‘Türkiye’den somut adımlar atmasını bekliyoruz’
‘Türkiye’den somut adımlar atmasını bekliyoruz’
‘Türkiye’den somut adımlar atmasını bekliyoruz’
İsveç Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Yılmaz Kerimo ile Mayıs ayının ortalarında Türkiye’ye giden Sol Parti Milletekili Jacob Johanson, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının ardından Türkiye ve Kürdistan’da belirli bir rahatlama gördüğünü söyledi. Bu durumdan hoşnut olduklarını da vurgulayan Johanson, AKP iktidarının sürece uygun, olumlu atım atmasını beklediklerini de vurguladı.
Türkiye ve Kürdistan’da demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, isveç Büyükelçiliği yetkilileri ve cezaevlerinde KCK davasından yatan bazı tutsaklarla görüşen Jacob Johnson izlenimlerini ANF’e anlattı.
Johanson, Türk devletinin PKK ve Öcalan’a yönelik terörist suçlamalarını sürdürmesine rağmen Öcalan’ın çağrılarına olumu yanıt vererek barış süreci içinde yer almasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini belirtti. PKK ve Öcalan’ın süreci akıllıca yönettiğini, bunun provokasyonlara rağmen devam etmesi gerektiğinin önemine de dikkat çeken Johanson şöyle devam etti: “Mart ayında Abdullah Gül, İsveç’e geldiğinde kendisine PKK’nin attığı olumlu adımlar karşılığında ne yapmayı planladıklarını, Kürtlere hangi hakları vermeyi düşündüklerini sordum. Önce silahları bırakmaları gerektiğini söyledi. Kürtlere belirli sınırlar içinde özerklik verileceğinden söz etti. Ama ayrıntılara girmekten de kaçındı. Şimdi Kürtler adım attı, dış dünyanın bu durumda Türkiye’nin somut adımlar atması için devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben şu ana kadar Türkiye’nin Kürtlerin beklentilerini karşılayacak olumlu bir adım attığını göremedim. KCK davasında yargılanan bazı politikacılar bırakıldı ama onlar zaten uzun yıllardır cezaevindeydiler. KCK davaları siyasi davalardır. Bu nedenle Hükümet KCK davasından cezaevinde tutulanları serbest bırakarak Öcalan’ın attığı adımlara pratikte yanıt vermelidir.”
Johnson, Türkiye gezisini, İsveç Parlamentosu’ndaki 6 partiyi temsilen, ayrıca İnsan Haklarını Destekleme Komitesi başkanı sıfatıyla gerçekleştiridğini de hatırlattı. HPG gerillalarının geri çekilmeye başladığı günlere denk gelen gezisinde Kürdistan’da da temasta bulunduklarını vurgulayana Johnson, “Erdoğan, Gül ve AKP iktidarının diğer temsilcilerinin PKK’nin ateşkes ilan etmesi ve Türkiye’den çekilme kararı vermesinden sonra verdikleri olumlu sinyalleri önemsiyoruz. Tüm partilerin ortak bir anayasa üzerinde görüş birliğine varmaları zor görünüyor. Ancak yeni yapılacak anayasada Kürtlerin haklarını teminat altına alacak maddelerin bulunması gerekir. Görüşmelerin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için Öcalan’ın şartlarının düzeltilmesi önemli. Öcalan’ın serbest bırakılması gerekiyor. Bu yapılana kadar PKK yöneticileriyle ve dış dünya ile ilişkisini sağlayacak önlemler alınmalıdır. Bu ev hapsi de olabilir. Ama bir şekilde AKP İktidarı Öcalan ve PKK’nin attığı adımlara pratikte adımlar atarak karşılık vermelidir” dedi.
Johnson, İnsan Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Avukat Muharrem Erbey’in komitelerinin davetlisi olarak İsveç Parlamentosu’nda yaptığı konuşmadan dolayı yargılandığına dikkat çekti. Erbey ve arkadaşlarının 3 yıldır cezaevinde tutulduğunu belirten Johanson şunları vurguladı: ”İnsanlar düşüncelerini açıkladıkları için cezalandırılamaz. Erbey başta olmak üzere tüm tutsakların derhal serbest bırakılması barış sürecinin ilerlemesine katkıda bulunacak ve rahatlamaya yol açacaktır.”
PKK’nin terör örgütü olarak damgalanmasına karşı olduklarını da belirten Jonhson, sürecin olumlu bir yönde ilerlemesi için Türk hükümetinin yapıcı bir dil kullanmasının önemine de değindi.
Taksim’de başlayan ve tüm ülkeye yayılan direnişlere karşı polisin saldırmasını, tazyikli su, gaz bombaları ve biber gazı kullanmasını şiddetle kınadıklarını belirten Johnson “Erdoğan’ın göstericileri suçlayıcı tutumu olayların daha da yaygınlaşmasına yol açtı. Gençler ve halk istediği gibi yaşamak, düşüncelerini özgürce ifade etmek istiyor. Türkiye’de sırf görevlerini yaptıkları için gazeteciler cezaevlerinde. Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen bir ülke gazetecilere ve göstericilere böyle davranamaz” şeklinde konuştu.
Askerlerin politikadaki etkinliğinin kırılmasından memnunluk duyduklarını , ancak hükümet, mahkeme ve polisin baskıcı ve özgürlükleri kısıtlayan uygulamalardan vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.