HDP Kadın Meclisi: Savaş politikaları kadın yoksulluğunu artırıyor

HDP Kadın Meclisi, savaş politikalarının kadın yoksulluğunu artırdığına dikkat çekerek, "Kadınların sesi olacağız" mesajını verdi.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ile Kadın Koordinasyonu Üyesi Tülay Koçak ve Kadın Meclisi Üyesi Leman Kiraz, genel merkezde yaptığı basın toplantısıyla Marmara, Çukurova, Malatya ile Mardin’de gerçekleştirdiği “Kadın yoksulluğuna hayır” buluşmasının sonuçlarını açıkladı.

 Başaran, "Bugün 19 Ağustos. İki yıl önce bugün Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediyelerine atanan kayyumlara uyandık. AKP-MHP erkek egemen ittifakı, gasp ettiği belediyelerde yine en bilindik pratiğini uyguladı ve ilk olarak kadın kazanımlarını hedef aldı. Siyaset alanından kadın merkezlerine, istihdam alanlarından sığınaklara kadınların yaşama dahil olduğu ve olmak için çözümler bulduğu her alana saldırdı, saldırmaya da devam ediyor. Yaşamın hiçbir alanında kadın görmeye tahammülü olmayan bu iktidar eşbaşkanlık sistemimizi suç unsuru göstererek belediye eşbaşkanlarımızı zindanlarda rehin tutuyor. Atadıkları kayyımların yolsuzluk ve usulsüzlükleri resmi belgelerle, sayıştay raporları ile açığa çıkarken hala bu rejimi sürdürmekte ısrar eden iktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Kayyım rejiminiz değil; demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü yerel yönetim sistemimiz kazanacak. Ne yaparsanız yapın eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet ilkemizden asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

"Kapitalist erkek egemen iktidarların emperyalist hedefleri uğruna yürüttükleri savaş ve şiddet politikaları ile bugün yüzlerce Afgan kadının yaşamı tehlikeye girmiştir" vurgusunda bulunan Başaran, şöyle dedi:
"Baskıcı Taliban rejimi karşısında direnen, mücadele eden, seslerini duyurmaya çalışan Afgan kadınların bu haklı mücadelesinde yanındayız. Bizler erkek iktidarların cinsiyetçi, militarist ve kadın düşmanı politikaları karşısında birleşik kadın mücadelemizi büyüterek, yeni yaşam inşamızın her bir adımında bütün dünya kadınlarıyla hep beraber yürüyeceğimzin sözünü veriyoruz. Savaşsız, sömürüsüz, eşit ve adil bir yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz."

'KÜRT VE KADIN DÜŞMANLIĞI YOKSULLUĞU ARTIRIYOR'

Başaran, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bugün ülkede Kürt ve kadın düşmanlığı üzerinden yürütülen kirli savaş politikaları kadına karşı şiddeti derinleştirerek kadın yoksulluğunu, işsizliğini arttırmaya devam etmektedir. Kadınlar yoksulluk sebebiyle evlerini, yaşam alanlarını terk ederek mevsimlik tarım işçiliği yapmak için başka illere gitmek zorunda kalmaktadır. Gittikleri yerlerde her türlü emek sömürüsüne maruz kalan kadınların iş yükü misliyle artarken, kadınlar bir taraftan da şiddetin her türlüsüne maruz bırakılmaktadır. Savaş ve şiddet politikaları ile iktidarını ayakta tutmaya çalışan AKP-MHP erkek egemen ittifakının, yaşadığı krizin faturasını başta kadınlar olmak üzere halklara çıkarmak istediğinin farkındayız.
Kadın düşmanı politikalar kadın yoksulluğunu beslemiştir.

