20 yıldan beri Ýzmirin Dikilli Ýlçesinin Belediye Başkanlıðını görevini yürüten ve pek çok başarılı projeyi yaşama geçiren Osman Özgüven AKP Ýktidarının ülkeyi hızla faşizme doðru sürüklediðini söyledi.
Siyanürle altın aranmasına, termik santraller ve HESlere karşı mücadele etmesiyle tanınan Özgüven bundan bir süre önce ihaleye fesat karıştırmak suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Cezanın kesinleşmesinden sonra Danıştayın Özgüven hakkında karar vermesi gerekirken önceki gün Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin Dikili Belediye Başkanını görevden aldıðını açıklamıştı. Yargıtayın kararı onaylamasından sonra Dikilli Halkı meydanlara çıkarak Özgüvene sahip çıkmış ve AKP Ýktidarını protesto gösterileri yapmıştı.
Stockholmde görüştüðümüz Özgüven AKP Ýktidarının kendisine muhalefet eden aydınları, politikacıları ve insan hakları savunucularını susturmak için her türlü yalan ve iðrenç iftiralara başvurduðunu söyledi.
Başbakan Erdoðanın Dikili ve Ýzmir Belediyelerini ne pahasına olursa olsun istediðini açıkça söylediðini, bu açıklamalardan sonra aleyhinde dava açıldıðını ve Başbakan Yardımcısı Bület Arınçın Özgüvenin davaları Yargıtayda neden beklediðini sorduðunu ve ardından Yargıtayın kendisi ve arkadaşlarına verilen cezaları onayladıðına dikkat çekti.
SUYU HALKA BEDAVA DAÐITTIM ÝÇÝN DAVA AÇTILAR
Ýhaleye fesat karıştırma suçlamasını kesinlikle reddeden Özgüven ceza almasına neden olan davalar hakkında şunları söylüyor: Yaptıðımız çalışmalar AKP Ýktidarı ve onun oradaki uzantıları olan Kaymakam, Hakim, Savcı ve Polisi rahatsız etti. Suyu halka bedava daðıttıðım için dava açtılar. 12 hapis cezasıyla cezalandırmamı istediler. Ama halk ve kamuoyu buna tepki gösterdi. Duruşmalara 60 avukat, çevre örgütleri ve halk katıldı. Çok tepki olduðunu görünce ceza vermekten vazgeçtiler. Belediye otobüslerini de bedava yaptık. Kendimi ihbar ettim. Bundan da yargılayın beni dedim ama duymazdan geldiler. Sudan dolayı bana ceza vermeye cesaret edemediler.
Daha sonra Özgüven ve 5 Belediye Meclis Üyesi aleyhinde Belediyeye ait Jeotermal A.Ş.e ait araçları belediyeye satın aldıkları için dava açılır. Savcı şirketin SSKya borcu olduðu için araçları satamayacaðını iddia eder. Ardından Özgüven hakkında yabancı bir şirketi ihaleye kabul ettiði suçlamasıyla yeni bir dava açılır.
Özgüven her iki davada da bir yolsuzluk ve usülsüzlük olmadıðını belirterek şunları söylüyor. Belediye olarak paramız olmadıðı ve kredi alamadıðımız için Jeotermal Şirketine 5 araç satın aldık. Bir yıl sonra bu araçları şirket ihaleye çıkardı ve biz satın aldık. Şirket zaten belediyenin şirketi. Şirketin borcu olmasını gerekçe göstererek dava açtılar bana ve 4 Belediye Meclis Üyesine ceza verdiler. Madem ki usülsüzlük var neden Jeotermal A.Ş.nin yönetimindeki Kaymakama ceza vermiyorsunuz? Öteki cezayı da yaptırdıðımız yeni garajdan dolayı verdiler. Ýhaleye yabancı bir şirket girmişti. Yabancı şirket giremez dediler. Biz de ihaleyi iptal ettik ama buna raðmen bana ve arkadaşlarıma ceza verdiler. Zaten her iki mahkeme kararında da yolsuzluk, zimmet ve kişisel kazanç olmadıðı belirtilmiş. Onlarca Yargıtay üyesi, avukat ve hukukçuya danıştık. Böyle dava mı olu dediler. Bize ceza veren Hakimin kendisi söylemiş bu davanın açılmaması gerektiðini. Cezayı veren Hakimin kendisi bana üzgün olduðunu ve davanın Yargıtaydan döneceðini söyledi. Madem ki dönecek neden ceza veriyorsun? Sende hiç vicdan yokmu?
ÝNSANLAR ÖLMESÝN DÝYE DUVAR YAPTIRDIÐIM ÝÇÝN CEZA VERDÝLER
Özgüven AKPnin amacının Dikilliyi teslim almak olduðunu belirterek daha önce de her yıl en az bir kişinin yaşamını yitirdiði yolun iki tarafına duvar yaptırdıðı için kendisine ve 10 Belediye Meclis üyesine toplam 10 yıl ceza verildiðini hatırlattıktan sonra şunları söylüyor.
Ýnsanlar ölmesin diye duvar yaptırdıðım için dava açtılar. Duvarı yıkmamı istediler. Reddettim. Ceza verdiler. Kendilerine sizler katilsiniz dedim.
Özgüven AKP Ýktidarının hedefi haline gelmesine yol açan nedenler arasında siyanürle altın aramasına, termik santral ve HESlere karşı çıkışının da etkisi olduðunu düşünüyor. Altın Koza adlı şirketin Gülen Cemaatine ait olduðunu, siyanürle altın arayarak doðanın kirlenmesine ve bölgede yaşayan insanların kanserden ölmelerine yol açtıðını söylüyor. Düzenledikleri siyanürlü altın aramasının doða ve insanlar üzerindeki etkilerini konu alan panelin söz konusu çevrelerin fiili saldırılarına uðradıðına, panele katılanlara saldıranlar ve salona molotof kokteyili atanlara aradan 6 yıl geçmesine raðmen dokunulmadıðına dikkat çekiyor.
AKP Ýktidarının amacının Dikiliyi teslim almak olduðunu ama halkın buna izin vermeyeceðine inancının tam olduðunu söylüyor.
Dikili Halkı her Cumartesi günü alanlara çıkarak Özgüvene sahip çıkıyor ve AKP Ýktidarını protesto ediyor.