Kobanê direnişinde yeni aşama

Kobanê direnişinde yeni aşama

Birçok açıdan önem arz eden Kobanê direnişi, askeri taktik ve başarı açısından da önemli referans kaynağı konumunda. Özellikle günümüz teknolojisi göz önüne alındığında sınırlı teknik ve silah desteğine sahip küçük bir gücün direnme kabiliyeti ve süresi açısından iyi incelenmesi gerekiyor.

Ağustos ayı başında Irak DAİŞ'i, Şengal ve Zummar'ı ele geçirmiş, Hewler'in kapısı konumundaki Maxmur kasabasına, yine paralel olarak Kerkük sınırlarına gelip dayanmıştı. Irak'ta hızla ilerleyen DAİŞ, Şengal Dağı kuşatmasını tamamlayabilmek için sınır kasabası Rabia ve Cezaa'da kapsamlı saldırılar düzenlemiş fakat YPG-HPG güçlerinin direnişi sayesinde bu amacına ulaşamamıştı.

Bu saldırılarla eşzamanlı bir biçimde DAİŞ'in Suriye kolu da Suriye rejimine ait kimi üslere saldırılar düzenlemiş ve kısa sürede Rakka ve Haseke çevresindeki noktaları rejim güçlerinden almıştı. Bu üslerden ele geçirilen tank, top ve zırhlı araçlar Irak DAİŞ'ine önemli avantajlar kazandırmıştı. Bu askeri başarı ile elde ettiği maddi kazanımlar yanında güçlerini manevi olarak da hazırlayan DAİŞ, esas stratejik hedefi olan Kobanê işgal hareketi için hazırlıklarını da tamamlamış oldu.

DAİŞ çeteleri, Eylül ayının başlarından itibaren Kobanê'nin dışında kurulan savunma cephelerinde küçük saldırılar düzenlemeye başladı. Batı ve doğu cephelerinde düzenlediği saldırılarla güç yoğunluğunu buralara çekmeye çalışan çeteler, bilinçli olarak esas saldırı hattı olan güney cephesini boş bıraktı ve esas saldırının başlangıç tarihi olan 15 Eylül’ü takip eden ilk hafta içinde de bu bölgede ciddi bir saldırı geliştirmedi.

DAİŞ çeteleri, YPG güçleriyle daha önceki çatışma deneyimlerinden çıkardıkları tecrübelere göre sert çarpışmalar bekliyordu. YPG ise, savunma hattı içindeki sivil yerleşim yerlerini boşaltma vakti kazandıracak kadar çatışıyor, güvenlikli alanlara ulaştırdığı sivillerle birlikte kademeli geri çekiliyordu. Saldırının ilk 15-20 günü bu şekilde devam etti. Bir yandan sivilleri tahliye eden ve şehir savaşı için kendini hazırlayan YPG, diğer yandan DAİŞ çetelerinin geri cephesine sarkarak, gerilla tarzı eylemlerle ikmal yollarında çetelere önemli darbeler vurdu. Bu denli hızlı ilerleme için hazır olmayan ve geri cepheleriyle arası açılan çeteler, taktik açıdan hazır olmadıkları bir pozisyonla karşı karşıya kaldılar.

Sayı ve ağır silahları kıyaslanamayacak düzeydeki iki gücün yürüteceği cephe savaşının ağır kayıplar pahasına gelişeceğini öngören YPG, bu nedenle bu taktiğe başvurmuş ve 5 Ekim'e kadar da geri çekilmeye devam etmişti. Kobanê kent merkezinde hazırlanan cephelere kadar çekilen YPG, bu tarihten itibaren temas sürelerini uzattı ve daha sert çatışmalara başladı. Ağır silah desteğinden yoksun ve nicel olarak zayıf olmasının yarattığı dezavantaja rağmen Ekim ayının sonlarına dek YPG/YPJ savaşçıları görkemli, tarihi bir direnişle çete gruplarına direnmeye devam etti.

