anadil ile ilgili referandum yapılmasını ve anadilini kullanmak isteyen illerde eğitimin anadilde yapılmasını önerdi.  

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği (GABB) tarafından düzenlenen, Amed Büyükşehir Belediyesi, Batman, Kayapınar, Bağlar, Sur ve Yenişehir belediyeleri tarafından desteklenen iki günlük “Barışın İnşasında Yerel Yönetimlerin Buluşması Konferansı” Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’ndaki Resepsiyon Salonu’nda başladı. Konferansa Bask, Katalan, Güney Afrika, İsveç, Hollanda, Lübnan gibi etnik problemlerin yaşandığı bölgeden yerel yönetici ve siyasetçiler, Türkiye’den pek çok akademisyen, bölge belediye başkanları, siyasetçiler ile STK temsilcileri katıldı.

Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği bir süreçte ülke içinde ve dışında barışın inşasında yerel yönetimlerin rolünü tartışmak amacıyla “Sınırları Aşalım, Barışı Kuralım” sloganıyla düzenlenen konferansın açış konuşmasını yapan GABB Genel Sekreteri Ahmet Ertak, yapılan sunumların, çözüm modelleri ve yerel yönetimlere düşen rol üzerine ön açıcı olacağını söyledi. Ertak, konferansta, “Değişen Toplum, Değişen Talepler, 21. Yüzyılda Yerel Yönetimlerin Rolü, Kapasitesi ve Yetkileri”, “Ülke Deneyimleri ve Çözüm Süreçleri”, “Bölgesel Çatışmaların Çözümünde ve Barışın İnşasında Yerel Yönetimlerin Rolü”, “Ulusal ve Uluslar arası Seviyelerde Adil, Sosyal ve Ekolojik Gelişimde Alternatif Kurumlar Olarak Yerel Yönetimler” konularının ele alınacağını söyledi ve ülke içinde ve Ortadoğu’da barışa katkı sağlamasını diledi.  

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Keleş ise TBB Başkanı Kadir Topbaş adına herkesi selamlayarak, konferansın bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmasını diledi. TBB’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Keleş, yerel yönetimlerin geçmişte merkezi yönetimin içinde görüldüğünü, 30 yıldır ise gerçek anlamda kamu tüzel kişiliği kazanarak büyük bir değişim ve dönüşümü yakaladığını söyledi. Bu dönüşümde AB’yle ilişkiler kapsamında yapılan çalışmaların etkisi olduğunu kaydeden Keleş, AB’yle birlikte yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve daha iyi anlaşılmasının sağlandığını, bu perspektifle, barışın inşasında belediyelerin rolü olduğuna inandığını söyledi.

BAYDEMİR: BARIŞ İKTİDARLARIN İNSAFINA TERK EDİLEMEZ

Daha sonra konuşan GABB ve Amed Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir bölgede son otuz yılda yerelden evrensele doğru bir demokratikleşme isteği, bir model oluşturma çalışmasının olduğunu söyledi. Yerel yönetimlerde 15 yıllık deneyimin 9 yılında bulunmayı bir şans olarak gördüğünü anlatan Baydemir, 1930’lu yıllardan kalma mevzuatın, onun getirdiği yürütme biçiminin, merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki vesayet ilişkisinin, halka yerel yönetimler arasına da sirayet ettiğini kaydetti. Yerel yönetimlerin bu nedenle merkezi iktidarı temsilcisi gibi davrandığını vurgulayan Baydemir, ancak bu durumun doğuda farklılaştığını, bölgede büyük bir değişimin dönüşümün yaşandığını belirtti. “Barış özgürlüklerle gelebilir, adaletle sürdürülebilir” diyen Baydemir, bu nedenle özgürlükleri bekleme şansının olmadığını, onun için mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Baydemir, yerel yönetimler olarak kent içindeki varsıl ve yoksul nüfusun biri birini kabul etmesi ve barış içinde yaşamasını sağlamak amacıyla Sümerpark Ortak Yaşam Alanı’nda “kent üniversitesi” niteliğinde bir çalışma yaptıklarını söyledi. Baydemir, kent ölçeğinde inançların barış içinde yaşamasına yönelik politikalarından örnek verirken de Ehmedi Xani Cami’nin inşasına katkı sunmaya çalıştıklarını, Ortadoğu’nun en büyük kilisesi olan Surp Giragos Kilisesi’ni onardıklarını ve Aleviler için Cemevi inşa ettiklerini belirtti.

Baydemir, “Barışa giden yol ulvidir. Bu yolda deneyimlerimizi ortaklaştırmalıyız. Barış tek başına iktidarların insafına terk edilemez. Yerel yönetimler halklar arasında barış köprülerinin inşasında önemlidir. Adem-i merkeziyetçiliğe ve özerkliğe ihtiyaç vardır” diye konuştu.

KIŞANAK: YEREL, YERİNDEN, DEMOKRATİK ÖZERK YÖNETİM

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak da yerelden merkeze doğru demokrasiyi inşa etme çabalarını çok değerli bulduğunu ifade ederek, konuşmasına başladı. Uzun yıllardır Kürt sorununun yerel, yerinden, özerk ve demokratik yönetim modeliyle çözülebileceğini savunduklarını ve bu yönde politika yürüttüklerini vurgulayan Kışanak, insanlık tarihi içinde ulus devlet modelinin 100-200 yıllık bir model olduğunu, böyle kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen insanlığa büyük acılar yaşattığını anlattı. Bugün eleştirilen feodal yönetimlerin bile toplumların ihtiyacını daha iyi karşıladığını ifade eden Kışanak, sermayenin ihtiyacı doğrultusunda inşa edilen ulus devlet modelinin artık yerel, yerinden, özerk ve demokratik bir modelle tanışması gerektiğini vurguladı.

ANADİL İÇİN REFERANDUM ÖNERİSİ

Kürtlerin kendi bölgelerinde, kültürleriyle, kimlikleriyle, dilleriyle yaşamak istediklerine işaret eden Kışanak, merkezden otoriter bir anlayışla bu kadar sosyo-ekonomik farklılıkları olan bir toplumun idare edilemeyeceğini belirtti. Kışanak, anadil ile ilgili referandum yapılmasını ve anadilini kullanmak isteyen illerde eğitimin anadilde yapılmasını önerdi. Kışanak, “Kürt serhildanı da Gezi de ulus-devlet modeline karşı bir çıkıştır” dedi. Başbakan Erdoğan’ın anadille ilgili ve “Siyasi Kürtçülük karın doyurmaz” gibi söylemlerini eleştiren Kışanak, bölgelerde halkın talep ettiği dilden hizmet yürütülmesinin zorunlu olduğunu belirtti ve anadilde eğitimle ilgili referandum yapılmasını istedi.