Beyazıt ve Halepçe anmasına polis saldırdı: 33 gözaltı

Beyazıt ve Halepçe Katliamlarında yaşamını yitirenleri anmak için İstanbul Üniversitesi’nden Vezneciler Metro’suna yürümek isteyen gençlik örgütlerine polis saldırdı; darp edilen 33 öğrenci gözaltına alındı.

41’inci yıldönümünde Beyazıt ve Halepçe Katliamlarında yaşamını yitirenleri anmak isteyen gençlik örgütlerine polis saldırısıyla karşılaştı.

Anmanın yapıldığı İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Vezneciler Metrosu’na yürümek isteyen gençlik örgütlerine içi biber gazı olan plastik mermilerle saldıran polis, 33 kişiyi gözaltına aldı.

Gençlik Örgütleri öncülüğünde 16 Mart 1978 tarihinde Kontrgerilla tarafından 7 öğrencinin katledildiği İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde gerçekleştirilen anmaya, 78’liler Girişimi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yanı sıra çok sayıda siyasi örgüt ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Polis ablukası altında gerçekleşen anma, Beyazıt ve Halepçe Katliamlarında yaşamını yitirenler için yapılan 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.

‘YILMADIK YILMAYACAĞIZ !’

Sık sık, “Beyazıt faşizme mezar olacak”, “Beyazıt’ı unutma unutturma”, “ Halepçe’yi unutma unutturma” sloganlarının atıldığı anmada, ilk konuşma 78’liler Girişimi üyesi Hüseyin Soylu tarafından yapıldı.

Anti-faşist mücadelenin önde gelen isimlerinden biri olan Soylu, o gün tek suçlarının ülkelerini çok sevdikleri ve gizli işgale karşı mücadele ettikleri için katledildiklerini vurguladı.

Soylu, yaşananları şöyle anlattı: “1947’de itibaren ülke gizli işgal altına girmiştir. Bu gizli işgal en son 15 Temmuz’da bizim o gün mücadele ettiğimiz Fethullah denilen çete ve onun sürüleri darbe yöntemiyle açık işgale dönüştürmek istemiştir. Ülkenin direnen insanlarıyla birlikte emperyalistler ve işbirlikçileri suç üstü yakalanmışlardır. Bugün emperyalistler ve işbirlikçileri ülkemizde şekil değiştirmektedir yoksa dünden hiçbir farkları yoktur. Bugün daha gelişkin olarak karşımıza çıkıyorlar. Emperyalistler sadece ülkemizde değil Halepçe’de Kürt vatandaşlarının üzerine bomba atmışlardır. Biz yılmadık, yılmayacağız.”

‘ADALET YOKSA DEVLET ÇETEDEN İBARETTİR’

Beyazıt Katliamında yaşamını yitirenlerin avukatlığını yapan Savaş Sertataş, dava boyunca çok büyük engellerle karşılaştıklarını belirtti. Savaş, “Dava boyunca stajyer avukatların bile kimlik tespitlerinin yapılması çok uzun sürdü. İlgili kurumlardan gerekli desteği göremediğimiz için dava zaman aşımıyla sonuçlandı. Failler cezalarını çekmediği sürece bu olay kapanmayacak. Gençler bizden sonra da bu olayın peşini bırakmayacak. Eğer adalet yoksa devlet bir çeteden ibarettir” dedi.

FAİLİ DEVLET !

ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, Beyazıt Katliamının yükselen devrimci mücadelenin önünü kesmek, kitleleri sindirmek ve pasifize etmek isteyen egemen güçlerin tarafından organize edildiğini hatırlattı.

Kontrgerilla ve MHP'nin öncülüğünde örgütlenen paramiliter silahlı güçleri kullanıldığı katliamda 7 öğrencinin hayatını kaybettiğini anımsatan Yeşil, katliamdan 41 yıl geçmesine rağmen belli olan faillerin korunduğunu ve cezasız bırakıldığını vurguladı.

Tıpkı 1 Mayıs 1977 ve 12 Mart 1995 Gazi Katliamı gibi 16 Mart Katliamının da sorumlusunun devlet olduğunu kaydeden Yeşil, “Bu dava halkın vicdanında asla zamanaşımına uğramayacaktır. Bizler Çağdaş Hukukçular Derneği olarak, bir kez daha ilan ediyoruz; halka karşı işlenmiş tüm suçların sorumlularından hesap soruluncaya, kontrgerilla gerçekten ve tamamen tasfiye edilinceye kadar, yılmadan mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

‘FAŞİZME KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM’ ÇAĞRISI

Gençlik Örgütleri adına açıklamayı okuyan Melda Karaoğlu ise, 41 yıl önce bugün de çetelerin hala devletin güvencesi altında üniversitelerde elini kolunu sallayarak öğrencilere saldırmaya devam ettiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “ Bugün 41 yıl sonra yine Beyazıt’tan, bir zamanlar bizimkilerin geçtiği yollardan ve oturduğu sıralardan haykırıyoruz. Ne katliam yapan katillerinizi unuturuz ne de mücadele etmekten vazgeçeriz. Bugün bu okulun kapısından içeriye giremeyen, geçinemeyip okuyamayan, üniversitede sesi kısılmaya çalışılan sıra arkadaşlarımıza çağrımızdır: kentlerin yağmalanmasına, doğanın talanına, emeğin sömürülmesine, cinsiyetçiliğe, asimilasyona, bilginin metalaşmasına, faşistlerin saldırılarına karşı birlikte mücadele edelim.”

POLİS SALDIRDI

Açıklamanın ardından Vezneciler Metrosu’na yürümek isteyen öğrenciler polis tarafından engellendi. Bu keyfi engelle sloganlarla karşılık veren ve yürümekte kararlı olan öğrencilere polis saldırdı. Kitlenin üzerine içi biber gazı dolu plastik mermiler sıkan polisler, Özgür Gelecek Muhabiri Taylan Öztaş ve Gazete Yolculuk Muhabiri Buse Söğütlü’nün de içinde bulunduğu çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı.