TJA, İzmir'de 8 Mart'ın startını verdi: Geleceği kadınlar belirleyecek

8 Mart eylemlerinin startını İzmir'de veren TJA, "Gelecek sürecin belirleyeni kadın direnişi olacak" dedi.

Özgür Kadın Hareketi (TJA), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinin startını Kurdistan’da Êlih, Türkiye’de de İzmir’de yaptığı açıklama ile verdi. İzmir'de DEM Parti Çimentepe Temsilciliği önündeki eylemde, "Jin, jiyan, azadî ile özgürlüğe doğru” ve “Jin, jiyan, azadî ile 8 Mart’a doğru" pankartı açılırken, "Bedenimden, ruhumdan, zihnimden elini çek", "Jin, jiyan, azadî ile kadın katliamlarını durduralım" dövizleri ve tutuklu bulunan kadın siyasetçiler ile katledilen kadınların fotoğrafları taşındı.

Etkinliğe Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş ve çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı yapan TJA aktivisti Ayfer Yıldırım, dünyanın farklı coğrafyalarında kadın özgürlük mücadelesi yürüten kadınları selamlayarak, 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını söyledi.

 Ayfer Yıldırım, kadın mücadelesinin temel mücadele haline geldiği 21. yüzyılda kadınların özgürlüklerine sahip çıktığını belirtti.

Gelecek süreci kadın direnişinin belirleyeceğini söyleyen Ayfer Yıldırım, "Başta Rojava olmak üzere bütün Ortadoğu coğrafyasında çok yönlü yürütülen savaşlar, esasında kadının öz değerlerine ve öz yaratımlarına dönüktür. Kaynağını kadın düşmanlığından alan savaş, en çok da Kürt kadınları hedef almaktadır. Kadın özgürlük mücadelesinin öncülerinden Nagihan Akarsel’i Süleymaniye’de, Evîn Goyî’yi Paris’te, Firyal Silêman Xalid’i Kerkük’te katledenler bilmelidir ki kadınların özgürlük mücadelesi mutlaka başaracaktır" dedi.

'DİRENİŞİ BÜYÜTECEĞİZ'

Kurdistan’da devlet politikası olarak üretilen özel savaş politikalarıyla şiddet ve katliamların farklı ve ciddi bir boyut kazandığını söyleyen Ayfer Yıldırım, "Remziye Apaydın, Deniz Poyraz, Firdevs Babat, Sakine Kültür; devlet eliyle yürütülen özel savaş politikaları sonucu hayatını kaybeden onlarca kadından sadece birkaçı. Aynı politikalar üniformalılar eliyle genç Kürt kadınlara karşı; siyasal islamın dinci-gerici kurumları eliyle topluma karşı; kayyumlar eliyle kadın kurumlarına ve Kurdistan halklarının iradesine karşı da yürütülüyor. Aynı zamanda tüm kurumlarda ve toplumun bütün alanlarında erkeklik hortlatılıp, kadına kölelik dayatılıyor. Ajanlaştırma, uyuşturucu ve fuhuşun ideolojik savaş aygıtı olarak kullanılması ve tecavüz dahil çocukların her türlü istismarı bu politikaların bir diğer boyutudur. Kürt kadınların bedenini, dilini, kültürünü, kimliğini, özcesi varlığını; hedefi haline getiren bu militarist anlayışı kabul etmiyoruz" diye belirtti.

Ayfer Yıldırım, iktidarın araçsallaştırdığı yargı mekanizmaları tarafından, kadınların her gün siyasi operasyonlarla tutuklandığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "TJA ise sistematik bir şekilde ve defalarca yargı şiddetine maruz bırakılıyor.  Hapishanelerdeki faşist ve cinsiyetçi uygulamalar, hasta tutsaklara yönelik insanlık dışı politikalar, infaz yakmalar da bu politikaların devamıdır. TJA olarak kimliğimize ve kazanımlarımıza sahip çıkacağımızı yeniden vurguluyoruz. Geride bıraktığımız yılda, erkek egemen devletçi sistemin rant ve talan politikalarının sonucunda bir yıkıma dönüşen 6 Şubat depreminde Kurdistan, Türkiye ve Suriye’de on binlerce kişi yaşamını yitirmiş, yaralanmış, evsiz kalmıştı. Deprem, toplumun tamamı için yıkıcı bir etki uyandırsa da kadınlar ve çocuklar için çok daha ağır bir tabloyu beraberinde getirmişti. Tüm bu yıkımın müsebbibi olan iktidar ise depremi dahi kendi iktidarının devamlılığı için fırsata dönüştürmüş, Kürtlerin, Alevilerin yurdunu yeniden işgal etmeye, demografik yapısını değiştirmeye, coğrafyamızı insansızlaştırmaya, ailesini kaybetmiş çocukları dinci tarikatların ve çetelerin istismarına maruz bırakarak yıkımı derinleştirmiş, doğa düşmanı politikalarını sürdürmüş, suyu, toprağı, ormanı, bütün yaşam alanlarını talan etmeye devam etmiştir. TJA olarak, suyumuzu, toprağımızı, ormanlarımızı, doğamızı, bütün yaşam alanlarımızı savunacağız."

KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ KENTLER

Kadın özgürlükçü kentlerin inşasında önemli bir dönüm noktası olan yerel seçimlerin hazırlığında olduklarını anımsatan Ayfer Yıldırım, "Adaylarımızı en geniş katılımlı ön seçim ve kent uzlaşısı ile belirleyerek yerel demokrasinin ancak toplumla örülebileceğini bir kez daha açığa çıkardık. Bütün toplumsal alanları tek elde toplayan, aşırı merkezileşmiş, yerel yönetimleri erkek egemen zihniyetlerin doğal alanları olmaktan çıkarmaya kararlıyız. Kadınların yerellerde değiştirici, dönüştürücü gücü ile demokratik siyaseti ve eşitlikçi yaşamı inşa edeceğiz. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetle, yaşamın bütün alanlarında kadın iradesini güçlendirmeye, demokratik yerel yönetim anlayışını toplumsallaştırmaya kararlıyız. Başardık kazandık. Şimdi başarımızı kazanımlarımızı yeniden büyütme zamanı. Rabe; Dem Dema Azadîya Jina Ye" diye çağırdı.

'ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI'

Toplumun içine sürüklendiği çoklu krizin İmralı’da uygulanan tecrit rejiminin sonucu olduğunu ifade eden Ayfer Yıldırım, şunları söyledi: "Sayın Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen tecrit rejimi derinleştikçe başta kadınlar olmak üzere bütün toplum, aynı oranda baskı altına alınmaktadır. Bir 8 Mart’ta daha Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü başta olmak üzere bütün toplumsal sorunların esas muhatabının Sayın Öcalan olduğunu ve bir an önce kendisiyle görüşülmesi gerektiğini yeniden vurguluyoruz. İmha ve inkâr siyasetine karşı Sayın Öcalan’ın geliştirdiği 'demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü' toplum paradigması, barışçıl bir yaşama ve demokratik bir topluma giden yolun en önemli adımıdır. Bu paradigmanın yaşamsal kılınmasının biricik yolu da kendisinin koşulsuz fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır" diye konuştu.

 DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş ise "Kürt kadınları 100 yıldır erkek egemen sisteme baş eğmedi. Leyla Kasım'dan Viyanlar'a Kürt kadınları hep direndi. Annelerimizi adalet nöbetlerinde gençler ve halkımız sokakta 'Jin jiyan azadî' sloganını yükseltiyorlar" ifadelerini kullandı.

Etkinlikte Deniz Poyraz Korosu sahne aldı.