Konferans ulusal ve demokratik birliğin bir adımı
Konferans ulusal ve demokratik birliğin bir adımı
Konferans ulusal ve demokratik birliğin bir adımı
Kürtlerin geleceği ile ilgili önemli kararların alınacağı “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”na katılan farklı etnisitelerden temsilciler konferansın, Kürtlerin ulusal ve demokratik birliğini sağlamak için bir adım olduğunu ifade etti.
Kürtlerin kaderini tayini açısından stratejik bir öneme sahip olan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine “Kuzey Kürdistan’da statü’ gündemiyle gerçekleştirilen “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” geleceği inşa etme temeline kendisini ulaştırmak açısından da önemli bir sorumluluğa sahip. Kürtlerin statüsüne ilişkin irade beyanını ortaya koyacağı Kuzey Kürdistan Konferansı’a birçok etnisiteden 230 delege katıldı. “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı” katılımcıları ANF’ye yaptıkları değerlendirmede konferansın, Kürtlerin ulusal ve demokratik birliğini sağlamak için de bir adım olacağını kaydetti.
ÇELİK: KONFERANS BİRLİKTELİĞİN ŞEMSİYESİDİR
Ezidi halklarını temsilen Hacı Çelik Ezidi, konferanstan ezilen tüm halkları ifade edecek yönde beklentileri olduğunu dile getirerek, “Bu toplum artık bir şeyler bekliyor ve beklentilerini pratiğe dökecek bir öncülük istiyor. Yani toplumun dilini anlayanlara, kanaat önderlerine, aydınlara ‘bu birliği sağla’ diyor. Konferanstan yana benim umudum var. Dile getirilen istemler, halkın beklentilerine yanıt vermesi gerekiyor. Halk bunu istiyor” dedi.
Kürt halkının ağır bedeller ödediğini hatırlatan Çelik, “Şimdiye kadar Kürtler, dağlarda zindanlarda ağır bedeller ödedi. Şimdiye kadar bir hareket vardı ve bu hareket ideolojik olarak halka öncülük ediyordu. Ancak şimdi genel olarak halk, herkesin kendini içinde edebileceği bir oluşum, çatı oluşturma beklentisi var. Bu konferansta birlikteliğin şemsiyesidir” dedi.
“Konferansta yürütülen tartışmaların ardında çıkarılacak sonuçlar daha net ve berrak olmalıdır. Ki birliktelik gelişsin” diyen Çelik, Kürdistan’da yaşayan halkların bir birine yönelik saygısının önemine değindi.
SÜMER: ARAPLAR SÜRECİN NERESİNDE YER ALACAK?
Arapları ve Anadolu’daki Arapları temsilen konferansa katılan Anadolu Arap Birliği Eş Başkanı Azize Tuba Sümer, “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nın Kuzey Kürdistan’da ve dışında büyük bir ses getireceğini ifade etti.
“Şimdiye kadar halklar birbirine kırdırıldı, faşizmin, asimilasyonu esiri oldular” diyen Sümer, özellikle Arapların Kürt halkına yönelik ciddi bir önyargısı olduğu için daima temkinli davrandıklarını kaydetti.
Bir özerklik ve konfederasyon gibi bir yapılanmaya gidilmesi durumunda Arapların, “Bizim sonumuz ne olacak, biz bu sürecin neresinde yer alacağız?” kaygısını taşıdığını söyleyen Sümer, “Biz süreci şu açıdan da çok merak ediyoruz. Eğer böyle bir şey olursa Araplar bunun neresinde olacak? Çünkü Türkiye’nin en büyük üçüncü Güneydoğu’nun en büyük ikinci azınlığıdır Araplar. Yurtdışında birçok devleti ve kolektif çalışmaları var. Ancak Türkiye’de bu daha zayıftır. Ve bunun da nedeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin yarattığı faşizmdir. Biz de bu anlamda toparlanmaya ve kolektif yapıya gidiyoruz. Arapların kültürel, ekonomik, siyasi yapısına ne derece yansıyacak. Anadilde eğitime nasıl yansıyacak. Temsili ne şekilde olacak. Bu özerklik çerçevesi içerisindeki statüsünü ve sosyolojik yapısını önemsiyoruz. Bu nedenle buradayız” diye konuştu.
