AvEG-Kon: Sömürgeci işgale karşı direniş cephesini geliştirelim

Türk devletinin Meyda Savunma Alanları’ndan Gare’ye yönelik başlattığı işgal saldırılarına tepki gösteren AvEG-Kon, “Saldırı, sömürgeci Türk devletinin Efrîn’den Xakurkê’ye kadar Rojava ve Güney Kürdistan’ı işgal etme planının yeni bir aşamasıdır” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) şunları belirtti: “Sömürgeci faşist Türk devleti, Medya Savunma Alanları'na bağlı Gare'nin Priz, Bergarê ve Siyanê alanlarına yönelik 10 Şubat sabahı yeni bir saldırı başlattı. Çok sayıda uçak ve askeri helikopterle sivil yerleşim yerleri de dahil gerilla alanları bombalandı. Bir yandan bölgedeki Kürt köyleri, arazi ve ormanları bombalanırken; aynı anda sömürgeci devletin soykırımcı askeri birlikleri havadan indirildi.

Sömürgeci Türk devletinin amacının sadece saldırı değil kalıcı bir işgal olduğu açıktır.

Gerilla halkın onuru ve umududur. Medya Savunma Alanları Kürdistan’ın bir parçasıdır. Gerillanın buradaki varlığı meşrudur. Meşru olmayan faşist Türk devletinin işgalci saldırısıdır.

Bu saldırı yalnızca PKK gerillasına değildir. Saldırı, sömürgeci Türk devletinin Efrîn’den Xakurkê’ye kadar Rojava ve Güney Kürdistan’ı işgal etme planının yeni bir aşamasıdır. Bu yeni saldırı, Efrîn ve Serêkaniyê saldırısının bir devamıdır. Bunun arkasından Şengal ve Mexmûr’a saldırının geleceği açıktır.

Saldırı bütün Kürt halkına, Kürt ulusunun kazanımlarınadır.

Saldırı aynı zamanda Türk halkınadır. Yoksulluğa, işsizliğe, faşist baskı ve giderek şiddetlenen devlet terörüne karşı işçilerin, gençlerin, kadınların ve LGBTİ+’ların yükselttikleri sesi yeni bir şovenizm karanlığında boğma istemidir. Nitekim, Boğaziçi eylemlerine yönelik geliştirilen saldırılar, gözaltı ve tutuklamalar, kuruluşunu açıklamak isteyen Birleşik Devrimci Güçler’e yönelik gerçekleştirilen saldırı, gözaltı ve ev hapsi kararı bu fütursuz saldırganlığın görünümleridir. 

Çok açık olan gerçek ise şudur; faşist sömürgeci saray rejimi içerisine girdiği siyasi krizi aşmak için Kürt Halkının kazanımlarına sınırsızca saldırmaya, işçi ve emekçileri ise şovenizm ile zehirlemeye devam etmek istemektedir. Bu nedenle; Kürt halkına yönelik sömürgeci zorbalık son bulmadan Türkiye halkları faşizmin esaretinden kurtulamaz. Faşizme karşı mücadele ancak sömürgeciliğe karşı mücadele ile birlikte verilirse başarıya ulaştırılabilir.

Bu saldırının Türk devletinin sömürgeci saldırı ve işgal bakanı Hulusi Akar’ın Almanya ziyaretinden hemen sonra gerçekleşmesi tesadüf değildir. Faşist Türk devleti ile aralarındaki çelişkiler hangi düzeyde olursa olsun, söz konusu olan Kürt kazanımları, Kürt halkının devrimci güçleri olunca ABD ve AB emperyalizmi sömürgeci Türk devletiyle aynı safta buluşmaktadır.

Sömürgeci Türk devletinin işgalci, katliamcı, soykırımcı saldırısına sessiz kalmayalım. Bulunduğumuz her yerde sömürgeci faşist işgal saldırısını kınayalım. Sömürgeci işgale karşı alanlara çıkalım. Sömürgeci saldırıya karşı direnişi bütün Avrupa’ya yayalım.

Sömürgecilerin emperyalist dostları varsa ezilenlerin uluslararası dayanışması olduğunu en güçlü biçimde gösterelim.

ABD ve AB emperyalistlerini teşhir edelim. Avrupa işçi sınıfı ve bütün ezilenlerinin ilerici bölükleriyle işgalci saldırıya karşı birleşelim!”