Salkım: Dilenci değil sokak sanatçısıyım

İBB’ye bağlı zabıtalar tarafından dilencilik yaptığı öne sürülerek 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’ndan ceza kesilen sokak sanatçısı Celile Salkım, “Ben dilenci değil sokak sanatçısıyım” dedi.

Ekmeklerini sokakta söyledikleri şarkılarla, yaptıkları müziklerle kazanmaya çalışan sokak sanatçılarına yönelik zabıta zulmü bitmek bilmiyor.

Kimi zaman Kürtçe şarkı söyledikleri için, kimi zaman belediyeden izin kağıtları olmadığı gerekçesiyle engellenen sokak sanatçıları, giderek derinleşen ekonomik kriz ortamında hayatta kalma mücadelesi veriyor.

 Bu sanatçılardan biri olan ve Taksim İstiklal Caddesi’ni yıllardır söylediği şarkılarla şenlendiren Celile Salkım’a, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri tarafından dilencilik yaptığı öne sürülerek, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’ndan para cezası kesildiği ortaya çıktı.

Aldığı para cezasından çok kendisine dilenci muamelesi yapılmış olmasından dolayı üzüldüğünü ifade eden Salkım, ANF’ye konuştu.

 Salkım, bunun açıkça sanatçıya verilen değerin göstergesi olduğunu vurguladı. İstiklal Caddesi’nde yıllardır şarkı söylediğini, Beyoğlu Belediyesi tarafından bunun çok iyi bilindiğini belirten Salkım, daha önce mikrofon kullandığı için ‘çevreyi rahatsız etme’ iddiasıyla polis tarafından kendisine ceza kesildiğine, ancak ilk defa dilenci muamelesi gördüğüne dikkat çekti. Şarkı söylediği herkes tarafından bilinirken İBB’ye bağlı zabıta ekipleri tarafından bu muameleye tabi tutulduğuna işaret eden Salkım, bunu kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi.

‘HERKES TANIR, YİNE DE BUNA MARUZ KALDIM’

Seneler önce memleketi Amed’den İstanbul’a göç eden Salkım, ayağı sakat olduğu için 12 yıl önce sokak sanatçılığı yapmaya başladığını söyledi.

Çevrede herkes tarafından tanınmasına rağmen böyle bir uygulamaya maruz kaldığını belirten Salkım, yaşananları söyle anlattı: “Pandemi nedeniyle 2021 yılının Haziran ayına kadar İstiklal Caddesi üzerinde müzik yapmak yasak olduğu için ben de sokak aralarında müzik yapıyordum. Bu şekilde aldığım bahşişlerle geçimimi sağlıyordum. 23.05.2021 günü saat 21.30 civarlarında Beyoğlu’nda Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı zabıtalar beni çevirerek, kameraların beni gördüğünü, bu yüzden para cezası kesmeye mecbur olduklarını söylediler. Birkaç gün sonra, 29.05.2021 tarihinde Beyoğlu Galip Dede Caddesi’nde kahve içtiğim sırada beni sanatçı kimliğimle bilen bir kişi bana bahşiş verdi. Salgın olduğu için parayı elimdeki bardağa koydum. Bu durumu gören İBB’ye bağlı zabıta ekipleri tarafından yine ceza kesildi. Halbuki bu bir yanlış anlaşmadan ibaretti. Kaldı ki o sırada bulunduğum Galip Dede Caddesi, Büyükşehir Belediyesi’ne de bağlı değildi. Burada esas ilginç olanı ise İBB zabıtaları tarafından tarafıma 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’ndan kesilen 408 TL para cezasının tutanağında, ‘Celile Salkım isimli şahsın Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde el açma suretiyle dilencilik yaptığı ekiplerimizce tespit edilmiştir’ yazmasıydı.”

‘SOKAKTA İZNİN MANTIĞI YOK’

Bu keyfi cezaya itiraz etmek için Beyoğlu Kaymakamlığı’na giden Salkım’ın, zabıta ekipleri hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusu ise “kovuşturmaya yer yok” gerekçesiyle reddedildi. İtiraz etmek için İBB’ye de gittiğini ancak sokakta şarkı söylemek için izin kağıdı gerektiğini öne sürdüklerini belirten Salkım, “Sokak müziğinin izin kağıdı olmaz. Çünkü bugün buradasın, yarın başka bir yerde. Bir dükkan değil ki hep aynı yerde durasın. Metroda tamam izin olur, ama sokakta bunun mantığı yok. Kaldı ki pandemi öncesi Karaköy tramvay durağı civarında şarkı söylemek için izin kağıdım da vardı. Onlar bana yardımcı olmak ve takdir etmek yerine, ceza yazıyorlar, bir de dilenci olarak gösteriyorlar. Bu bir şaka olmalı” dedi.

GİYDİĞİ ŞALVAR KANIT OLDU!

Kendisine ağır gelenin kesilen para cezası değil, dilenci muamelesi yapılması olduğunu vurgulayan Salkım, “Ben dilenci değil, sokak sanatçısıyım. Kamuoyu da beni öyle tanımış. Dünyanın her yerinden buraya gelen turistlerin çektikleri videolar var. Yani ancak kötü niyetli insanlar beni dilenci olarak gösterebilir. Dilenci yazacağına keşke başka bir şey yazsaydı. Bu çok ağırıma gitti. Bana bugüne kadar ne Beyoğlu Belediyesi ne de polis dilencilikten ceza kesmemiş. Bunlar resmen hadlerini aştılar. Bir de giydiğim şalvarı kanıt olarak göstererek, ‘giydiği giysilerden anlaşılmıştır’ diye not düşmüşler. Bunların bana özür borcu var” diye tepki gösterdi.