Bursa’da insanlık dışı koşullarda çadır kentlerde yaşayarak tarım işçiliği yapan kadınların sesi olacağız! Kadınlar, sabah 8:00’den akşam 20:00’ye kadar, erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen erkeklerden daha düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Kadınlar yol, yemek, elektrik, su faturalarının tamamının kendilerine ait olduğunu belirtiyor. “Memleketimizde iş olsa buraya neden gelelim?” diyerek yaşadıkları emek sömürüsüne isyan ediyorlar. Üniversite öğrencileri geçimlerini sağlayamadıkları için Bursa’ya gelip çalışmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Günlük 90 TL alarak geçimlerini sağlayan kadınlar, hiçbir devlet desteği alamadıklarını söylüyor. Bakın bizler değil, Bursa’da o çadır kentte yaşamak zorunda olan kadınlar anlatıyor. 'Su faturası bin liradan fazla geliyor. Elektrik faturası 30 çadıra toplam 4 bin TL geliyor. Pandemi koşullarında tahtalardan tuvalet, banyo yapıyorlar. Tarladan döndükten sonra saatlerce banyo sırası bekliyorlar. 19 kişilik bir ailenin sadece bir banyosu var, o da tahtadan. Bir tuvaleti onlarca kişi kullanmak zorunda kalıyor. Çadırların içi yağmur yağdığında çamur içinde kalıyor.'

Aldıkları parayla iki kilo domates dahi alamadıklarını söyleyen kadınlar var.
Genç kadınların geleceklerinin karartılmasına göz yummayacağız.
Hatay’da Vakıflı köyünde kadınlar kadın gücü ve dayanışmasıyla yaşamlarını idame ettiriyorlar.

'SANATÇININ YANINDA OLACAĞIZ'

İstanbul’da kadın sanatçılarla bir araya gelerek yaşadıkları sorunları dinledik. Kadın sanatçılar pandemi süreciyle birlikte sanatlarını icra edemediklerini, hem üretemediklerini hem de geçinemediklerini belirtiyor. Kısıtlamalarla birlikte müzik ve eğlence sektörü adeta hedef haline getirildi. Sanatçılar yaşadıkları sorunları şu şekilde ifade ediyorlar. “Şarkı söylüyorum. İşe çağrılıyorum ama mekan sahipleri ya da organizatörler çıplak sesle söylememi istiyorlar. Yanımda grubumu ya da gitaristimi istemiyorlar. Çünkü bunların gelmesi demek, onların ekstra ödeme yapması demek.” Bir tiyatro sanatçısı ise yaşadıkları ayrımcılığı şu şekilde anlatıyor: “Benim anadilim Kürtçe. Tiyatrolarımızı Kürtçe yaptığımız için oyunlarımızın sahnelenmesi yasaklandı. Buna rağmen direnerek kendi anadilimizde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Pandemi sürecinde tiyatroların tamamı kapatıldı. Ve tiyatro sanatçılarına hiçbir biçimde bu süreçte destek verilmedi.” Sanat düşmanı bu iktidarın, sanatın ve sanatçının sesini kısmasına izin vermeyeceğiz. Sokak sanatçısı, tiyatro sanatçısı, müzisyen kadınlarla dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğiz.

'KADINLARIN SESİ OLACAĞIZ'

Kocaeli Hereke’de kadın mücadelesi ve dayanışmasının önemini konuştuk!
Kadınlar, MS ya da SMA hastası olan çocuklarının ilaçlarını alamıyor.
Üniversiteli kadınlar okurken yoksulluk sebebiyle çalışmak zorunda kalıyor.
Tütün üreticisi kadınlar ‘İktidar, tütün politikalarıyla kazancımıza göz dikti’ diyor.
Okul masrafını karşılayamadığı için Ceylanpınar’dan Kızıltepe’ye gelerek tarlalarda çalışmak zorunda kalan; dershane parasını denkleştirmeye çalışan, çoğu lise ve üniversite öğrencisi olan genç kadınların sesi olmaya devam edeceğiz.
'Dünyayı kadınlar değiştirecek' diyerek mücadele veren Süryani kadınlarla dayanışma içerisinde olacağız."