Konferansın ardında çok sesli ve köklü bir çatının oluşacağını belirten Sümer, Arapları buna dahil ederek sürece kazandırmak istediklerini söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın konferansa gönderdiği mesajındaki “Gerçekte Arap Baharı olarak ifade edilen isyanlar zincirinin de ortaya çıkardığı en önemli gerçek budur. Dışarıdan dayatmalarla bizlere zorla giydirilen bu deli gömleğini parçalayarak çıkarma istediğinden başka bir şey değildir Arap Baharı” sözlerini hatırlatan Sümer, “Sayın Öcalan mesajında dediği gibi Arap Baharını, kültürünü dile getirirken bir anlamda zulme uğramış ve asimilasyona karşı direnen tüm halklara seslendi” dedi.
BDP’nin kadının özgürleşmesi yönündeki mücadelesine de değinen Sümer, başta Arap kadınları olmak üzere tüm kadınları bu sürece dahil etmek istediklerini dile getirdi.
Sümer, Kürt, Ezidi, Süryani, Arap gibi birçok etnik yapının buluşmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek sözlerini tamamladı.
ESTUKYAN: HDK YARIN BİZİM İÇİN DAHA UFUK AÇICI OLACAK
Amed Ermeni Vakfı üyesi ve Agos Gazetesi yazarı Pakrat Estukyan konferansı anlamlı bulduğun ifade ettiği konuşmasında konferansa ilişkin düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Burada pek çok görüşten insan var. En azından bizde o etnisitelerden biri olarak buradayız. Bizim dışımızda olanlarda var salonda. Bu anlamda genel bir temayül oluşturmak anlamında çok faydalı. Somuta yönelik buradan çok farklı şeyler çıkmayacaktır. Onları daha çok küçük kapsamlı çalıştaylar yaparak elde etmek mümkün çünkü. Burada önemli olan konferansın bu katılımla toplanmış olması. Bildiğim kadarıyla 230 delege var. Bu geniş bir katılımdır. Barış sürecinde bir tarafta hükümet kanadı akil insanlarla bir taban oluşturmaya çalışıyorsa ya da tabana ne yapmak istediğini anlatmaya çalışıyorsa burada da Ankara’daki toplantının ikincisi yapılarak Kürtlerin bu sürece katılımı, Kürtlerin taleplerini somutlaştırmasını öngören bir bekleyiş var. Bu bağlamda amaca uygun bir toplantıdır. Çok somut ve elle tutulur şeyler çıkmasını, siyasi anlamda beklemiyorum. Daha çok dilekler düzeyinde gidecek bir şey. Ondan ötesi daha yoğunlaştırılmış toplantılar gerektiriyor.”
“Şunu gözden kaçırmamalıyız. Bu konferansın belki de toplanmasını sağlayan en önemli moderatör, Sayın Öcalan olmuştur” diyen Estukyan, ancak konferansın arka planında BDP’nin yanı sıra Türkiye halklarını temsil eden HDK’nin inisiyatif sahibi olduğunu ifade ederek HDK’nin katkılarına değindi.
“HDK yarın bizim için daha ufuk açıcı olacak” ifadesini kullanan Estukyan, “Çünkü şu an da Türkiye’de Kürt siyasi hareketinden ya da Kürtlerin uluslaşma sürecinden yola çıkarak asimile olduklarını yeni fark eden halklar var. Nüfusu milyonlarla ifade edilen Çerkez halkı yine aynı şekilde Laz halkı var. Bu unsurlar için kendi kültürünün farkına varmak, yeniden inşa etme çabasında olan yeni inisiyatifler var. Bunlar gerçi doğrudur ki çok büyük tabanları temsil etmiyorlar. Kendi tabanlarından çok büyük yankılar bulamıyorlar. Ama gene de yaptıkları hareketlerde belli bir ilgi odağı olabiliyorlar. Kafkas Dernekleri Federasyonu veya Laz Kültür Derneği bunlardandır. Bunlar HDK’nin bileşeni olabiliyorlar. O bakımdan bütün bunlar bize daha ümit vadeden bir Türkiye imajı veriyor. Bugün sıkıntısını çektiğimiz, tenimizde hissettiğimiz şeylerle aştığımız şeylerin yarın keyfini süreceğiz. Benim kanaatim o” diye konuştu.