Özgürlük Nöbeti’ni Aarau grubu devraldı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen Özgürlük Nöbeti’ni Aarau Demokratik Kürt Toplum Merkezi üyeleri devraldı.

Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin 25 Haziran 2012 tarihinde Fransa’nın Strasbourg kentinde başlattığı Özgürlük Nöbeti 10. yılında devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki mutlak tecridin kırılması amacıyla 496. haftasında devam eden nöbet eylemini her hafta Avrupa’daki Kürtler ve dostları gruplar şeklinde sürdürüyor.
Nöbet eylemini yeni haftasında İsviçre’nin Aarau kentinden gelen yeni bir grup devraldı. Aaarau Demokratik Kürt Toplum Merkezi üyelerinden oluşan grupta Cevahir Gürdeğir, Kadri Karadeniz, Abdullah Demirbaş ve Serdar Turan yer alıyor.

AVRUPA'NIN SUÇ ORTAKLIĞINA TEPKİ

Grup adına konuşan Serdar Turan, kesintisiz şekilde 10 yıldır devam eden eylemin tarihi bir eylem olduğuna değinerek, “Önderliğimizin özgürlüğü için birçok eylem yapıldı. Ama bu eylem hem uzun zamana yayılması hem de uluslararası komplonun parçası olan ülkelerin üyesi olduğu kurumların yanı başında sürdürülmesiyle tarihi bir anlamı içeriyor” dedi.

Eylemin temel amacının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak olduğunu belirten Serdar Turan, “Öte yandan bu eylem Önderliğimizin yaşamını, direnişini daha iyi anlamamızı, üzerinde yoğunlaşmamızı sağlıyor” dedi.
Turan, nöbet eyleminin demokrasi ve insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden ülke kurumlarının hemen yanı başında sürdürüldüğüne dikkat çekerek, her gün katliamlarla karşı karşıya olan Kürtler söz konusu olduğunda insan hakları ve demokrasinin gözardı edildiğini vurguladı.
Bu iki yüzlü siyasetin Türk devletinin suçlarına ortaklık olduğuna işaret eden Serdar Turan, “Önder Apo’nun esaret ve mutlak tecrit altında tutulmasının temel sebeplerinden birisi de suçun ortağı olmakla ilgilidir” dedi.

 EYLEMİ SAHİPLENME ÇAĞRISI

“Düşünün ki bir halkın önderi yıllardır bir adada ağır bir tecrit altında tutuluyor ve son beş yıldır ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine izin verilmiyor” diyen Turan, Türk devletinin hem kendi hukukunu hem de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarak insanlık suçu işlediğini ifade etti.
“Bu hukuksuzluğa karşı çıkmak bütün Kürtlerin vicdani ve ahlaki sorumluluğudur” diyen Serdar Turan, bu açıdan herkesi eylemi sahiplenmeye çağırdı. “Kürt halkının durumu, Önder Apo’nun durumundan bağımsız ele alınamaz” diyen Turan, uluslararası güçlerin suskunluğunun Türk devletini cesaretlendirdiğini belirtti.
Serdar Turan, Avrupa’da yaşayan Kürtler ve dostlarına da seslenerek İmralı’dan başlayan direnişi her alana taşıma çağrısında bulundu.