Marmara Açlık Grevlerini İzleme Heyeti: Tecridin sürmesi ile suç işleniyor

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapan Marmara Açlık Grevi İzleme Heyeti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin devam ettirilmesiyle suç işlendiğini belirtti.

Marmara Açlık Grevi İzleme Heyeti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 229 gündür devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nin önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

"Yaşamı savunuyoruz. Tecride son" pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Tecride hayır yaşama son” ve “Biji berxwedana zindana” sloganları atıldı. Açıklamaya, Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Hakların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda tutuklu yakını katıldı.

“Ölüm değil çözüm istiyoruz” başlığıyla hazırlanan basın açıklamasını Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe okudu.

‘TECRİT BİR İŞKENCEDİR’

Tutsakların sağlıklarında ciddi sorunlar ortaya çıkmış olmasına rağmen, tecrit ve hak gasplarını durdurarak sorunu çözmesi gereken yetkililerin adım atmadığını belirten Ümit Efe, “Sadece, Anayasanın eşitlik ilkesine uyularak dahi çözülebilecek bir konuda, çözüm göz ardı edilerek, en son 2018 açlık grevi sürecinde olduğu gibi,  mahpuslar ölüme zorlanıyor” dedi.

“Tecrit bir işkencedir ve işkence, gerek iç hukuk ve gerek uluslar arası hukukta insanlığa karşı suç olarak kabul edilmektedir” diyen Efe şunları söyledi: “İktidar, anayasa ve uluslar arası sözleşmeleri göz ardı ederek, tamamen siyasi saikle İmralı ada cezaevinde Abdullah Öcalan’a ve adada bulunan diğer mahpuslara ağır tecrit uygulayarak, aileleriyle ve avukatlarıyla görüşmelerine izin vermeyerek suç işlemektedir.”

Salgınla birlikte tecridin bütün cezaevlerine yayıldığını kaydeden Ümit Efe, tutsakların bu hak gasplarına karşı hukuki mekanizmalara erişim de dahil her türlü itiraz yolu tıkanarak,  görüşme ve müzakere talepleri reddedilerek açlık grevi yapmaya zorlandığını belirtti.

“Açlık grevine katılan mahpuslara açılan disiplin soruşturmaları ve sonrasında verilen disiplin cezaları ile mahpuslar ayrıca cezalandırmaya maruz bırakılmaktadırlar” diyen Ümit Efe, şöyle devam etti:  “Açlık grevi süresinin uzaması, salgının getirdiği risklerle de  birleşerek, mahpusların sağlık ve yaşam haklarına açık ve ağır tehdit anlamına geldiğinden, mahpus yakınları  endişe içinde yetkililerden çözüm için adım atmalarını beklemektedirler. Heyet olarak,  takipçisi olduğumuz bu süreçte aileler ve mahpuslarla aynı kaygıları taşıyor, iktidarı, kalıcı sakatlıklar ve ölümler yaşanmadan, anayasanın eşitlik ilkesine uygun hareket ederek İmralı Hapishanesi ve tüm hapishanelerde tecride ve hak gasplarına derhal son vermeye çağırıyoruz.”

VEYSEL ESKİ: TECRİT BÜTÜN CEZAEVLERİNE YAYILMIŞ DURUMDA

Ardından söz alan avukat Veysi Eski, Bakırköy Cezaevi'nde bulunan müvekkillerini ziyaret ettiklerini belirterek, açlık grevlerini izlemek üzere izleme heyeti kurduklarını söyledi. Kurdukları heyetle ülkenin dört bir yanına yayılan açlık grevini takip ettiklerini dile getiren Veysel Eski, "Salgınla birlikte tecrit bütün cezaevlerine yayılmış durumda. Son infaz yasasıyla birlikte cezaevleri barut fıçısı haline gelmiştir" dedi. "İmralı'daki tecrit son ererse diğer cezaevlerindeki sorunlarda çorap söküğü gibi çözülecektir" diyen Eski, yetkililere çözüm çağrısında bulundu.

ZÜLEYHA GÜLÜM: AÇLIK GREVİ ÖRÜLEN KORKU DUVARINA KARŞIDIR

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de "Bir kez daha cezaevi önünde izleme heyetiyle birlikte sözümüzü söylemeye geldik. Cezaevleri toplumun aynasıdır. Dışarda herkese demokratik hakları uygulamalarla karşı karşıyız. Topluma hak talep ederseniz ‘gideceğiniz yer cezaevi olur’ deyip cezaevlerinde tecrit derinleştirip, korku duvarı örülüyor. Açlık grevi de bu korku duvarına karşıdır. İmralı tecride Kürt düşmanlığının bir parçasıdır. Tecridi sonlandırın. Demokratik bir yola evrilin” dedi.

Gülüm son olarak yetkilere çözümün demokratik yollarda olduğunu belirterek, çözüm çağrısında bulundu.

Açıklama konuşmalar ardından son buldu.