Kısa sürede düşeceği umulan Kobanê'nin gösterdiği direniş, bölge ve dünyada önemli yankı uyandırmış, tüm DAİŞ karşıtı güçlerin Kobanê'ye destek sunması için önemli bir baskı yaratmıştı. İşgal saldırısının 40'ncı gününden itibaren Kobanê'de kısmi bir denge sağlanmış, çete ilerleyişi durdurulmuş, kent içinde ve dışında YPG/YPJ savaşçıları karşı saldırılarla çetelere darbe vurmaya başlamıştı.

Neredeyse son 1 aydır bu denge durumu devam ediyor. Devlet orduları tarafından korunan kentleri, ağır silah ve hava desteğine sahip üsleri günler ve saatler içinde ele geçirme kapasitesine sahip DAİŞ çetelerinin Kobanê'yi 70 günden fazla bir süre içinde alamamış olması DAİŞ ve destekçilerini adeta şok etti. Nitekim Kobanê işgal hareketinin başladığı günden itibaren Kobanê içinde bulunan YPG'li sayısı ve silah/cephane stoku sabitken DAİŞ, Rakka, Minbic, Cerablus, Dera Zor ve hatta Irak'tan çok sayıda takviye güç ve silah takviyesi yapabildi. Ve buna rağmen ilerleme bir yana her geçen gün eriyen bir istidada sahip.

Bu kötü gidişata dur diyebilmek ve işgali zafere dönüştürmek için Bağdadi bizzat görevlendirdiği sözde savunma bakanını büyük bir takviye güçle Kasım ayının ortalarında Kobanê'ye göndermişti. Önceki gün düzenlenen saldırının planlayıcısı da bu zat-ı muhterem. Doğu ve güney cephelerinden düzenlenen saldırıların boşa çıkarıldığı gözlemine sahip olan savunma bakanı kentin güneybatı ucu ve Türkiye sınırından kapsamlı bir saldırı planı geliştirdi. Tabii, önceki gün düzenlenen ve Türk devlet yetkililerinin “4 saat zaman veriyoruz. Bu zaman içinde kapıyı ele geçirmelisiniz” sözleriyle aktif destek sunduğu saldırı da boşa çıktı.

Bu saldırıya yoğunlaşılan saatlerde önemli bir ayrıntı gözlerden kaçtı. 28 Kasım gecesi YPG/YPJ savaşçıları kentin güney cephesinde önemli bir ilerleme kaydetti ve kentin en güney ucunda yer alan stratejik hastaneyi ele geçirerek, kent kuşatmasını güneyde tümüyle yok etti. Tüm gece boyunca süren şiddetli çatışmalarla bu bölgede üstünlük sağlayan YPG, çetelerin güneybatı cephesinden yapmayı planladığı saldırıyı da böylece engellemiş oldu.

Hem güneybatı cephesinden yapılan bu saldırı, hem de kuzeyde, Türkiye sınırlarının kullanıldığı saldırıyı püskürten YPG/YPJ savaşçıları karşı saldırıyla çetelere ağır darbeler vurdu. 6 ayrı intihar saldırısı, Türkiye sınırlarının kullanılması, tank ve zırhlı araç desteğiyle son bir saldırı olarak adlandırılabilecek kapsamda gelişen saldırılar böylece boşa çıktı.

28 Kasım gecesi YPG/YPJ savaşçılarının düzenlediği ve DAİŞ'in güneyde oluşturduğu hattı kırarak kentin güneyinde hakimiyet sağlamasıyla çetelerin Kobanê'den sökülüp atılması aşamasına başlanmış oldu. Bugünden sonra her gün parça parça Kobanê'deki çete işgalinin bitirileceği aşamaya girmiş bulunuyor. Tabii bu aşamayı bir anda kentin temizlenmesi ve kırsaldaki köylerin kurtarılması olarak görmemek önemli. Bu süreç de kesinlikle belli bir enerji ve zaman alacaktır. Fakat artık ilk 20 günü geri çekilme, son 50 günü cephe savaşı ve denge sağlama olarak adlandırılabilecek Kobanê direnişinin artık Kobanê'nin özgürleştirilmesi sürecine evrildiği kesin bir gerçektir.