‘Terörle mücadele’nin yeni terminatörü: François Hollande

‘Terörle mücadele’nin yeni terminatörü: François Hollande

Fransa’nın Mali’deki İslamcı gruplara karşı askeri harekatı sürerken, Cezayir’de Çarşamba gününden bu yana süren rehine krizi kanlı bir şekilde son buldu. En az 23 rehinenin yaşamını yitirdiği üç günlük askeri operasyona en büyük destek de, bölgenin jandarmalığına soyunan Fransa’nın ‘sosyalist’ cumhurbaşkanı, yeni ‘terminatör’ François Hollande’dan geldi. 

Dış politikada Amerikan çizgisine yakınlığı nedeniyle eleştirilen eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin yapamadıklarını yapma derdindeki Hollande, söylemleri ile eski ABD Başkanı George W. Bush’u da aratmıyor. 

Cezayir’in güneydoğusundaki In Amenas gaz tesisinde İslamcı militanlarca gerçekleştirilen rehine eylemi, Cezayir özel askeri birliklerin Perşembe günü başlattığı saldırı ile dün sona erdi. Özel birliklerin müdahalesi sonunda en az 23 rehine ile 32 İslamcı militanın öldürüldüğü bildiriliyor. Öldürülen rehineler arasında en az bir Fransız ve İngiliz vatandaşı da bulunuyor. 

Cezayir İçişleri Bakanlığı, daha önce 40 kişi oldukları bildirilen militanların çoğunun yabancı ülke vatandaşı olduklarını ve Nijer üzerinden ülke topraklarına girdiklerini iddia etmişti. Hükümet kaynakları, müdahale sonrasında 685 Cezayir vatandaşı ile 107 yabancı fabrika çalışanının ise kurtarıldığını duyurdu. 

CEZAYİR’İN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ YENİ TERMİNATÖR HOLLANDE

Cezayir’in rehineleri kurtarmak için diyalog kurma yerine direkt askeri müdahaleye geçmesi kimi ülkelerin tepkisine yol açarken, ‘terörizmle mücadelenin’ yeni aktörü Fransa ve cumhurbaşkanı François Hollande’dan tam destek almaya devam ediyor. 

Tulle kentinden Fransa’nın Mali’deki askeri operasyonuna dahil olacak askeri birliğe ziyaret gerçekleştiren Hollande, \\\"Henüz tüm bilgilere sahip değiliz. Ama, bu kadar çok kişiyi ilgilendiren bir rehin alma olayı olunca ve rehineleri öldürmeye- ki bunu yaptılar- hazır, soğuk ve kararlı teröristler söz konusu olunca Cezayir bence en uygun cevabı verdi\\\" diyerek, askeri operasyonu savundu. Hollande, rehinelerin kurtarılması için ‘müzakere şansının olmadığını’ da iddia etti. 

Seçildiği Mayıs ayından bu yana Fransa’nın Sarkozy döneminden kalma dış politikasını daha da sertleştiren Hollande, Libya ve Suriye’deki savaşlar vesilesiyle Katar, Suudi Arabistan çizgisine yakınlığını pekiştirdi. Hollande, geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bir basın toplantısında eski ABD Başkanı George Bush’u aratmayacak sözler sarf etmişti. 

\\\"Mali’deki İslamcı militanlara ne yapacaksınız\\\" şeklindeki bir soruya karşılık Hollande, \\\"imha edeceğiz...Eğer mümkün olursa da yakalayacağız\\\" sözleriyle dikkat çekmişti. Hollande, Fransız ordusunun Mali’de ne kadar kalacağı yönündeki bir soruya da, \\\"gerektiği kadar kalacaklar\\\" yanıtını vermişti. 

Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere savunma bakanları da, Cezayir askeri birliklerinin yaptığı operasyon sonrası ‘ülkenin terörle yüz yüze olduğu’ gerekçesiyle Cezayir hükümetini eleştirmemeye özen gösterdiler. 

Fransa’nın Kuzey Afrika’daki önemli ticari ortaklarından olan Cezayir’de 1992 yılından 2000’li yıllara kadar süren iç savaşta onbinlerce kişi hayatını kaybetmişti. 1992’de ülkedeki yerel seçimlerden radikal İslamcı grupların önde çıkması sonrasında seçimler iptal edilmişti. Ancak özellikle 90’lı yıllarda radikal İslamcı gruplarca yapıldığı iddia edilen birçok katliamın da hükümete bağlı ve ya paramiliter güçlerce yapıldığı ortaya çıkmıştı. 

ESKİ ‘İSLAMCI’ MÜTTEFİKLERİNE KARŞI SAVAŞ SAHARA’NIN ZENGİNLİKLERİ İÇİN

Fransa, geçtiğimiz hafta Mali’deki radikal İslamcı gruplara karşı başlattığı askeri operasyon için başta Cezayir olmak üzere diğer komşu ülkelerin de kısmen desteğini alıyor. Ensar-Din, MUJAO ve Magreb El Kaide’si olarak bilinen AQMI gibi gruplar, yaklaşık 1 yıldır Mali’nin kuzey kesimlerini elinde bulunduruyor. 

Bir çok siyasi gözlemci, Fransa’nın Mali harekatının arka planında Sahara çölündeki petrol, gaz, fosfat ve uranyum gibi zengin madenlerini Çin, Kanada ve ABD’li şirketlere kaptırma korkusunun yattığı görüşünü paylaşıyor. Zira, Mali’nin kuzeyini elinde bulunduran grupların bir çoğunun Fransa’nın ve Nato’nun Libya müdahalesi sırasında devrik lider Muammer Kaddafi’ye karşı savaştıkları biliniyor. Bu grupların Libya’daki savaş sonrasında güneye inerek, Mali’yi işgal ettikleri düşünülüyor.